25. cüzün 2. sayfasından başlayan Şura suresi 13. ayette Yüce Rabbimiz: “O (sizi yaratan) Nuh (as) a vasiyet ettiğini ve sana vahy ettiğimizi (Kur’an-ı Kerimi), İbrahim, Musa ve İsa (as) ya vasiyet ettiklerimizi ayakta tutasınız ve bölünmeyesiniz diye sizin için Şeriat (yasa) yaptı” beyanatını vererek tüm ilkeleri içine almak üzere Şeriatı bizim için büyük bir ilke yaptığını bildirirken Şeriata uyulmadığı takdirde bölünmeler olacağına da işaret edilerek önemli bir uyarı yapılmıştır. Günümüzdeki Müslümanların bölünmelerinin başlıca sebebi budur. Yine Şura 36, 37, 38 ve 39.a: “İman edip Rablerine tevvekkül eden (güvenen), (yanlarından geçtikleri halde) günahların büyüklerinden, çirkin işlerden ictinab eden (büyük günahlara, çirkin işlere meyletmeyen), kızdıkları zaman bağışlayanlar. Ve Rablerine icabet edip namaz kılanlar ve işlerini kendi aralarında şura (meclis istişaresi) ile görenler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan yoksullara yardımda bulunanlar, tecavüze uğradıklarında yardımlaşanlar için Allah’ın yanında bulacakları çok daha hayırlı ve süreklidir” beyanlarıyla “Allah’ tevekkül etmek, büyük günahlardan, (fuhuş gibi) çirkin işlerden sakınmak, kızma anında bağışlayıcı olmak ve tecavüze uğrayanlara yardıma koşmak” ilkeleri hatırlatılmıştır.
Zuhruf suresi 43 ve 44. ayetlerinde Yüce Allah Peygamberimize hitaben: “Sana vahy edilene (Allah tarafından kalbine indirilene) yapış, sen kıvamını bulmuş yol üzerindesin, o sana vahy edilen senin için de kavmin için de bir zikirdir (ilkedir), yakında ondan sorulacaksınız” emir ve beyanlarıyla Peygamber Efendimize vahyedilen Kur’an-ı Kerim’in hem Peygamberimiz ve hem de biz ümmetleri için bir ilke olduğu ortaya konmuştur. Kur’an’dan sorumlu olduğumuz bildirilmiştir.
45. ayette ise: “Senden önce gönderdiklerine Rahman’dan başka ilahlar oluşturduk mu ” emir ve sorusuyla Yüce Allah öncekilere susturmak amacıyla sormayı Peygambere emrederken, biz ümmetlerine de `tarih okumayı’ bir ilke olarak işaretlemektedir.
Peygamberimiz bu ayetin gereği olarak Hıristiyan ve Yahudilere susturucu sorular sormuştur.
Duhan suresi 58.ayette Yüce Allah Peygamber efendimize hitaben: “Biz onu (Kur’an-ı Kerimi) senin dilinle kolaylaştırdık ki onlar öğüt alsınlar” beyanıyla “Kur’an-ı Kerim’in öğüt almak için okunması” ilkesi tekrar edilmiştir. İşte buradan mukabelelerin açıklanarak okunması gerektiği de ortaya çıkıyor.
Casiye suresinin 18. ayetinde Yüce Rabbimiz: “Sonra seni işinde bir şeriat (yol ve yasa) üzerine koyduk, ona uy, bilmeyenlerin hevasına uyma” beyan ve emirleriyle `şeriata, yani ilahi yasaya uymayı İslam’ı bilmeyenlerin hevasına uymamayı’ önemli bir ilke olarak önümüze koymuştur.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.