Doğrudan cebimizi ilgilendirdiği için hepimizin gözü dolar kurunda. Dolar ne olacak? İnecek mi yükselecek mi? Yükselirse daha nereye kadar çıkacak? Bu beklentilere karşılık farklı farklı tahminler yapılıyor. Ben burada doların ne olacağından ziyade bugünlere nasıl geldik, ona dikkat çekmek istiyorum.
2000’li yıllara gidelim. Özellikle Ak Parti’nin iktidara geldiği 2002’den sonraki yılları şöyle bir hatırlayalım. Dolar adeta yerlerde sürünüyordu. 2002’de dolar kuru ortalama 1.5 lira iken, bu rakam daha sonraki yıllarda daha da düştü. Özellikle 2007’de 1.1 liraya kadar inmişti. O zamanlarda bu durum adeta bir zafer edasıyla kutlanıyordu! Gazetelerin ekonomi sayfalarında TL’nin dolar karşısındaki başarı öyküsü (!) büyük puntolarla haberleştiriliyordu.
Dönemin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ın keyfine diyecek yoktu. Babacan yönetiminde çok başarılı bir ekonomi politikası uygulandığı için TL adeta doları alt etmişti! Yerlerde sürünüyordu!
Ülkemizde yıllık ortalama 7 ile 10 arasında enflasyon olmasına rağmen, dolar bu oranda artması gerekirken düşüyordu. Kimse bunu sorgulamıyordu. Neden? Çünkü zafer sarhoşluğu herkesin gözünü perdelemişti. Sorgulamak yerine ‘sanal zenginliğin’ tadını çıkarıyorlardı.
AK Parti, ucuzlayan dolarla birlikte ülkemize yaşattığı bu sanal zenginliğin karşılığını seçimlerde fazlasıyla alıyordu! Yabancı sermaye müthiş karlar elde ediyordu! Borsa rekorlar kırıyordu! Özelleştirmelerle ülkede satmadık bir şey bırakmadık! Hatta bu özelleştirmelerde yabancıların aşırı ilgisinden dolayı sevinçten havalarda uçuyorduk! Yani Türkiye’ye para yağıyordu! Hani derler ya İstanbul’un taşı toprağı altındır. İşte 2002-2011 yılları arasında Türkiye’nin taşı toprağı dolar olmuştu!
Şimdi diyoruz ya dolar ne olacak diye! Aslında Türkiye bugün ne yaşıyorsa 2002-2011 yılları arasında bize yaşatılan sanal bahar havasının faturasını ödüyoruz. Hem de her bakımdan. Görünen o ki ödetmeye de devam edecekler.
Aklımızı başımıza alırsak bu hesapları bozacağız. Ama işte burada da koca bir soru işareti var. Çünkü hala oyunda oynaştayız! İsraftan vazgeçmiyoruz. Liyakate dikkat etmiyoruz. İşimizi hakkıyla yapmak yerine ‘Reise’ yaranma derdindeyiz!
Allah hepimizi ıslah etsin…
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.