İnsan gelişimi, ruhsal ve bedensel olmak üzere iki temel
kapsamda devam eder. Yeni doğan bir bebek, fiziksel olarak hızla büyürken,
ruhsal olarak da gelişmekte ve olgunlaşmaktadır. Yaşına uygun olmayan tutum ve
tavırlar gösteren bir kişi hemen dikkatimizi çeker ve bu durumdan hiç hoşnut
olmayız. Gençlik döneminde hoş karşılayabileceğimiz bazı tavırları yaşlılık
döneminde kabul edemeyiz. Fakat çevremizde kırklı yaşlara ulaştığı halde,
ruhsal olarak çocuk kalmış, hiçbir gelişim kaydedememiş insanlar da vardır. Bu
kimseler insani ilişkilerinde çocuk yanları ile hareket ettiklerinden
genellikle uyumsuzdurlar. Büyümeyi ret edip, sorumluluğu eşinin üzerine yıkan
erkekler buna açık bir örnektir.
Peter Pan Sendromu olarak tanımlanan bu durum, erkeğin
ailesi ve çevresi ile uyumunu zorlaştırıyor.
Çünkü bu kimseler sorumluluk almaktan kaçmakta ve bütün
yükü ailenin diğer fertlerine yüklemektedirler. Onlara göre kendileri doğuştan
şansızdırlar, insanlar yeteneklerini keşfedememiş ne kadar özel olduklarını
kavrayamamış ve onları hak ettikleri yere koyamamışlardır. Peter Pan Sendromlu
bir eşe sahip kadın, ailenin yükünü tek başına taşımak zorunda kalmıştır.
Bizler bu tür durumlarda ya kadına yüklenir ve erkektir ne yaparsa yeridir
katlanmalısın deriz ya da bu kişinin sorumluluk almadığından yakınır dururuz.
Büyümemiş bir erkekten, ailenin sorumluluğunu taşımasını
bekleyemez ve kendimizce çareler aramaya başlarız. Sorunun odağında ise iki
kadın vardır. Biri büyümemiş erkeğin sorumluluğunu üstlenen ve adeta ona
annelik yapmaya çalışan eştir diğeri ise onun büyümesine fırsat vermeyen
annedir. Bizler genellikle annenin gözden kaçırdığı, ihmal ettiği
sorumluluklarını hep göz ardı ederiz.
Oysa eleştirip yerden yere vurduğumuz erkek ya da
kadınlar birer ananın eseridir.
Sorunun birinci derecede sorumlusu, çocukları ile
ilişkilerinde sınırları koruyamayan, onlara sıcak bir ortam hazırlayamayan
sevgilerini vermekte cimri davranan, kendilerinden vazgeçip çevre odaklı
yaşayan anne babalardır.
Çünkü onlar çocuklarının sadece fiziki olarak gelişimine
odaklanmış ve ruhsal olarak büyümelerine imkân vermemişlerdir. Peter Sam
Sendromu toplumumuzda sıklıkla görelin bir durumdur. Fakat ne yazık ki, bu
kimselerle evlenen kadınlar da, eşlerine sorumluluklarını hatırlatmak yerine
onlar adına düşünmekte, onların nasıl yaşaması nasıl davranması gerektiğine
karar vermekte ve adeta annenin bir uzantısı gibi davranmaktadırlar. Kadınların
bu yaklaşımı çocuk kalmış eşin büyümesine imkân vermiyor. Bu doğru değildir, Eş
ve ailenin diğer fertleri erkeğe sorumluluklarını hatırlatmalı ve ona
hapsolduğu çocukluktan çıkıp erişkinliğe geçiş yapması için yardımcı
olmalıdırlar.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.