Mancini, Emreli Takımı izledi mi
MANCINI, ülkemize geldiği ilk günlerde, bırakın yerlileri, yabancıların bile bir kısmını tanımıyordu. Bu nedenle de kendisine bir zaman tanınması gerektiğini dile getirmiştim. Hele hele Terim hocadan sonra...
Zaman geçti. Bizim arkadaşlar Kasımpaşa maçının Mancini’nin 10. veya 11. maçı olduğunu söylediler. Hayli yüksek bir rakam. Eh bir de idmanları katarsak, bir hocanın takımını tanıması için yeterli bir zamandır. Tabii ki idmanlarda yapılan çift kaleler de buna katkıda bulunur. Ama gelin görün ki, Mancini hâlâ takımını tanıyabilmiş değil. Kendisine bir öneride bulunacağım. Diyeceğim odur ki, Kasımpaşa maçının ilk 56 dakikası ile sonraki kalan kısmını bir izlesin. Baksın bakalım Emre oyuna girdikten sonra, yani orta alanda top yapan oyuncusu sayısı hemen hemen yarım iken 1,5’a çıkınca neler olmuş. Driplingle oyuncu eksiltme, boşa çıkarak top alıp verme ve tekrar alma işleri Kasımpaşa’nın 56 dakikalık hükümranlığına nasıl son vermiş.
Şota’nın takımı belli ki Galatasaray’ı çok iyi analiz edip, presi de koyunca, Melo ile Selçuk kilitlendi ve dolayısıyla da Galatasaray takımının arka bloğu ile ön tarafının ilişkisi tamamen koptu. Eh Eboue, Burak, Drogba ve Bruma’dan kurulu dörtlü de alış veriş için geniş ve dik büyük sahalar kullanmayınca Kasımpaşa, hem de hepsi usta ayak olan, orta alanı ile maçı domine etti. Ama farkı büyütüp maçı koparacak son hamlelerde eksik kaldı.
Galatasaray’a dönersek. Drogba ve Burak yetmezmiş gibi bir de Umut girmez mi ikinci yarı oyuna... İşte burada Kasımpaşa’nın Emre girene kadar gecen 11 dakikada skoru büyütme eylemleri sonuç vermedi. Ve Emre’yle tutundu Mancini maça. Tabii ki anlayabildiyse...
Bu arada Galatasaray takımında bir oyuncu var. Adı Yekta... Her maç yedek kulübesinde ama hiç oyuna girmiyor. Ne için orada Sayısı tamamlamak için ise gereksiz. Bence Yekta, idman çizelgesini bilmiyor ama orada olduğuna göre iyi, sağ önde, hatta Selçuk’a yardımcı olarak takımda yer alabilir. Elindeki kadroyu bu kadar kötü kullanmak İnter’i üç defa, Manchester Ctiy’i de 50 yıl sonra şampiyon yapan bir hocaya yakışmıyor.
İnsanın aklına şu geliyor; Acaba Şota Galatasaray’da olsa, puan hanesinde daha bir zenginlik yaşanır mıydı Tersi Mancini, Kasımpaşa’da olsaydı, lig ikinciliği yerine Kayseri takımlarından birinin yerinde mi olunurdu
Sahaya gelince... Çim uzmanlarının mutlaka bu zemini etüt edip bir önlem almaları gerekiyor. Tamam eskisi gibi kelleşmiyor ama üzerinde de kimseyi ayakta tutmuyor. Her iki takımın kaçırdığı müthiş pozisyonların neredeyse tamamı bu zeminin eseri idi.
TRABZONSPOR MU
Kadro artık klasikleşiyor. Goller rakip yardımıyla oldu desek yalan olmaz. Ama en azından Colman’ın form tutuşu ile Zokora, Colman Soner üçlüsü en doğru tercih. Bir de Malouda üç beş sene öncesinden esintiler yapsa... Kaleci Onur mu Tabii ki bir takımın kalecisi her puanın altındaki bir numaralı imza oluyorsa bunun nedeni de araştırılıp bulunmalıdır.
KEMAL BELGİN