Milli Görüş’ün ilk partisi Milli Nizam Partisi’nin (MNP) programı, ileride kurulacak diğer partilerin de temelini teşkil edecektir. MNP’nin programı bu bakımdan önemlidir. Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan’ın ne yapmak ve neyi değiştirmek istediğini, hangi görüşleri ısrarla savunduğunu anlamak için söz konusu programı iyi irdelemek gerekir. Milli Nizam Partisi’nin programı incelendiğinde milli ve manevi değerlere bağlı bir parti olduğu görülür. İslâmi söylemlerin vurgulandığı ve yabancı istilasının (Batı taklitçiliği) eleştirildiği Milli Nizam Partisi’nin programında, milli ve manevi kalkınmaya önem veriliyordu. “Parti piyasa ekonomisine, faize ve Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (Avrupa Birliği) karşıydı. Devletçi bir müdahale ekonomisinden yana olan parti, ağır sanayi yatırımlarına ağırlık vererek dışarıya kapalı bir büyümeyi savunuyordu.” Ekonomik programında faiz sistemine ve Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (Avrupa Birliği) karşı çıkan tek parti olma özelliği taşıyordu. Özellikle ağır sanayi hamlelerine hız verilmesi gerektiğinin altı çiziliyordu.
Partinin demokrasi anlayışı, “Partimiz demokrasiyi, hakka en riayetkâr, en bilgili ve en liyakatli kimselerin millet hizmetine getirilmesi ve milletin en adil, en isabetli ve ilmi usullerle idaresi için hakkı arayan ve hakkın tahakkukuna çalışan hak ve hakikat otoritesine yol açan serbest imkânlar zemini olarak tarif eder” şeklinde tarif edilmişti. Sosyal adalet kavramına vurgu yapılmış ve “içtimai adalet”in ancak “adalete, fazilete ve ihsanın ulviyetine inanan ve hareketlerinde hak ve adaletten ayrılmayan vatandaşların çoğunlukta oldukları cemiyetlerde gerçekleşebileceğine inanır” denmekteydi.
Parti tüzüğünde altı çizilen konulardan birisi de vicdan hürriyetiydi. “Vatandaşın dini inanış, ibadet, öğretim, telkin ve terbiye ihtiyaçlarını karşılayacak bir vicdan hürriyeti anlayışına sahip” olunduğu belirtildikten sonra laiklik konusunda partinin ölçüsü şöyle açıklanmaktaydı: “Bu müesseseyi din aleyhtarlığı şeklinde bir tatbikata döken her nevi anlayışa karşı olmak şeklinde ifade edilebilir. Ortaçağ Avrupa’sında engizisyon mezalimi ve koyu bir taassup hüküm sürerken, din ve vicdan hürriyeti tatbikatında en faziletli örnekleri vermiş olan milletimizi, dini bilgiden kısmen veya tamamen mahrum bırakmaya müncer olabilecek yanlış politikanın yerine, dini hislerin istismarına mahal ve imkân bırakmayacak mahiyette bir eğitim ve öğretim politikası takip ve tatbik etmek davasındayız.”
Milliyetçilik anlayışını “müşterek davalara iman, müşterek tarih şuuru, müşterek kültür ve gaye birliği içerisinde ve müşterek bir ruhi muhteva potasında erimiş toplulukları tam bir vahdet içinde kabul edici, zarfı mazrufa göre kıymetlendirici ve bu ölçüler dışında hiçbir tefrik yapmayıcı bir milliyetçilik anlayışının” benimsendiği belirtiliyordu.
Necmettin Erbakan’ın ilerleyen yıllarda sıkça kullandığı ve slogan haline getirdiği “Batı taklitçiliği” kavramı partinin programında “yabancı kültür istilası” şeklinde işlenmiş özellikle gençliği emperyalizm ve Marksizm’in tehditlerine karşı korumayı taahhüt etmekteydi. Temel hak ve hürriyetlerden devlet idaresine, Büyük Millet Meclisi’nin yapısından Anayasa’ya, cumhurbaşkanı seçiminden sosyal yardımlaşmaya kadar birçok konuda görüşler dile getirilmişti.
Parti tüzüğünde özellikle maarif, milli savunma, adalet, iktisat ve sanayileşme ağırlıklı yer tutmaktaydı. Maarif (Eğitim) Politikası’nda, “Yeni nesillerin inançlı, çalışkan, vatanperver, milli ahlâka, aile nizamına ve aile disiplinine bağlı, milli mefkûremize, kültürümüze ve tarih şuurumuza sahip, hakşinas, feragatkâr ve fedakâr, ilim, teknik ve medeniyet yarışında bütün insanlığa ışık tutacak bir seviyeye erişme azminde olarak yetiştirilmesinin gaye edinildiği” vurgulanmıştı. Milli savunmada hedefin “dünya çapında bir askeri güce erişmek” şeklinde sloganlaştırılan tüzükte, “ağır harp sanayi kurulması ve nükleer silah üretilmesi” hedeflenmişti.
Adalet mekanizmasının önemine vurgu yapılan tüzükte “değişen şartlara göre adaletin sisteminin tanzim edilmesi ve adli davalardaki uzun sürecin hızlandırılması” hedefleniyordu.
İktisadi politikada sosyalist-komünist felsefeye ve materyalist-kapitalist görüşlere karşı olunduğu vurgusu yapılmış, partinin temel iktisat felsefesi şöyle açıklanmıştı: “Milletimizin asırlarca dayandığı manevi ve milli değerlerden mülhem olup, helal kazancın teşvikçisi, mülkiyet hakkına hürmetkâr olmak esaslarını ihtiva eder. Örneğini Doğu Bloğu’nun sosyalist veya Batı’nın sermayeyi putlaştıran başıboş kapitalist modellerinden alan taklitçi görüşlerin dışında ve üstündedir.”
(Devam edecek.)