AŞK sadece şehvet kokan bir duygu değildir. Eğer öyle
olsaydı, ömrü kısa ve sonu acıklı olurdu. Kısa olması nedeniyle de ruhun
tatminsizliği had safhaya çıkabilirdi. Zira insan sonu gelmeyen bir aşk
ihtiyacı içindedir. O yüzden sonlu olan hiçbir şey onu mutlu edemez.İnsan
sonsuzluk duygusunu maddi aşkla yakalayabilir mi Elbette hayır Sonsuzluk
duygusu bizi uzun bir yolcuğa çıkarır, bu serüveni yaşarken yegâne yakıtımız
ise kalıcı aşktır. Bu aşk bizi ufuklara taşıyacak kadar dinamiktir.Sonsuzluk
duygusu kişinin kendisini hiçliğe ve yokluğa terk etme yönünde bir korku
vermektedir. İlahi aşkta sığınma, tapınma gibi duygular bu korkuyu ortadan
kaldırmaktadır.Sonsuzluk ve yalnızlık ikiz kardeştirler. Yaratılmışlar
yalnızlığı sevmezler, çünkü özleri itibariyle çoğul yaratılmışlardır. Topraktan
yaratılmamış yönümüz bizi yalnızlık duygusundan uzaklaştırsa çoğul bir varlık
mesafesine indirgese de zaman zaman zaaflar peşimizi bırakmamaktadır.Peki,
neden yalnızlıktan kaçar da sonsuzluk duygusuna sığınırız İnsan neden bu
arayış içersine girer Çünkü sonsuzluk duygusuna bizi kamçılayan bir aşk
taşırız içimizde. Bu beşeri aşkın çok ötesinde bir şeydir. Mevlana şu
dizeleriyle sonsuzluk aşkını dile getirir: Sen şehvetine aşk adını
takmışsın;Fakat şehvetten aşka dek uzun bir yol var... (Rubailer 29).
Mevlana ya göre gerçek aşk Allah a ulaşan ve orada
kendini bulan sevgidir. Bu da insanı sonsuzluğa ve muhabbete ulaştırır.Mevlana
aşkın akıldan üstün olduğunu şöyle ifade eder: Akıl aşkın şehrinde çamura
batmış merkep gibi aciz kaldı. Gönlün meyvesi aşksa ve aşkın da nüvesinde
Allah ı bulma onda yok olma duygusu varsa o zaman aşk akıldan üstün konuma
geçer. Gönle aşk sayesinde Allah ı bulma ve anma tılsımı verilmiştir.Zaman
zaman aşk akla akıl aşka galebe çalar. Ama aşkın hissiyatı daha güçlüdür.
Kavrama yeteneği daha üstündür, akıl ise bazı duyulara ve materyallere ihtiyaç
duyar. O yüzden kavranması için bu duyuların madde âleminde yeniden
yorumlanması gerekir. Akıl, aşk ve muhabbet Bu üç hususiyetinde üçlü
kombinozyon olarak sağlıklı şekilde değerlendirilmesi ve korunması gerekir. Bu
olgunlaşmış insanın yapabileceği bir beceridir. İnsan bir yandan fizyolojik
hayatını sürdürür aklıyla medeniyet kurar yeryüzünü imar eder, aşkıyla, sever
sevilir ya damana âlemine dalar ve oradaki gizemli mana yolculuğunda karar
kılar.Mevlana ya göre söz üç yerden çıkar. Nefis, akıl aşk. Nefisten gelen söz,
bulanık ve tatsızdır bundan ne söyleyen bir zevk alır ne de dinleyene bir
faydası olur. Aklın sözü, akıllılarca makbuldür ve birçok, faydaların
kaynağıdır. Aşkın sözü ise söyleyeni mest, dinleyeni sarhoş edip neşelendirir.
(Eflaki 11:103).
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz