Yalan evde başlıyor! Farkında olmadan çocuklarımızın
bilinçaltına sokuyoruz. Nasıl mı
-Oğlum telefona bakar mısın Beni sorarsalar yok dersin!
-Kızım kim o demeden kapıyı açma! Annem evde yok!
dersin.
-Anne! Öğretmenimin istediği defteri almayı unuttuk! Ben
şimdi ne diyeceğim
- Babam il dışındaydı, annem de hastaydı, çıkıp alamadı
dersin
Farkında olmadan çocuklarımızın bilinçaltına soktuğumuz,
kim bilir buna benzer ne yalanlar var hayatımızda. Üstelik dindar nesil
yetiştirmeyi düşündüğümüz bugünlerde. Sanmayın okulda öğretmeler yalan
söylemiyorlar. Aile de bu yalanlarla yaşayan çocuklar, dijital (sanal) dünyada
kendilerine bir yalan dünya kuruyorlar. Sahte isimlerle iç dünyalarını
şekillendiriyorlar. Böylece yalanla yaşar hale geliyorlar. Belli bir zaman
sonra kurmuş oldukları bu yalan dünyanın bir parçası oluyor ve buna
inanıyorlar. Bir metre uzağımızda olan çocuklarımız, kucaklarındaki bilgisayarla,
yalan dünyalarında yaşarken, anne ve baba bunun farkında olmuyorlar. Çünkü
onlar da dizilerle kurmuş oldukları sahte dünyada yaşamaktadırlar. Reklamların
etkisiyle ve bankaların sunduğu imkânlarla kapitalizmin kölesi halinde yaşayıp
gitmektedirler. Oysa bizim dindar nesil yetiştirme hedefimiz var. Değil mi
Mevcut iktidarın hedeflerinden biri de dindar nesil
yetiştirmek. En azından bunu mitinglerinde ya da TV programlarında
dillendirmektedir. Bunu ifade eden iktidar neden sosyal medyada kendi
isimlerini saklayan ve sahte isimlerin arkasına saklanan, sahte isimlerinin
sonunda #AK yazan bu kişiler; yalan içerisinde değil midir Kaç kişi kendi
ismini gizleyip, bir yalan ismin arkasına saklanıyor Dindar nesil yetiştirmeyi
hedef haline getiren bir Müslüman; bu yalana, sahtekârlığa ve küfre izin verir
mi Kur an da yalanla alakalı yaklaşık on ayet geçmektedir. Rabbim bu kadar
önem vermiş yalan söylememeye. Durum böyle iken nasıl izin verirsiniz, sahte
isimlerle millete ayar çekmeye ve küfür etmeye. Dürüstçe, ilimleriyle ve kendi
isimlerini saklamadan mücadele etsinler. Bunu neden öğretmiyorsunuz Sayın
Cumhurbaşkanının fotoğrafını kullanarak ve sahte bir isimle şahsıma küfür
etmeleri sizce doğru mu İktidar da kalmak için her şey mubah mı Bu anlayışla
mı hareket ediyorsunuz Eğer yalanla ilgili ayetleri unuttuysanız Kur an-ı
Kerim i açıp bakıverin bir zahmet!
Devlet vatandaşına ayrımcılık yapar mı
2012 yılında çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası
uyarınca 50 den fazla işçi çalıştıran tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için
1 Ocak 2013 ten; 50 den az işçi çalıştıran işyerleri için de 1 Ocak 2014 ten
itibaren iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ile sağlık personeli çalıştırma
zorunluluğu getirildi. 2014 yılı rakamlarıyla bu yükümlülüğe uymayanlar iş
güvenliği ve işyeri hekimi için kişi başına her ay 5 bin 600 lira, hemşire için
de 2 bin 800 lira cezaya çarptırılıyor. Sadece birer kişi çalıştırmak zorunda
kalan işyerleri bile aylık 14 bin lira üzerinden aralık ayı itibarıyla 168 bin
lira ceza ile karşı karşıya kaldı.
İş güvenliği uzmanı işyeri hekimi ve hemşire
çalıştırmadığı için milyarlarca liraya ulaşan cezalarla karşı karşıya kalan on
binlerce işverene af yolu açıldı
Devlet olarak işverenlere af getiriyorsunuz da neden
Genel Sağlık Sigortası borcu olana geriye dönük af getirmediniz Üstelik
geçmişte muayene etmediğiniz halde geriye dönük borcunu tahsil ettiniz. Onlar
gariban olduğu için mi İşi olmayan ve mağdur olan on binlerce aile otomatikman
borçlanmış oldu. Bu yasa çıktığı zaman müracaatını yapmış olan binlerce
vatandaşın zamanında evlerine gidip kontrol edilmediğinden geçmişe yönelik borç
çıkartılmıştır. Devletin hatasını, eksiğini vatandaşa yüklemişlerdir. Devlet
vatandaşına eşit davranmak zorunda değil midir Bugün ödeme güçlüğü olan bunca
mağdura taksitlendirme imkânı getiriyorsunuz. İşi olmayan ve ayda 43 TL yi
yatıramayan bu insanlar nasıl taksit ödeyecekler. Aynı mantık! Ben yaptım
oldu mantığı
Aynı durum paralı askerlik olayında da var. Parası olan
askerlik yapmış olacak, parası olmayan ya bankanın kucağına düşecek ya da
paşalar gibi gidip askerlik yapacak. Burada adalet var mı
Mesele Sosyal Yardımlaşma Vakfı ndan birkaç kişiye yardım
yaparak kamu vicdanını rahatlatmak mıdır Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),
2013 yılına ilişkin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 10 bin 782 dolar (20 bin
531 lira) olarak hesaplandı. 3 kişilik ailenin yıllık geliri bu durumda 61.593
TL olması gerekiyor. Bu para nerede Bu durumda her yıl yapılan yardımlarda
azalma olması gerekmiyor muydu Azalıyor mu, artıyor mu Acaba hayatımızın her
alanı yalanlarla mı dolu Biri bizi kandırıyor ama kim
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.