Geçtiğimiz günlerde ünlü bir profesör kız öğrencisine yaptığı tacizi gülerek eğlence konusu yaparak bir televizyon programında anlattı.
Ülke ayağa kalktı.
Profesör, yaptığının taciz olduğunu kabul etmemekte.
Üstelik yaptığı çirkin hareketi, “Galiba baban seni hiç böyle dövmedi” diye anlatarak kendisine bir de baba süsü verdi.
Baba da olsa çok çirkin bir davranış.
Baba kızını niye böyle dövsün.
Hatta çocuğun en yakını olan anne bile niye böyle dövsün.
Çıktıkları televizyon programlarından başları dönmüş olmalı ki, yaptıkları her açıklamayı ağzı açık dinleyen ahali bunları o denli şımarttılar ki, her söyledikleri onaylandığından, taciz iddialarını kabul etmiyor.
Öğrencisinin eteğini kaldırıp şaplak atması gibi manen ve somut tacizi kabul etmiyor.
Ahaliye küsüyor, alınıyor profesör, “Ben de Türkiye’de daha da durmam” diyor, yurtdışına gitmekle şakşakçılarını tehdit ediyor.
Acı bir olayı gülerek anlatıp destek bulamamasını bir türlü hazmedemiyor.
Fakat bu kez onu alkışlayanlarda da takat kalmıyor, yaptığı tacizin çirkinliğini savunmak için.
Başka bir ünlü profesör de bir programda kendisi ile röportaj yapan, işi ile meşgul genç kadını milyonlarca seyircinin gözü önünde bu kez sözlü taciz etti.
Muhtemelen yayının sona erdiğini sanıp sanki ilk kez kadın görüyormuş gibi ergen bir hayranlıkla, “Ooo maşallah, kıza bak” dedi ki kız da şaşırdı, ekran başındakiler de.
Bu aslında kadına kötücül bakışın izdüşümü.
Cinsiyetçi kafaların iflah olmaz saldırganlığı.
Her yerde sık sık duyduğumuz taciz bazen çok saygın kurumlarda da sahne alabilmekte.
Bugünlerde yakın arkadaşımın kızının, işyerinde uğradığı tacizden psikolojisi bozuldu, tıbbi yardım almakta.
Her tacizcinin yaptığı gibi o da çirkin davranışını kabul etmemekte.
Saygın bir devlet kurumunda araştırmacı olan genç kız odasında otururken kurumun sorumlu müdürü gelip kızın boynuna masaj yapar, “Ne yapıyorsunuz siz” deyince, “Ne var canım benim de senin yaşında kızım var” der.
“Hayır, hoşlanmam ben böyle şeylerden” diyen kız, sert şekilde ayağa kalkınca, pişkince sırıtır.
Taciz bununla kalmıyor, bir kez daha tekrarlanınca genç kız dilekçe verdi, müdür hakkında soruşturma başlatıldı.
Fakat kurumun tepe ismi bundan hiç hoşlanmadı, kıza baskı kurularak dilekçesini çekmesi istenmekte.
Gerekçe de şu: “Sen yanlış anlamışsın, o arkadaş çok babacan sana kötü niyetle masaj yapmamıştır, bak emekli olacak kara leke gibi bir soruşturma cezası almamalı, gel vazgeç.”
Biraz da erkek dayanışması.
Onca temiz erkek varken bu pirinçteki kötü taşlar, ayıklansın artık.
Susan, konuşmayan, ifşa etmeyen kadınlar yüzünden böyle saldırgan vahşiler; bu kez başka hayatları karartmakta, travmalarla masum yüreklere yük olmaktalar.
Sadece kadınlara değil temiz erkeklere de zarar vermekteler.
Ahlâklı erkekleri de karalayan bir leke olmakta, güven duygusunun yitip gitmesine sebep olmaktalar.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.