Sine-i millete dönme sözünü bundan yaklaşık 2 ay kadar önce CHPGenel Başkanı Baykal telaffuz etti. İlk duyduğumuzda CHPnin sine-i millete dönme hususunda kararlı bir duruş sergileyeceği intibaı edinmiştik. Ancak, daha sonraları aynı söz tekrarlandıkça vurgu hafifledi, sanki "Bir kere ağzımızdan çıkmış bulundu" demeye getirilmeye başlandı. Hele bir de MHPGenel Başkanı Bahçelinin Baykalın bu sözlerini sahiplenmesi CHPyi iyice sindirdi, geri adım atmasına yardımcı oldu. Çünkü, MHPnin Mecliste sandalyesi yoktu. Bu bakımdan dışardan ahkam kesiyor, CHPkesesinden bonkörlük yapıyordu. Kaldı ki, seçimlerin hemen ardından partisinin barajı aşamayarak Meclis dışında kaldığı anlaşılır anlaşılmaz Bahçeli bu mağlubiyet sebebiyle kendisinin sorumlu olduğunu, bu sebeple de genel başkanlıktan ayrıldığını açıklamıştı. Bahçelinin bu açıklamasının ardından DYPGenel Başkanı Tansu Çiller ile ANAPGenel Başkanı Mesut Yılmaz da aynı gerekçe ile hem partilerinin genel başkanlığından ayrılmış hem de siyaseti bırakmışlardı. Ne var ki, çok geçmeden Bahçeli yeniden ortaya çıktı ve MHPde yeniden genel başkan oldu. Bir bakıma söylediği sözden dönmüştü.
Bu bakımdan Mecliste temsilcisi bulunmayan bir partinin genel başkanı olarak sine-i millete dönmekten söz etmesi ve CHPyi iteklemeye çalışması sanıyorum bir siyasi taktikten ibaretti. Ancak, hemen belirtmeliyiz ki, Baykalın sine-i millete dönme açıklamaları da düşünmeden söylenmiş, arkasında durulamayacak bir söz olmaktan öteye gidemedi.
Çünkü, medya günlerce bu sine-i millete dönüşü konuştu ve yazdı. Pek çok senaryolar üretildi. Öyle bir noktaya gelindi ki, millet sanki CHP sine-i millete dönecek ve böylece mart ya da nisan da erken seçim olacak duygusuna kapıldı. Aradan geçen zaman ve onca tartışmanın ardından şimdi görüyoruz ki sine-i milletçilere milletin sinesi dar gelmiş, artık hem bu sözü tekrarlamıyor, hem de sine-i millete dönmenin istenen sonucu verip vermeyeceğinin şüpheli olduğundan söz ediyorlar. Halbuki, sine-i millete dönmekten söz etmeden işin bu boyutunun iyi düşünülmesi gerekmez miydi
Sözü uzatmanın anlamı yok. Ülkemizde bazı partiler günlük siyaset yapıyor, laf ebeliğini siyaset sanıyorlar. Özellikle bazı partilerin muhalefet anlayışı iktidarın başarısızlıkları üzerine bina ediliyor. Başarısızlık eleştiriliyor, kendilerinin daha iyi yöneteceklerini ileri sürüyorlar.
Buna karşılık milletin karşısına çıkıp ülkenin problemlerine yönelik hazırlamış oldukları proğram ve çözüm önerilerini takdim edip buna dayanarak oy istemiyor, sadece iktidarların olumsuzluklarını eleştiriyorlar. Bu yüzden yapamayacakları pek çok şeyi söylüyor, milletin teveccühünü kazanmaya çalışıyorlar. Milletin unutkanlığından yararlanmak istiyorlar..
Ülkemizin iç ve dış politiya yönelik pek çok problemi var. Bunu hepimiz biliyoruz. İktidarın yanlışlarını da hergün dile getiriyoruz. Aynı şeyi siyasilerin yapmasının aslında pek fazla anlamı yok. Onlar ülkeyi yönetmeye talip olduklarına göre alternatif çözümler sunmak durumundadırlar. Alternatif proğramlar ve projeler üretecek birikim ve anlayışa sahip olmak gerekiyor. Yoksa iktidarın yanlışlarını eleştirerek ne iktidarı yanlıştan döndürmek mümkündür ne de bu yanlışların düzeltilmesine katkıda bulunulmuş olur.
Demek istediğim o ki, bundan böyle sine-i millete dönme tehdidi de unutulmaya terkedilecektir. Yeni stratejiler geliştirilmeye çalışılacaktır. Tüm bunlar ülke meselelerine elbette çözüm anlamına gelmeyecek, millet oyalanmaya devam edilecektir. Bu arada medya da farklı teklif ve proğramları milletten gizlemeye devam edecektir. Çünkü, onlar istiyorlar ki bu ülkede horoz dövüşü devam etsin, patronların işleri aksamadan yürüsün.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.