Her başlangıcın bir sonu var. Sabitlenmiş zaman yakındır.
Bildiğiniz üzere AKP olağanüstü kongresini yaptı. Yeni Genel Başkan ve Başbakan
yeni görevine başladı. Daha öncekilerde olduğu gibi görkemli bir kongre oldu.
Sanki Tayyip Erdoğan ın manifestosu gibiydi. Görüntü cazip olmasına rağmen
muhteva konusunda endişeliyiz.
Tarih ne kadar ibretlik olaylarla dolu değil mi Erbakan
Hoca bütün siyasî rakiplerini alt ederek silkeleyip atmış, sağcılık ve
solculuğun bir aldatmaca olduğunu ispat etmişti. Darbeler bile Millî Görüş
yürüyüşünü durduramadı. Lider, yasaklı olsa da hareket devam ediyordu. Çünkü
Erbakan Hoca binlerce Millî Görüş gönüllüsü yetiştirmişti. Siyonizm, Kale
içinden alınır formülünü işletti. Erdoğan ve Gül ün aktörlüğünde Millî Görüş
hareketini böldü.
Ya şimdi! Bu ikili arasında yaşananları biliyorsunuz!
Sayın Gül, Partime geri döneceğim deyince, Gül ün görev süresinin dolmasından
bir gün önce yangından mal kaçırırcasına olağan üstü kongreyi topladılar.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden 17 gün sonra. Gül ailesinin 28 Şubat sürecinde
bile böylesine dışlanmadık benzeri sitemlerini hep birlikte takip ettik.
AKP liler, Gül e diyet borcumuzu ödedik gibi incitici sözler ettiler. Ben bu
partinin kurucusu, ilk başbakanı ve ilk cumhurbaşkanıyım dese de Gül ü AKP nin
istenmeyen adam ı haline getirdiler.
AKP li eski bir bakanın söyledikleri her şeyi anlatmaya
yetiyor: Sayın Başbakan ın kafasında ne mahalli idareler seçimini kazanmak, ne
Anayasa değişikliği, ne de başka bir şey var. Onun tek hedefi var: O da Gül den
kurtulmak. Kendisine büyük risk teşkil ettiğini bildiği halde, sırf ondan
kurtulmak için Köşk e çıkacak.
Bu ibretlik olayı Erdoğan ın çok sevdiği şu cümleyle
ifade edelim: Neredeeen nereye!
HALKA SAYGILI OLMALI
Sayın Erdoğan için kongre boyunca hem genel başkan, hem
başbakan, hem de cumhurbaşkanı sıfatı kullanıldı. Bir kişi aynı anda iki ayrı
kurumla ilgili sıfatlar kullanabilir mi Bu ne unvan ve makam sevgisidir!
Hukuk devletinde herkesin görev, yetki ve sorumlulukları
bellidir. Böyle uygulamalar yetki kargaşasının önünü açmaz mı
Sayın Erdoğan, Davutoğlu emanetçi değildir ifadesini
kullandı. Daha işin başında bunun böyle yürüyeceğinin güvencesini vermesi
gerekmez miydi Cumhurbaşkanın 77 milyonu kaynaştırma sorumluluğu vardır.
Halkın onu seçmesinden itibaren bu hassasiyeti göstermesi gerekmez miydi
Ama Sayın Erdoğan ne yaptı Ortada icraatın başı olarak
yetkilendirilmiş bir Genel Başkan ve Başbakan dururken; başta muhalefet
partileri olmak üzere, bazılarına eleştiri yağmuruna tuttu. Bunlar icraatın
başı tarafından seslendirilmeliydi. Halka saygı da bunu gerektirirdi, diye
düşünüyorum. Bu, AKP kadrolarına güvensizliğin bir sonucu mu yoksa
Ortak akıl deyip her şeyi ben bileyim havasına
bürünmek ne derece inandırıcıdır Cumhurbaşkanlığı makamında kimse benim
sessiz kalmamı beklemesin sözü, yoksa her şeye burnunu sokacağı anlamına mı
geliyor
Sayın Davutoğlu, Kongre de Erdoğan gibi, duygusal üslûp
kullandı. Beklediğimin üzerinde bir performans ortaya koydu. İnancımız ve
tarihimize atıfta bulunarak milletimizi merkeze alan bir politika izleyeceğini
vurguladı. Bunlar güzel sözlerdi. AKP konusundaki endişemiz doğru sözler edip
yanlış yol takip etmesidir. Davutoğlu na başbakanlığı hayırlı olsun derken,
ondan söz ve icraat uyumu istiyoruz.
ERBAKAN İSTİSMARI
Kongrede gördüğümüz önemli bir konu da önemli devlet
adamı ve manevî şahsiyetlerin bol bol anılmasıydı. Bu şahsiyetlerle AKP nin
ilgisi ne kadardır acaba Onlardan biri de Erbakan Hoca idi. Hoca nın AKP ile
ilgili söyledikleri ortadadır. Buna rağmen söylenenleri istismardan başka ne
ile izah edeceğiz Sayın Erdoğan, Bu harekette Necmettin Erbakan ın da emeği
vardır derken Sayın Davutoğlu, 28 Şubat sürecinde davasını, sesi titremeden
savunan adam ifadesini kullandı. Bunları söyleyenler Erbakan Hoca nın
programına sahip çıkması gerekmez mi Ama temel konularda onlarla Erbakan Hoca
arasında öylesine büyük uçurum var ki! Erbakan, İslâm Birliği için mücadele
verdi; onlar AB için. Erbakan önce ahlâk ve maneviyat diyordu, onlar zinayı suç
kapsamından çıkardılar. Daha pek çok farklılık!
Erbakan Hoca, bu tür sözlere defalarca cevap verdi. Bir
Saadet Partisi toplantısında bu çeşit oy avcılarına şöyle demişti: AKP, biz de
Millî Görüşçüyüz, dedi; millet de onları Millî Görüşçü zannetti! Böylece
geldiler, milletin oyunu aldılar. Neler söylediklerini biliyorsunuz: Biz
Erbakan ı cumhurbaşkanı yapmak istiyoruz. Bizi o kurdu. Onun emrindeyiz. Şimdi
hâlâ bunu söyleyenleri duyuyorum. Burası neresi Burası Saadet Partisi, Millî
Görüş. Böyle söyleyerek beni AKP nin günahlarına ortak yapıyorsunuz.
Hakkın yanında yer alıp bir ömür sebat göstermek ne kadar
önemli ve ne büyük bir nasiptir
Başbakan hepimizin Başbakanı, cumhurbaşkanı hepimizin
Cumhurbaşkanı! Bu ülkenin sorumluluğunu yüklenmiş insanlar. O makamları emanet
olarak bulunduruyorlar. Kongrede söz verdikleri üzere, Emr olunduğun gibi
dosdoğru ol ayetindeki mânâya sadık kalmalılar. Özellikle Sayın Davutoğlu ndan
söz ve icraat uyumu istiyoruz. Bekleyip göreceğiz.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz