Tüketicinin yaklaşık %40’ı hayatında ilk kez yüksek enflasyonla karşılaşıyor ve ne yapacağını bilmiyor. Enflasyon ortamında tüketici neler hissediyor? Böyle bir ortamda markaların tüketiciyle nasıl iletişim kurması gerekiyor? İşte bu soruların cevaplarını bulmak için “2022 Tüketici Dip Dalgaları Raporu” kamuoyuyla paylaşıldı. Rapora göre “2022’de yeniden eve dönüş bekleniyor! Çünkü “sadece temel ihtiyaçlarım için alışveriş yapıp, keyfi alışverişlerden uzak duracağım diyenlerin oranı %68’e ulaştı!”
Çok Yıpratıcı Dönem
Yakın zamanda alım gücünün bu kadar düştüğü bir başka dönem olmamıştı. Rapora göre; sadece Aralık ayında yaşadıklarımız gösterdi ki; herkesi zorlu ve bir o kadar da belirsiz bir yıl bekliyor. Adaletten eğitime, çevreden ekonomiye belirsizliğin hâkim olduğu bu ortamda tüketici için en büyük ve belki de en anlamlı yansıma ise enflasyon. Alım gücünün düşmesi kadar artan endişe ve stres seviyeleri akıl sağlığı problemlerini de beraberinde getiriyor.
2022’de belirsizlik ve enflasyonla tüketicilerin güvensizlik, endişe ve stres duyguları da artacak! TL değer kaybediyor, fiyatlar artıyor ve keyfi harcamalar kısıtlanıyor. Tasarruf etme motivasyonu ve güvensizlik hissi artıyor. Tüketiciler hızlı hareket edip aradığı fiyatı kolayca bulabildiği ortamları seçmeyi amaçlıyor. Yüksek enflasyonun yaşandığı günümüzde tüketicilerin davranışlarını en çok etkileyecek motivasyonların başında “kontrol güdüsü” geliyor.
Geçmiş Krizlerin Okuması
Konda araştırmasına göre; “ülkemizde her 100 hanenin 36’sının geliri giderinden eksik. %51’in ise geliri ile gideri denk, yani bir tasarruf imkânı yok.” Yine aynı araştırmaya göre sadece %13’ün geliri giderinden fazla! Türkiye’de bir hanenin ortalama 3,3 kişiden oluştuğu göz önüne alındığında sosyal yardım alan kişi sayısı 22 milyona ulaştı. Bu durumda geçmiş krizlerin okumasının iyi yapılması gerekiyor.
Geçmişi ve geleceği doğru harmanlayanlar kazanacak. Çünkü tüketici yaşam standartlarını koruyamadığından satın alma alışkanlıklarını gözden geçirerek bütçesine uygun yeni seçimlere yönelecek. Türkiye geneline baktığımızda; satın alınan günlük ürünlerin tüketiminin azaltılması (%53), büyük masrafları ertelemek (%48), esnek ödeme ihtiyaçlarının artması (%42), kredi kartından daha fazla alışveriş yapmak (%60) tüketicilerin hayatında hâlihazırda var. Çünkü enflasyonda çift haneli artışlar sonrasında tüketicinin alışveriş alışkanlıklarında ciddi bir panik atak hali oluştu.
Yeni Tüketici Tipi
Tüketicilerin çoğunluğu önceleri ihtiyaçlarını “uygun fiyata” odaklanırken yüksek enflasyon ortamında “nasıl daha uyguna getiririm?” sorusuyla yüzleşiyor. Öteki beriki kalmadı: herkes “hayatta kalma” endişesi taşıyor. Çünkü art arda gelen zamlarla alım gücümüzün düşüşü, 2021’in son çeyreğinde hayatın merkezine otursa da 2018’deki ani kur yükselişinden beri alım gücümüz devamlı azalıyor. Markalar da uzun zamandır tüketiciyi kaybetmemek veya alt segmente geçiş yapan tüketiciyi kazanmak için fiyat-performans odaklı iletişimler yapıyor.
Rapora göre; Türkiye’nin herhangi bir ilindeki evinden dünyaya açılan önemli bir kitle ortaya çıkıyor. Bu kitle kur farkı sebebi ile TL bazında gelirini artırıyor. Ürün üretim, dağıtım ve tüketimi, yer/zaman/sıklık döngüsünde, bir dashboard üzerinden anlık takip edebilen ve buna göre pazarlama ve satış aksiyonlarını alan firmalar, bu yeni tüketicilerin taleplerini karşılayarak büyümesi hızlanacak. Güvensizlik ortamında güven vermek sadece tutarlı olmak ve finansal olarak pozitifte kalmak değil, geleceğe umutla bakmayı ispat etmek anlamına geliyor.
Ezberlerin Sorgulanması
Uzmanlara göre; yirmi yıldır uzak olduğumuz yüksek enflasyon ortamını anlamak için seksenleri, doksanları hatırlamak iyi olabilir. Tüketiciler fiyatları çok yakından takip eder, bazı temel ürünlerde evlerde stoklama yapılırdı. Günümüzün gerçeği ve yükselen yıldızı e-ticaret olduğu için “akıllı kanal tercihleri ve kampanyalar” yapılması öneriliyor. Bu nedenle oluşturulacak satış ve iletişim stratejilerinde tüketicilerin nerede konumlandırıldığı ve onlarla hangi tonda iletişim kurulduğu her zamankinden daha önemli olacak.
Bu zorlu süreçte hiçbir kurumun “ezberlenmiş bilgileriyle strateji geliştirme ve hareket etme şansı” bulunmuyor! ”Hane halkını anlamak, dayanışma içinde olmak ve ezberleri sorgulamak” kayıpları azaltacaktır. Tüketicilerin “aldıkları kararlarda kontrolün kendilerinde olduğunu hissetmesi” ve bu bağlamda bazı “temel tüketim ürünlerinin yüksek miktarlarda cazip fiyatlarla evlere servisi” öneriliyor. Markalar, tüketicileri için sadece maddi ve fiziksel anlamda değil ruhsal anlamda da bir mücadele içinde olmalıdır.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.