Kartvizit olayını birazdan anlatacağım.
Eminim siz de çok ilginç karşılayacaksınız bu kartvizit
meselesini.
Ama önce hâkim ve savcılara sicil affı ve zammını
irdelemek istiyorum.
***
Görevdeki birçok hâkim ve savcının dosyaları son
dönem de birtakım katakulli lerle kirlendi.
Bunların bir şekilde temizlenmesi gerekiyordu.
Bana intikal eden bazı bilgiler de var.
Bir dost sohbetinde bir savcı, sicil amirinin sadece
dosyasına bir soruşturma notu eklemek için hiç yoktan hakkında bir inceleme
başlattığını anlatmıştı.
Şaşırmıştım.
Şunları söylemişti;
Bu işler genellikle şöyle oluyor. Sicil amiriniz size
soğuk bakıyorsa, yükselmenizi istemiyorsa hemen hiç olmadık konularda olmadık
hususlarda -hatta ve hatta kaşının altında neden gözün var dercesine- Adalet
Bakanlığı ndan müfettiş talep ediyor. Müfettiş geliyor, hakkınızdaki
şikâyetleri araştırıyor. Raporunu hazırlıyor. Sonuçta bir şey çıkmıyor elbette.
Ama o arada dosyanıza bu olay soruşturma raporu olarak giriyor. Zaten istenen
de bu. Dosyada böyle bir dosya yeter ki olsun. Terfilerde ve diğer
yükselmelerde (vs) hâkim ve savcıların dosyalarına bakıldığı için de bu eften
püften soruşturmalar Bakanlık yetkililerinin hemen karşısına çıkıyor
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ın, Tüm hâkim ve savcıların
tüm sicil suçlarının affedileceğini söylemesi bu bakımdan önemli.
***
Hatırladığım bir olay daha
Yıllarca önce anlatmışlardı.
Anadolu nun ücra bir ilçesinde namazında niyazında olan,
halk tarafından çok sevilen bir savcının ayağını kaydırmak için katakulli ,
plan ve pusu kurulmak istenmiş.
İlçenin azılı din düşmanlarından biri nihayet bir
fırsatını yakalamış.
Nasıl mı
O namazında, niyazında, halk tarafından çok sevilen savcı
bir gün kendisini ziyaret eden bu azılı kişiye kartvizitini vermiş ve üzerine
de yalnızca savcı ibaresini yazmış
Vay, sen misin kartvizite sadece savcı yazan!
Hemen Adalet Bakanlığı na koşmuş, şikâyet için
Bakanlık da mal bulmuş mağribi misali o savcıya
soruşturma açmış.
Gerekçe ne biliyor musunuz
Sen nasıl olur da kartvizitine sadece savcı yazarsın!
Neden Cumhuriyet Savcısı yazmazsın!
Sanki kartvizite yazmadığın zaman Cumhuriyet elden
gidecek!
Anlattığım bu olay benzeri o kadar çok olay yaşanıyor ki!
Bütün bunlar açısından da hâkim ve savcılara sicil affına olumlu bakıyorum.
***
Fakaaat!
Bakan Bozdağ ın tüm hâkim ve savcılara 1155 TL seyyanen
zam yapılacağını açıklaması bayağı gümbürtü koparacak bence.
Ben hâkim ve savcılara zam yapılmasın demiyorum. Elbette
hâkim ve savcıların aldıkları ücret kesinlikle ve de katiyetle yetersiz.
Elbette ücretlerinin artırılması elzem.
Ancak, emekliye ve asgari ücretliye yıllık yüzde 3 5 zam
yaparken, emekli ve asgari ücretli yıllardır sürünürken hâkim ve savcılara
üstelik de seyyanen 1155 TL zam yapmak haliyle dikkat çeker
Gelir dağılımı uçurumunun gittikçe büyüdüğü bu
konjonktürde sadece bir kesime zam verilmesi toplumu rahatsız eder, gerer.
Tekrar ifade edeyim; hâkim ve savcılara elbette zam
yapılsın ama diğer kesimler de ötekileştirilmesin.
Bakanlıkta eksik olan ne
Bugüne kadar göreve gelen Milli Eğitim Bakanları
sistemle oynamayı hep bir marifet saydı!
Birinin yaptığını öteki bozdu.
Ama mesela, birinin bozduğunu öteki düzeltmedi!
