Manas’ın Topraklarından Bayram Notları - Bişkek

Abone Ol

Kırgızistan. Orta Asya’nın kalbi. Yirminci yüzyıla kan kusturan komünizmin tam 110 yıl bizleri ayrı bıraktığı ata topraklarımız. Dünyanın en uzun destanı Manas’ın doğduğu, Cengiz Aytmatov’un, güler yüzlü insanların ülkesi…

***

Bu bayramı; Bişkek’te Uygurların camisinde karşılamak… Beş altı balası (çocuğu-yavrusu) olan kenar mahallelerde milletimizin kurbanlarını kesip dağıtmak… Obereg Yetimhanesi’nde yavruları kucaklayarak karşılamak nasip oldu! Tengri Dağları’nın steplerinde at koşturan Kırgızlara eşlik etmek. Turan ülkesini görmek de!

İKİ BAYRAM, BİR KURBAN KOMÜNİZMİ ALT ETMİŞ!

Komünizmin Avrasya’da asırlık hâkimiyeti olmuşsa, İslam’ın da ramazan, kurban, cihat, zekât, bayram gibi onu evrensel kılan güç dayanakları var.

Milletimiz bağrından, yardımlarını akıtacak güzide kurumlar çıkarıyor. Son zamanlarda yaşadığı hızlı dönüşüm ile Kızılay, bunların en başlarındakilerden. AFAD, Diyanet Vakfı, İHH, Cansuyu hakeza. İyi ki varlar! Yardım ekiplerimiz de bir hayli profesyonelleşmiş.

Diyeceksiniz ki, yurtdışına yardım için gün aşırı tabela holdingler gibi kurulan derneklere devlet bir strateji çizmeli! Doğrudur, ayrı konu!

BİŞKEK’TE ÇİFTE BAYRAM!

Bişkek’e indiğimiz 31 Ağustos günü, Kırgızistan’ın SSCB’den milli bağımsızlığını ilan ettiği gün. (1991).

O gün çocuğu, ergeni, yaşlısı en güzel kıyafetlerini giyip şehir meydanındaki kutlamalar için akıyordu! Manas Destanı’nı yiğitlikle okuyan gençler… Konserler, gösteriler…

ASİA MALL’A AKINI DURDURACAK YOK MU?

Bişkek’in her yanı ünlü Türk markalarıyla dolu. Hatta bizde yıllar önce kapanan Demirbank şehrin her yerinde.

Bir tane de maalesef çok büyük bir AVM (Mall) açılmış. İsmi ASİA! O bayram gününde insanlar akın ediyordu adeta! Çocuklar, hele gençlerin gözlerindeki heyecan ilginçti. Zannedersiniz Tengri Dağları’nın üzerinden bir ay doğacak üzerlerine!

***

Kapitalizmin, nefsi azgınlaştıran, doymak bilmez tüketim furyası belli ki Kırgız halkını da efsunlayacak. Çok yazık! AVM’deki bayram coşkusu, aklıma gayrı ihtiyari İsmet Özel’in cellâdıma gülümserken şiirini düşürdü nedense!

***

Oysa bir öğretmenin maaşı 120 dolar. Ev kirası ise 300 dolar. Lakin 500 dolarlık cep telefonları için AVM’ye koşuyorlardı! Nasıl geçiniyorlar anlayamadım bir türlü! Rusya’da 1 milyon Kırgız varmış. Onlar senede 2 milyar dolar ülkeye gelir aktarıyormuş!

***

Şu da var: 25 yıl önce Bişkek’teki tek camiinin en genci 33 yaşındaki Bayram Ağabey iken. Şimdi camiler 50’yi geçmiş. Cemaati de çoğunlukla genç! Şükürler olsun!

ALTINA KANADALI, EĞİTİME PENSİLVANYALI ÇÖKMÜŞ!

Ülkede petrol yok. Altın madeni vermiş Yaratan. Lakin Kanadalı bir firma çıkarıyormuş. Yıllar önce yapılan sözleşmeler gereği, Kırgızistan’a hiçbir şey vermiyormuş!

“Bana ne Kanada’dan, Rusya’dan!” diyecek bir siyasi cesaret gerek Kırgızlara. Ancak bunu önce Rus hegemonyası yok etmiş! Ardından 92’den beri ülkedeki yaygın Gülenizm hareketinin “Batı ile dost, sözde kaliteli eğitim veren Sebat Eğitim Kurumları” şimdilik baskılamış!

***

Her ne kadar Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, SEBAT okullarının adını SAPAT (Sıfat) olarak değiştirse de Türkiye bunu yeterli bulmuyor. “Bu okullardan devletimizi yöneten iyi kadrolar yetişti. Üstelik Türkiye bize tavsiye etti hep!” diyor görüştüğümüz bir muhalefet lideri.

Türkiye’nin çizgisine gelmeleri biraz zaman alacak gibi. Akıllı, sabırlı, derin diplomasi gerek! Monşer diplomasisi değil!

KURTTAN DAHA FAZLA ETİ KİM YER?

Orta Asya’da bir söz varmış. Kurttan daha fazla yiyen biri varsa o Kırgız’dır! Gerçekten de dağlarda ve yemyeşil ovalarda beslenen hayvanlarının etleri hem çok doğal, hem çok lezzetli. Bir dönem Rusya’nın et deposu imiş zaten Kırgızların ülkesi…

VİCDANSIZLAR!

Devlet fakir. Ama vatandaşın durumu fena değil. Bişkek ise tam bir huzur adası. Çok geniş, düz bir alana kurulmuş. Her köşe başında bir park yok. Sanki Bişkek’i ormanın içine gizlemişler. Devasa meşe ağaçları… Tarla gibi bulvarlar… Sorunsuz akan trafik… Ruslardan kalma büyük binalar, muntazam kent planı… Sakin, keşmekeşten uzak, huzurlu bir şehir!

Bu manzarayı görünce… İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana… Tüm sahil şeritlerimiz… Ve bütün büyükşehirlerimizde ecdadın bağrına son 30 senede beton gökdelenler diken başkanların hiç mi vicdanı sızlamaz? diye geçti içimden!