Medyaya sansür mü?

Abone Ol

20 gazetenin ortak yayınladığı deklarasyon var. Özetle şöyle diyorlar:

"Medya sektörü, internet ve mobil teknolojilerinin baş döndürücü gelişimiyle, büyük bir değişim sürecindedir... Bugüne kadar bazı internet sitelerinin, gazete içeriklerimizi fikir ve emek hırsızlığı yaparak, pervasızca kullanmakta olduğu kamuoyunca da gözlenmektedir... Bu durum ciddi emek ve maliyetlerle çıkartılan gazeteler ve gazetelerin internet siteleri aleyhine açık bir haksız rekabet oluşturmaktadır. Bu aynı zamanda, hukuka ve kanunlarımıza aykırı bir durumun ortaya çıkmasına da sebebiyet vermektedir.

"Gazetelerin içerikleri, yani haberler, yorumlar, köşe yazıları, yazı dizileri, fotoğraflar, çizgi, grafik, sayfa tasarımı ve benzeri bütün unsurların tek sahibi gazetelerdir. Bu unsurların şimdiye kadar gazetelerin izni olmaksızın, fikir ve emek hırsızlığı yapılarak bazı internet siteleri tarafından çalınması eylemi gazetecilik olarak nitelendirilemez.

"Hem gerçek anlamda emek ve bilgi sonucu ortaya çıkartılan gazetelerin içeriklerini korumak ve hem de sağlıklı bir internet haber medyası düzeni için fikir ve emek hırsızlığına karşıyız. Bu itibarla, ürettiğimiz ve bütün hakları bize ait olan, haber, yorum, köşe yazısı, fotoğraf, karikatür, grafik, çizgi ve sayfa dizaynı gibi materyallerin hiçbir şekil ve hacimde kullanılmasına izin vermeyeceğiz. 1 Ekim 2012 tarihinden itibaren, hiçbir televizyon kanalı, internet sitesi ve haber portalı, aşağıda imzası bulunan gazetelerin içeriklerini kaynak göstererek dahi kullanamayacaklardır."

Destek veren de oldu, vermeyen de...

Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, destek verenlerin başında... İnternet medyasının kendilerini zor duruma düşürdüğünü söyledikten sonra devamında:

"Kendi haberlerimizi internet sitemizde bile sınırsız kullandırmadım. Ancak akşam saatlerinde koymalarına izin veriyorduk. Öncülüğünü Hürriyet, Zaman, Star ve HaberTürk yaptı. Haber için milyonlarca dolar harcıyoruz, birisi geliyor haberleri toplayıp yayınlıyor. Sayfa tasarımlarımız bile bire bir yayımlıyorlar. Böyle gitseydik bir gün kepenk indirecektik" diyor.

Habertürk yazarı Yavuz Semerci aynı görüşte değil:

"Bu gazete tirajlarını arttıracak bir uygulama değil. Büyük gazetelerin internet siteleri de bizden haber alıyor. Biz gazete haberlerini kullanmıyoruz" diyor. (Gazeteport)

Ya internet medyası

Tepkili elbette. İnternet Medyası Derneği başkanı Hadi Özışıkın sözlerini aktaralım:

"Haber değeri varsa hiçbir güç bunu önleyemez. Korsana hayır sloganının altına ben de imza atıyorum. Bize hiç davet gelmedi konuşulmadı bile. Kararı kendi başlarına aldılar. Keşke bize danışsaydılar. Bu kararın altında internet dünyasını boğma girişimi var. Bence çok ciddi yanlış yapıyorlar. Bu kararın altında kalırlar." (İnternethaber)

İnternet medyası her gün artan gücü karşısında gazetelerin, pozisyonlarını korumak için önlemler almasını anlaşılır bir talep olarak görüyor. Gerçekten de belli bir emek verilmiş haber, yazı ve fotoğraf kaynak gösterilmeden bire bir kopyalanıyor. Meslek etiğine saygısızlık yapılıyor arada...

Ancak... Evet, ancak, söz konusu gazeteler de kendi içeriklerini kullanıyor mı sahi

Garip olan bir durum var ki; söz konusu gazeteler deklarasyonda çok sert bir şekilde hırsızlık olarak tanımladıkları diğer yayın organlarının haberlerini kaynak göstererek kendi gazetelerinde, gazetelerinin web sayfalarında kullanmakta bir beis görmüyor.

Savaş açtıkları televizyonların haber bültenleri yahut internet sitelerinin özel haberlerini kendi gazete sütunlarında görüyoruz zaman zaman.

Evet yeni düzenleme şart... Hatta elzem... Bu konuda Hükumete büyük görev düşüyor. Ancak hükumet yetkilileri düzenlemeden çok, sanki bir yasaklama getiriyor gibi.

Yani, yazılı basın ile internet medyasının arasını açarak, sanki üstü örtülü bir "sansür" uygulaması başlatacak gibi görünüyor.

İnternet medyası yeraltına inmemeli. Yasal düzenleme ile belli normlara getirilmeli. Ulaşılabilir bir mecra halinde olmalı.

İnternet Medyası Federasyonu adına bir açıklama yapan Talat Atillanın sözlerini de aktaralım:

"Yeraltına inen bir internet medyasının yaptığı hiçbir yayın kontrol edilemeyecek, haberlerle ilgili muhatap bulunamayacak, örneklerini daha yakın geçmişte yaşadığımız ve ancak temizlenebilen kirli yayıncılık tekrar başlayacaktır.... Deklarasyona imza atan gazetelerin olayı bu açıdan da düşünmelerini ve pratikte de karşılığı olacak (haberin yazının belli bir bölümünün alıntılanıp devamının kaynağa aktif linkle yönlendirilmesi gibi...) bir düzenleme yapmalarını tavsiye ederiz. Bu uygulama gazetelerin internet sitelerinin izlenme oranını da yükselterek, yayın organlarının daha fazla reklam almasına ciddi bir katkı yapacaktır" diyor.

Peki bu "deklarasyon"dan sonra gazetelerin tirajlarında ne gibi değişiklikler oldu

Bunu da "gazeteciler.com"dan öğreniyoruz:

"Tirajı en çok düşen gazete, deklarasyonun ateşli savunucuları Zaman ve Habertürk olurken, Posta, Sabah, Takvim, Akşam, Yeni Şafak, Radikal ve Yeni Asır gazetelerinin tirajları da düştü."

İnternet sosyal medyanın vazgeçilmez unsurlarından. Yazılı gazeteler ise, medyanın en önemli haber kaynaklarından... Hem interneti, hem de gazeteleri ortak bir menfaatte buluşturmak kaçınılmazdır.

Ancak ülkeyi yönetenlerin niyeti sağ gösterip sol vurmak ise, bu konuda üstü örtülü bir sansürden söz etmek pekala mümkün.