İlk şehidimiz Roma’da

Kudüs Patriği İbni Nazur, aynı zamanda Bizans İmparatoru’nun dostu ve Şam diyarının da patriği idi.

Patrik anlatıyor, “Heraklius, Kudüs’e geldiğinde bir gün morali bozuktu.

Patriklerden biri ona, “Durumunu iyi bulmuyoruz” dedi.

İbni Nazur dedi ki, “Heraklius, yıldızlara bakan  kâhin idi. Ona sorduklarında, “Bu gece yıldızlara baktığımda sünnetlilerin kralını gördüm; o zuhur etti. Bu milletten kim sünnet olur?” dedi.

“Yahudilerden başkası sünnet olmaz, onlardan endişe etme. Ülkenin şehirlerine yaz oralarda olan Yahudileri öldürsünler” dediler.

Onlar bu konuda konuşurken Ğassan kralının gönderdiği, peygamberden haber getiren bir adam, Heraklius’un yanına geldi.

Heraklius, o haberi alınca, “Götürün bunu, sünnetli mi değil mi bakın” dedi.

Baktılar, sünnetli olduğunu Heraklius’a haber verdiler.

Ona Arapları sordu, “Hepsi sünnet olur” dedi.

Heraklius, “İşte bu milletin kralı zuhur etti” dedi.

Sonra Herakleios, Roma’daki arkadaşı, ilimde kendisi gibi olan papaya mektup yazdı.

Heraklis, Hımıs’a hareket etti.

Daha Hımıs’ta iken Roma’daki arkadaşından, onun peygamber olduğu konusunda görüşüne uygun  mektup geldi.

Bazı kaynaklarda elçi Dıhye’nin Roma’ya gittiğini ve mektubu Dağatır’a kendisinin verdiğini yazar.

Heraklius, Hımıs’ta Rum büyüklerini sarayında topladı, kapıların kapatılmasını emretti, kapılar kilitlendi.

Heraklius, onların huzuruna çıktı ve “Ey Rum topluluğu, kurtuluşa ve doğruya kavuşup, mülkünüzün sizde kalmasını ister misiniz?

Öyle ise bu peygambere biat ediniz” deyince hemen aslan görmüş yaban eşekleri gibi kapılara doğru kaçmaya başladılar ve kapıları kilitli buldular.

Heraklius, onların bu tekliften nefret ettiklerini görüp imanlar da ümitsizliğe düşünce dedi ki: “Bana geri geliniz, ben biraz önce sizin dininize bağlılığınızın şiddetini  denemek için söyledim ve gördüm.”

Heraklius’a secde ettiler, ondan hoşnut oldular.

İşte Heraklius’un davet konusundaki durumunun sonu budur” (Buhari Sahih, K. ed’l-Vahy, bab 1) Hadis no 7)

27.09.2002 tarihinde bu köşede yazdığım gibi, Roma’daki papa, mektubu alınca Müslüman olur, papazlarına da Müslümanlığını duyurunca orada linç edilerek öldürülür.

İbni Hacer-il Askalani’nin el-İsabe’de 2/216, Dağatır maddesi, No 4211 de  haber verdiğine göre Roma’daki papa Müslüman olmuş.

Bir başka rivayette papa, mektubu okur, siyah elbiselerini çıkarır, bembeyaz elbiselerini giyer. Piskoposları toplar ve onların huzurunda mektubu okuduktan sonra “Kelime-i Şehadet” getirerek Müslüman olur ve piskoposlar orada eski papa, yeni Müslüman’ı linç ederek şehit ederler.

(İbn-i Sa’d, Tabakatü Kübra 1/276,

İbni hacer, Feth-ul Bari, 1/37,

İbni Hacer, el-İsabe Dağatır maddesi,

Ayni, Umdet-ül Kari 1/98,

İsbehani, Delail’ün-Nübüvve 1/64,

İbn’ül-Esir, Üsd’ül-ğabe, Dağatır maddesi,

İbni Hıbban, Sikat 2/7)

Bizim anlayacağımız, Vatikan’ın temellerinde şehit kanı vardır.

Her gün, “İsa Allah’ın oğludur” diyerek Allah’a bile  yalan söyleyenler, onun kullarına haydi haydi yalan söylerler.