Bakanlık adeta yap-boz tahtasına döndü.
Bir zamanlar OKS vardı, sonra SBS oldu, şimdi de TEOG.
Daha TEOG un açılımını bilmeyen o kadar insan var ki!
Bilmeyenler için hatırlatayım; TEOG un açılımı şu: Temel
Eğitimden Ortaöğretime Geçiş.
Yani liselere yerleştirme programı.
Şu ana kadar o kadar sorun çıktı ki, bütün bir yazıyı bu
konuya ayırsak yeridir.
Ama ben başka bir noktadan söz etmek istiyorum.
***
Tamam, her yerde sorunlar olur, o sorunu düzeltmek için
de çalışmalar yaparsınız.
MEB de liselere yerleştirme kapsamında nakiller konusunda
zaman zaman değişiklikler yaptı.
Mesela, Artık gitmek istediği okula yerleşemeyen öğrenci
her hafta aynı okula nakil dilekçesi vermek zorunda değil gibi bir hüküm
getirdi, Bakanlık.
Ama kimsenin haberi yok!
Nasıl oluyor da böyle oluyor
Geçen hafta nakil dilekçesi verip gitmek istediği okula
yerleşemeyen öğrenciler, önümüzdeki hafta da aynı okula nakil için şansını
denemek istiyorsa yeniden dilekçe vermesi gerekiyordu.
Bakanlık iyi bir şey yaptı ve aynı okulu tercih ediyorsa
her hafta bu dilekçeyi verme zorunluluğunu kaldırdı.
Fakat sistemde yapılan değişiklikle ilgili herhangi bir
bilgilendirme olmadı.
Ne yazılı ne sözlü bir açıklama.
Ne de Bakanlığın web sayfasında en küçük bir açıklama!
Hiçbir şey yok!
Olay nasıl ortaya çıktı, peki
5 Eylül akşamı ikinci nakil sonuçlarının açıklanmasıyla
öğrenciler sonuçları öğrenmek için sisteme girdi. Bazı öğrenciler nakil
durumu bölümünde Onaylandı ifadesini görürken, bazıları da Onay bekleniyor
yazısını gördü.
Bakanlığın sistemde gerçekleştirdiği değişiklik bu
şekilde öğrenildi.
Binlerce öğrencinin ve ailenin takip ettiği bu konuda
Bakanlık biraz daha hassasiyet gösterse keşke
Junior Sarıgül
Bir zamanlar Mustafa Sarıgül vardı.
Şişli Belediye Başkanı sıfatıyla, bölgesindeki en küçük
olayda, açılışlarda canlı yayında ekranlarda boy gösterirdi.
Aynı şekilde gazetelerin magazin sayfalarından ve belli
bazı köşe yazarlarının sütunlarından eksik olmazdı.
Gün geldi, gün geçti, Şişli de Mustafa Sarıgül dönemi
kapandı(mı ).
Mustafa Sarıgül, son mahalli seçimde, CHP den İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine girdi ve kaybetti.
O gündür bu gündür -CHP Kongresini saymazsak- pek
ortalıklarda yok Mustafa bey.
***
Ama bakar mısınız
Gitti Mustafa Sarıgül, geldi junior Sarıgül.
Yani, Mustafa Sarıgül ün oğlu Emir Sarıgül.
Mustafa Sarıgül den sonra Şişli Belediye Başkanı, Milli
Şef İsmet İnönü nün torunlarından Hayri İnönü oldu ama açılışlarda, olaylarda
ön planda olan, açıklamalarda bulunan, CHP nin üst düzey temsilcilerine eşlik
eden hep Emir Sarıgül
Emir Sarıgül ün görevi ne Şişli Belediyesi nde, pekala:
Belediye Başkan Vekili.
Ama, Başkan Hayri İnönü nün esamesi bile okunmazken
ekranlarda sürekli Emir Sarıgül ün olması en azından ilginç.
Yoksa, Yakın zamanda Hayri İnönü Şişli Belediye
Başkanlığı ndan istifa edecek, yerine Emir Sarıgül geçecek! tezi doğru mu
NOT: Bugün 10
Eylül 2014, Çarşamba 1) Emekliler yılda 15 20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam
ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli nasıl geçineceğim diye feryat
ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011 den bu yana verdiği yeni
ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde
kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf
Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz