Bugünlerde yine siyasetçilerin abuk subuk, saçma sapan söylemlerini duyar olduk maalesef. Örneğin, AK Parti’den üst düzey bir yetkili partililere seslenerek, “Siz ve biz oylarımızla Tayyip Bey’e destek verdiğimiz için hanelerimize sevap yazılmaya devam ediyor” demiş. Bunun karşısında şaşırıp kalmamak mümkün değil. O zaman demek ki oy vermeyen yani destek vermeyenlerin hanesine de günah yazılıyor. Öyle mi? Şimdi bakalım sevap mı yoksa günah mı? Hükmü biz vermesek de olanları yani icraatları şöyle bir hatırlasak daha iyi anlaşılır;
Mesela, Amerika’yı kendinize dost ve müttefik seçerek mi sevap kazandınız? Yine Amerika’yla birlikte Irak’ta bir buçuk milyon insanın ölümüne sebep olarak mı sevap kazandınız? Conilere dua ederek mi, BOP’un eşbaşkanı olarak mı, ülkemizi Suriye bataklığına düşürerek binlerce insanın ölümüne ve yerlerinden, yurtlarından edilmesine sebep olarak mı, Avrupa Birliği’ne girme uğruna torba yasalarla zinanın suç olmaktan çıkarılmasına, domuzun kasaplık hayvan statüsüne alınmasına, ahlâki yozlaşmanın zirve yapmasına, deizm ve ateizmin son on yılda 3 kat artmasına, yolsuzluk ve hırsızlıkların artmasına sebep olarak mı?.. Eğer bunlar sevap kazandırdıysa destek vermeyenlerin vay haline. Demek ki günah bataklığı içerisindeler. Bir âlime sorsak mı acaba, bunların tevbesi kabul olur mu diye. Kim sevap kazanmış, kim günah? Onu huzura varınca öğreneceğiz.
Engellilerin araç ve gereçlerini karşılama hususunda “kaynak yok” dediklerinde “nasıl olur da olmaz” diye düşünmüştük. Ama şimdi anlaşılıyor ki, SGK’nın kaynakları yolsuz ve hırsızların eline geçmiş. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı itiraf ediyor: “Bakanlığa geldiğimizden bu yana yolsuzlukla ilgili iddiaların üzerine gittik” diyerek meselenin vahametini ortaya koymaktadır. Bu ve bunun gibi nice yolsuzluklara göz yumarak, destekleyerek de mi sevap kazanıyorsunuz? Diyerek sormaya devam ediyoruz… Kaldı ki, bugünkü iktidar liderine verilen destek, Cumhuriyet tarihinde hiçbir devlet adamına verilmemişken... Bu desteği alarak siz yoksulluğa, işsizliğe çare mi oldunuz? Hayır. Ne yaptınız? Millet Bahçesi... “409 tane Millet Bahçesi yapıyoruz” diyorsunuz. Bu bahçelerde kaç kişi çalışacak acaba? İşsizliğe çare olacak mı? Yoksa işsizleri bu bahçelerde toplayıp, “Bolca boş zamanınız var, buralarda gezerek geçirin” mi diyorsunuz? Her fırsatta vatandaştan fedakârlık bekleyen iktidar, şimdi de ısınmadan tasarruf, bayat ekmek değerlendirme tavsiyelerinde bulunuyor. Yani şairin: “Garibanların var endişesi, bilmeyenler bilenlerin maşası, fakir fukaraya sabır köşesi, balı yağa katanındır iktidar” dediği gibi, bu iktidara verilen desteğin, 20 yılda gelinen sonucu maalesef bu.
Bütün bunlardan sadece iktidarı eleştiriyoruz anlamı çıkarılabilir ama muhalefetin yanlışlarına da itirazımız yok değil. Bugünlerde ana muhalefet partisi genel başkanı iktidarlarının ilk haftası içinde İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koyacaklarını söyledi. Hâlbuki İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kalkmış falan değil. Bütün maddeleri ile yürürlükte. İstanbul Sözleşmesi sözde iptal edilmiştir. İstanbul Sözleşmesi’ni kadın haklarını koruyan bir sözleşme olarak düşünmek büyük bir hatadır. İstanbul Sözleşmesi aslında ahlâksızlığın ve toplum adabının katledildiği, hiçbir insani değerinin ve hassasiyetinin olmadığı yazılı bir metindir. Üstelik İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olduğu süreç içerisinde de kadın vahşeti, cinayeti ve kadına yapılan zulüm katbekat artmıştır. Ben iktidara gelince İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlüğe koyacağım demek, bütün bu zulümlerin devam etmesini sağlayacağım demektir. Bu da büyük bir gaflete delalet eder.
Öyle anlaşılıyor ki, yukarıda konu ettiğimiz olumsuzlukları, problemleri ne iktidar ne de ana muhalefet çözecek durumda değil. Ancak Millî Görüş’ün iktidara gelmesi problemlerin çözümü, dertlerin çaresidir. Bugünkü iktidara verilen desteğin yarısı demiyoruz, yarısı değil çeyreği dahi verilmiş olsa, bu ülkede ne yoksul, ne işsiz, ne de çaresiz insan kalmayacak. Şahsiyetli dış politika ve lider bir ülke haline geleceğiz. İşte o zaman hayalimiz olan Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya gerçekleşebilir. Vesselam.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.