Teknoloji ürünü elektronik aletler işimizi
kolaylaştırıyor. Bilgisayar kullanıyor, lüks araçlara biniyor, seçkin semtlerde
yaşıyoruz. Yoksulluğun tanımı değişti. Yoksul günlük rızk ihtiyacını
karşılayamayan kişi değil, toplumun genelinin sahip olduğu şeyden mahrum olan
kişi olarak görülüyor.
Günümüz insanı az çaba ile büyük imkânlar elde
edebiliyor. Fakat sahip olduğu bu imkânlara karşın tabiattan ve özünden yavaş
yavaş uzaklaşıyor. Eric Fromm ruhsal sıkıntıların temelinde tabiattan kopuşunun
büyük etkilerinin olduğunu söyler. Bunun tek başına etken olduğunu kabul
edemesek de parçalardan biri diyebiliriz. Zira insan önce içindeki değerleri
sonra dışındakileri kaybetti.
Geçtiğimiz hafta, yolun kıyısındaki parka baktığımda
insanın tabiatla ve yeşille olan ünsiyetini yoğun şekilde hissettim. Hafta sonu
olması münasebetiyle, evindeki piknik tüpünü, atıştırmalık yiyeceklerini alan
parka koşmuş ve bir ağacın altında toprakla buluşmuş. Kızım burada kahvaltı
yapmak ne kadar meşakkatli evlerinde yapsalar daha iyi olmaz mı diye soruyor.
Fakat o insanları buraya çeken şey, önlerindeki yiyeceklerden ziyade, yeşil,
toprak ve hava Yirmidört saatini dört duvar arasında kapalı geçiren şehirli
insan, en küçük fırsatları dahi değerlendirerek tabiatla buluşuyor.
Kapitalizm, insan yaşamını anlamlı kılan bütün kaynaklarını
sömürerek varlığını korumaya çalışıyor. İnsana, daha iyi bir hayat vaat eden bu
zihniyetin bıraktığı dünya ise, sadece erdem ve iyiliklerden değil doğal tabiat
örgüsünden de mahrum. O yüzden günümüz insanı hayatından koparılan parçaları
bir bir toplayarak huzura ulaşmaya çalışıyor. Kısıtlı imkânlarını
değerlendirerek, yol kıyılarında yaşayabilmek için can çekişen ağaçların
altında gölgeleniyor, yürüyüş yapıyor ve tabiatla bir şekilde ünsiyet kuruyor.
Doğal hayatın insana getirdiği büyük avantajlar var. Doğa
insanların görme, duyma, koklama ve hissetme duyularının gelişmesine katkı
yapıyor. Yeşil ve toprak, göze hoş gelen görüntüsü ile dinlendirici bir etkiye
sahip oluyor. Korna sesinden rahatsız olan insan, kuşların sesi ile dinleniyor
Yapılan psikolojik bir deneyde insanlara aynı anda doğa
resimleri ve şehir resimlerine bakmaları istenmiş. Deney sonucunda tabiat
resimlerine bakmanın bu insanlarda olumlu duygular uyandırdığı ve yormadığı
ortaya çıkmış. Diğer resimdeki kişilerin zihinlerinde ise olumsuz duygular
canlanmış ve keyifleri kaçmıştır.
İnsan önce Allah a karşı sorumludur. Bunun diğer ayağında
ise kişinin, kendisine, insanlara, tabiata ve bütün canlılara karşı sorumluluğu
vardır. Bunu unutmamak gerekir.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz