Bismillahirrahmanirrahim;
BİRLEŞİK Haçlı orduları, gelişmiş silah ve madde üstünlüğüne rağmen, Çanakkale’de kesin hezimete uğradılar. Kahraman Mehmetçiğin iman ve azmi, gözü dönmüş, hırslı Batılılara Çanakkale’yi mezar etti. Geride kalanlar ülkelerine döndüler. Sömürgeci İngiltere yenilgiyi sindiremedi. Hem öç almak, hem de bölgenin petrollerini ele geçirmek için 120 bin askerini Irak cephesine sürdü.
Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı’nda 10 bin kişilik ordusunu, İngiliz tehlikesine karşı Irak Cephesi’nde konuşlandırmıştı. İngilizler Bağdat’ın 160 km. güneyindeki Kut-ulAmare kasabasını ele geçirdiler. Nurettin Paşa, Bağdat’a 30 km. uzaklıktaki Selman-ı Pak bölgesinde bir savunma hattı oluşturdu. Takviye güçler gelmeden İngilizleri yenilgiye uğratamayacağını düşündü. Bu bekleyiş sırasında Osmanlı ordusu ağır kayıplar verdi. Enver Paşa’nın emriyle ordunun komutası Halil Paşa’ya geçti.
Halil Paşa Kut-ulAmare’yi kuşattı. İngilizlere dıştan gelebilecek yardımları engelledi. Kızgın güneş altındaki İngilizler daha fazla ilerleyemediler. Bölgedeki sazlıklar, bataklıklar, düzensiz taşkınlar hareket alanlarını daralttı. Tifüs gibi bulaşıcı hastalıklar yayıldı. Zafer ümitlerini kaybettiler. General Tawshend, Halil Paşa’ya mektup gönderdi. Serbest bırakılmak karşılığında, 1 milyon sterlinle bütün silahlarını teslim etmeyi önerdi.
Halil Paşa teklifi reddetti. Kut-ulAmare’de sıkıştıkları sırada, Julnar adlı 270 tonluk erzak ve cephane yüklü buharlı gemi İngilizlere ulaştı. Ancak, Osmanlı birliklerinin savaş açması sonucu gemi karaya oturdu. Açlık, hastalık, cephanesizlikle boğuşan İngiliz ordusu 29 Nisan 1916’da topluca teslim olmak zorunda kaldı.
BU ZAFER UNUTULMAMALI
KUT-UL AMARE’DE askerlik dışı entrikalar da devredeydi. Bölgeyi iyi bilen ünlü İngiliz Casusu Lawrence arabuluculuğa girişti. General Tawshend’e tekliflerini 2 katına çıkarmaya razı etti. Halil Paşa kararlıydı. Hiçbir teklifle kaybedecek vakti olmadığını söyledi. İngilizleri teslime zorladı.
Halil Paşa zafer sonrası ordusuna mesaj yayınladı: “Aslanlarım! Osmanlı’ya şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben hepinizin pak alınlarınızdan öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum Kut-ulAmare’de 350 subay, 10 bin erini şehit verdi. İngilizlerden 13 general, 481 subay, 13. 300 er teslim aldım. İngiliz kuvvetleri 30 bin zayiat vererek geri döndü.”
Çanakkale’den 1 yıl sonra kazanılan Kut-ulAmare Osmanlı’nın son zaferi oldu. İngiliz prestiji yüzyılın en büyük darbesini aldı. Mehmetçiğin azmi İngiliz inadını kırdı. Mezopotamya bölgesindeki İngiliz tehdidine son verdi.
İngilizler, Çanakkale hezimetinden sonra, “Biz yenilmedik, geri çekildik” bahanesiyle ordusunu Irak cephesine sürmüştü. Yenilgisini telafi etmek, rövanş almak istedi. Hile üzerine yapılan taarruzlar sonuç vermedi.
Osmanlı tarih sahnesinden çekilirken bile Çanakkale ve Kut-ulAmare zaferleriyle düşmanlarına karşı jübilesini yaptı. Ümmetin esir ve yok edilemeyeceğini ilan etti. Zaferlerimizi unutmamalıyız. Zaferlerini unutan milletler, yeni zaferler kazanamazlar.
İNGİLİZLERE DİKKAT!
FENİKELİLER, Persler, Romalılar, Cenevizliler, İspanyollar ve Portekizlilerin tarihi sömürgeciliklerini biliyoruz. İngiltere hepsinin önünde! Hırs, hile, entrikalarıyla da ünlüler. İngiltere 19. yüzyılda sömürgeciliğinin altın devrini yaşadı. Hollanda, Mısır, Fransa ve Afrika’nın pek çok yerinde sömürgeler elde etti. Üstün ırk havariliğiyle dünyanın baş belası olan Siyonistlere akıl hocalığı yaptı.
İngiltere, 1876’da Osmanlı’yı “hasta adam” ilan etti. Rusya, Fransa, İtalya gibi müttefikleriyle topraklarını paylaşma planlarına girişti. Osmanlı’nın yıkılışında büyük rol üstlendi.
Yahudilerin Filistin bölgesine yerleşmesine en büyük desteği verdi. Filistin bölgesinden toprak almalarına aracılık etti. Bölgeye yerleşmeleri için ABD’nin desteğini sağladı. Bölgede 2 ayrı toplum oluşturdu. Yahudilerin Filistin bölgesinde ayrı devlet kurmaları için BM’den karar çıkarttı. (1947)
Kıbrıs konusundaki entrikaları bitmek bilmiyor. İngiltere eski Başbakanı Margaret Teacher 1991’de, İskoçya’daki NATO toplantısında, “Düşmanı olmayan ideoloji yaşamaz. Sovyetler dağıldı, düşman olmaktan çıktı. Yeni düşmanımız İslam olacaktır” demişti.
Bugünkü İngiltere Başbakanı Theresa May, Trump’ı ziyaretinin hemen sonrasında ülkesine uğramadan Türkiye’ye gelmişti. Yaşananlar tesadüf değildir. Türkiye ve İslam dünyası yeni kuşatmalarla karşı karşıya! ABD, İsrail ve İngiltere birlikte hareket ediyorlar.
Aynı inançtaki ülkeler, gelecekleri adına kurumsal birliktelikler kuruyorlar. Türkiye acil olarak bölge ülkeleriyle ortak “Barış Gücü” oluşturmalı. Hemen arkasından da “İslam Birliği”ni kurmaya çalışmalı. Basit bahanelerle, İslam ülkelerini birer birer yok etmeye girişen sömürgeci güçlere karşı birlikte savunma yapılmalıdır.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.