Mekkenin Fethi ve bilinç dünyamız

Abone Ol

Miladi yılbaşı yaklaştığında Türkiye’de zihinsel bölünmeler

keskin çizgilerle beliriyor. Bu ayrışmalar biraz da bilinç dünyasıyla

ilgilidir. Bir millet kendi değerlerinden bu kadar uzaklaştırılabilir mi

Müslüman bir coğrafyaya abanmış olan yabancılaşmanın kimi konularda

içselleştiği görülüyor. Resmi ideoloji Müslümanlara ait değerleri bir yana

bıraktı, yabancılık adına ne varsa onu kabullendi, hayatının özü hâline

getirdi. Bu, belli bir döneme kadar etkili de oldu. Eskilere döndüğümüzde

çocukluk dönemlerimizde bunların çok daha önceden başladığı görülür.

Köylerde yılbaşı kutlama eğlenceleri yapılırdı. Kentlerde,

kentlilerin dini bayramlarda likörlü bayram kutlamaları yaptıkları bilinir.

Bütün bunlar Türkiye’nin trajikomik durumu. Kendisiyle çelişen ve kendisi

olmayan durumlar.

Müslümanların bilinç ve değerlerini yaşama, rejimin

abanmasından kurtulma çabaları çok eski değil. Elli yıl öncesi ile şimdi

arasında büyük farklar var. Köylüler veya kentliler, dünyevileşme denen olgudan

önce özlerinde İslâmi bir ruh taşıyorlardı. Fakat bu küllenmiş durumdaydı. Bir

toplumun öncüleri olunca onlar gerçek değerlerini bulması zor olmaz.

Türkiye’nin sosyolojik yapısında büyük ve hızlı bir değişim yaşandı.

Alkol satan bakkallar dükkânlarından alkolü çıkarmaya,

içkili lokantalardan kaçış dönemi oldu. Bu, çevreden çevreye, kentten kente

farklılık gösterdi. Ne yazık ki bugünlerde bu, tersine dönmüş durumda.

Mekke’nin Fethi duygu ve düşüncesi bir bilinç hareketidir.

Batı’ya ve yabancılığa bir direniştir.

Mekke’nin Fethi tarihin bir dönüm noktasıdır.

Müslümanlar kendilerini önce sınırlı gibi görünen Araplara,

ardından da dünyanın egemenleri olan Bizanslılara, Perslere kabul ettirdiler.

Artık bir varlık oldular.

Müslümanlar putları yıktılar. Artık insanlığın hayatında

putların olmayacağını gösterdiler.

Günümüz yabancılığı, bir bakıma batıcılığı, yeniden

putlaşmayı getirdi. Kişileri salt zihin dünyalarında putlaştırmadılar fiili

putlar da ihdas ettiler. Bu yeni putlar etrafında yeni dinler kurguladılar.

Bunlar tamamen İslâm dışı bir hayat içerir.

İçinde bulunduğumuz direniş çevrelerinin bulundukları

yerlere baktığımızda bu, çok rahat görülebiliyor. Bu yeni din kendi

metafiziğini Hıristiyani bir özle kurguluyor. İslâm dışı bir hayat.

Toplum katında Müslüman görünmemek büyük bir zaaf. Bundandır

ki, Türkiye’de ateizm ve Marksizm çok çabuk etkilerini yitirdiler. Toplumun

kabullenemediği durumlar.

Mekke’nin Fethi kutlamaları zihinlerdeki putları kırma

bakımından önemli. 31 Aralık’ta kutlanan Mekke’nin Fethi programları Türkiye

genelinde giderek yaygınlaşıyor, etkisini de gösteriyor.

Anadolu Gençlik Derneği öncülüğünde bu yıl Türkiye’nin 200

dolayında merkezinde bu programlar gerçekleşti. Zeytinburnu AGD’nin programına

biz davetliydik, konuşmacı olarak. Bu programdaki mutluluğum, heyecanım mazur

görülsün lütfen. Hâlâ çocuksu bir heyecan ve ruh taşıyoruz. Öyle olmasa yabancı

ve geçici dalgalanmalara çoktan teslim olmamız gerekirdi. Gençlik söz konusu

olunca kendimizi tutamıyoruz. İki hafta önce Sakarya Üniversitesi kadın kolları

AGD’nin davetlisiydik. Benim açımdan oldukça verimli geçti. Zeytinburnu AGD

davette bulununca gene hayır diyemedim. Sıkıntılarıma karşın katıldım.

Halkın, çoluk çocuğun katıldığı bu tür programlarda

konuşmacı yeterince konsantre olamıyor. Halk düzeyi mi, orada bulunan okumuş

yazmışların düzeyi mi gözetilecek Gene de iyi ve hayırlı bir program

gerçekleşti. Katılım çok iyi idi.

Bu tür çalışmalar bilinç düzeyini yükseltmek adına zorunlu

ve gerekli. Gençliğin okumaya ve düşünmeye yönlendirilmesi gerekir.

Bugünün Müslümanlarını kuşatan sekülerleşme/dünyevileşme

tehlikesi var. Bunun önüne nasıl geçilir onun üzerinde düşünülmeli. Gençlik,

tercihte bulunduğu faaliyet alanlarında daha da derinleşmeli. Başka seçeneği

yoktur maalesef. Türkiye’nin ve Müslümanların geleceği açısından bu çok önemli.