Avrupa dan aktarılan kanunlarla ülkenin kurtulacağını
zannedenler hayal peşindedirler. KUR AN ın dışındaki hükümler insan yapısına
uygun değildir, ancak değişik hastalıkların ve başarısızlıkların kaynağı
olurlar. / KUR AN bütün âyetlerinde bunu iddia etmiştir. 1400 sene önce
Arabistan da ortaya çıkan bu iddia yavaş yavaş yayılmıştır. Ne var ki bugün
KUR AN IN HÜKÜMLERİNİ kimse uygulamamakta, bütün hastalık ve sıkıntı da buradan
gelmektedir. / Şimdi bizim varsayımlarımızı tekrar ediyoruz. a) KUR AN Allah ın
sözüdür. Bugün bize nâzil olmuştur. b) İnsanlık bugün zulumat içindedir, ancak
KUR AN NURU ile aydınlanabilir. c) İnsanlık bugün dalalet içindedir. Sömürü
sermayesi karşılığı olmayan parasına dayanarak bir şey söyletir, insanlar hâlâ
ona inanır ve tekrar eder. Hukuk diye bir şey yok, güçlü olanlar istedikleri
maddeyi ve istedikleri yorumu uygularlar. Çünkü çelişkili kanunlar hazırlanıyor
ve kanunlar çeşitli şekillerde yorumlanıyor. d) Muhtemel olan bir zaman sonra
`Adil Düzen gelecek ve Kur an ın hükümleri dünyayı değiştirecektir... (s. 6)
... İnsanların çoğu başkalarına zararsız da olsa yalan
söyler, doğru söylemez, başka şey uydururlar. Bir yönetici birini almak
istemezse `kadrom yoktur der, yalan söyler. Hâlbuki `ben seni almak
istemiyorum dese doğru söylemiş olur. / Hayatımda yalan söylememe ilkesini
uyguladım. O sebeple asla sıkıntı çekmedim. Benim ağzımdan bir söz çıkarsa onu
her yerde tekrar ederim. Yoksa ağzımdan o kelime çıkmaz. Başkalarından
gizleyeceğim bir iş de yapmam / Sıdk çevresi, insanların birbirlerine yalan
söylemediği bir çevre olarak anlayıp ona göre yaşayabileceğin bir çevredir.
Herkese tavsiye ederim, karşı taraf kırılacak diye yalan söylemeyin. Suç
işlemişseniz ve bunu sorarlarsa, suçunuzu itiraf ediniz ve cezasını çekiniz;
böyle yaparak çok rahatlayacaksınız. Yoksa hayatınız boyunca yalan söylemek
zorunda kalırsınız ve hayatınız boyunca korku içinde olursunuz. / Kâfirler
devamlı yalan söyleyen kimselerdir. Gerçekleri gizleyerek yalan söyledikleri
gibi `yalansız dünya olur mu, gizlisiz dünya olur mu derler. Onlar gizliliği
hak kabul ederler. Toplantılar gizlidir, kayıtlar gizlidir. / Kooperatifte tüm
toplantıları açık yaptık. Açık yaptığımız için hiçbir zorlukla karşılaşmadık.
Baştan savunduğumuzu sonuna kadar savunduk. / Bizim Masonlardan ayrıldığımız
nokta budur. Onlar gizlilikte güç var derler. Biz açıklıkta güç var deriz... /
Biz Kur an ı hep 1400 sene önceki insanlık mantığı ile okuduğumuz için
söylenenleri bir türlü kavrayamıyoruz. Kur an daki kelimelere ve bugünkü
topluluğa bakıp neye tekabül ettiğini düşünürsek günümüzü kavrarız... (s. 7 8)
Bizim görevimiz Kur an ı sadece ulaştırmak değildir,
KUR AN ın dilini de öğretmeliyiz. KUR AN ın bize gelen ve tevatüren sabit olan
manalarını aktarmalıyız. Hazreti Muhammed e bu azmi Allah vermiştir, vahiy ile
vermiştir. / Bugün de Adil Düzen Çalışanları Akevler Ekolüne mensup olanlara ve
başka cemaatlere bu azim verilmiştir. Herkes çaba içindedir. / İşte bu görevi
yapabilmemiz için `Bin Dil Üniversitesi ni kurmamız gerekmektedir. Yüz tane
yüz lojmanlı apartman yapacağız. Her katta on aile oturacak, her katın ana
dilleri farklı olacak. Bunlar apartmanın altındaki işyerinde çalışacak ve on
senelik öğrenim yıllarını burada geçirecek; KUR AN Arapçasını, Uygulamalı
Matematiği, çağımız işletmelerinin Fıkhını ve Ortaklık Muhasebesini öğrenecekler.
KUR AN ı kendi dillerine çevirecekler. Sonra memleketlerine döndüklerinde
oradakileri inzar edecekler... (s. 10)
KUR AN insanı dünyada cennete doğru götüren bir düzen
oluşturmaktadır. Bugünkü yalan ve kandırmaya dayanan hileli sahtekâr ve yalancı
dünyadan kurtulmanın yolu budur. Bugün herkes başkasından şikâyetçidir. Senin
yanında başkası aleyhine konuşur, başkasının yanında senin aleyhine konuşur.
Çünkü sıkıntıdadır. Hâlinden memnun değildir. Kimse onu sevmiyor, o da kimseyi
sevmiyor... / İşte, Kur an sız dünya böyle bir dünyadır. / Şeriatlar yok mudur
Vardır Ama bin yıl, üç-beş bin yıl önceki şeriatlar vardır. Bugün onlar
sorunları çözmüyor. Kur an ehli de içtihadı kapattıktan sonra Kur an rafa
kalkmıştır. İşte şimdi KUR AN EHLİ yeniden şeriatı getirecektir... / `Sıdk
demek olduğu gibi görünmek demektir, münafıklık yapmamak, takiyye yapmamak
demektir. Öyle bir yerde ve öyle bir toplulukta yaşayacaksınız ki herkes doğru
söyleyecek, siz de doğru söyleyeceksiniz. Başkalarının gönlünü kıracağım diye
yalan söylemeyeceksiniz. `Bunu Tayyip yaptı, o halde iyidir diye onu savunma
ihtiyacını duymayacaksınız. Anne baba çocuklarına yalan söylemeyecek, karı koca
birbirlerine yalan söylemeyecek, ast üste yalan söylemeyecek, satıcı alıcıya
yalan söylemeyecek. / Milletvekillerini halk seçiyor diyorlar, yalan
söylüyorlar. Milletvekillerini başkan seçiyor, parti başkanı seçiyor. Yargı
bağımsızdır diyorlar, yalan söylüyorlar. Yargı basının, dolayısıyla sermayenin
baskısı altındadır... (s.12; KUR AN VE İLİM 780. hafta seminer çalışmamızdan
aktardım.)
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz