Merhaba

Abone Ol

Söylenmedik söz yoktur elbet, ancak Rabbimiz iyiliği emredip

kötülükten nehyetmeyi emretmiştir bizlere. İlk yazı denemelerim ve radyo

programlarım Amasya da Milli Gençlik Vakfı nda başlamıştı. Hiçbir zaman

bırakmadım yazmayı, daha doğrusu bırakamadım.

Yaşadıklarımız, hicretlerimiz, gördüklerimiz yüreğimdeki

kanı kalemimden sızdırdı. Maalesef tek dişi kalmış canavarın Müslümanları

bölüp parçalayıp mahvettiği bir asırda dünyaya geldik. Tek dişi kalmış

canavarın yaptığı zoruma gitmiyor, onun zaten görevi ve amacı buydu. Yüce

Rabbimiz mektubunda açıkça söylüyordu bunların bizlere asla dost olmayacağını.

Bir de Müslümanların yetmiş iki fırkaya bölündüğü, birbirini tekfir ederek

katlettiğini görünce yürekten kan damlıyor kalemime. Gülümsemelerimizde bile

bir keder var.

Bu kederin sebebi kimdir bilir misiniz Bu gazete yani

Milli Gazete dir. Yazarı olmaktan gurur duyduğum ve son 20 yıldır aralıksız

okuduğum bu gazete bana şahsımın dışında Müslümanın derdiyle dertlenmeyi,

mücadeleyi, azmi, hakkı Hak rızası için söylemeyi, bedel ödemeyi, hicret etmeyi

kısaca Müslümanca düşünmeyi öğretti.

Hikmet dolu yazılar

YILLAR önce bir gün otobüs yolculuğumda çantam

çalınmıştı. Son 10 yıldır gazetelerden kesip biriktirdiğim gönül sultanı

üstadım Mehmet Şevket Eygi nin yazıları da o çantayla birlikte gitmişti. Hiçbir

şeye üzülmedim ancak bu yazılara çok üzülmüştüm. Hikmet dolu yazılar, günlük

gazete yazıları değil, her zaman tekrar tekrar okuyup düşündüğüm, anlattığım ve

bilmediklerimi bana araştırtan yazılar.

Bu gazete gözlerimi nemli, gönlümü kederli kıldı her

daim. Hangi yazarı sayayım, her biri çok şey öğrettiler bana. Her gün gazeteyi

okur, arkadaşlarla tartışırdık. Bu gazete öğretti bana üzülmeyi. Çevremde neler

olduğunu, nelerin nasıl döndüğünü. Görünenin arkasındaki görünmezi yirmi yıllık

süreçte her daim gösterdi. Bu sebeple bırakamadım yazmayı. Dertliydim,

kırgındım, üzgündüm, hatta bir dönem işimizden atılmış, Müslüman kimliğimiz

yüzünden ambargoya tabi tutulmuştuk. Hicret ettik akabinde. Hayır da şer de

Allah tan deyip azimle çalışmaya devam ettik.

Çünkü bu gazete ümid etmeyi de öğretmişti. Ümidi asla

kesmemeyi, azmi elden bırakmamayı ve sabırla beklemeyi de öğretmişti. Hakkı Hak

rızası için yazan, kaleminden iyiliği emreden kötülükten nehyeden nur

oluklarına sahip bir sürü yazar vardı ve hâlâ varlar. Her gün gazetemi alıp okurken

ne kadar içim rahatlar, adeta evime girmiş gibi içimdeki sıkıntılar dağılır ve

başlarım okumaya. Azim, Ümit ve Sabır.

Allah mahcup etmesin, Rabbim yanlış beyandan korusun

Ya Hayy deyip tebliğe devam ederiz. Sözle

anlatamıyorsak halimizle anlatmaya, ilk önce nefsimize anlatmaya gayret ederiz.

Bu kaliteli ve güzel insanların içinde bana da burada yazmak nasip oldu ve bu

şeref layık görüldü. Allah mahcup etmesin, Rabbim yanlış beyandan korusun.

Yazılarımda içinde yaşadığım toplumda tespit ettiğim

sıkıntıları, İslam dünyasını ve en önemlisi eğitimci olmam hasebiyle eğitim

konulu yazıları kaleme alacağım. Biliriz ki eğer bir şeyler düzelecekse bu ilk

önce eğitimle başlayacak. Bu milletin dirilişi ve ölü toprağını rüzgara

savurması eğitimle olacak.

Aziz kari! Bilirim ki bu gazeteyi takip edenlerin

seviyesi ve düşünme kapasitesi oldukça yüksektir. Bu beni hem korkutur, hem de

sevindirir. Hakkı Hak rızası için söyleyebilme gayret ve azmiyle Bismillah .