Erbakan Hoca’nın 2007 seçimleri öncesinde yaptığı meşhur konuşmasını değerli okurlarımız hatırlayacaktır.
Konuşmasında iktidar partisinin ülkeyi yönetecek birikime sahip olmadığını anlatan Erbakan Hoca, bunun için de “ekmek” örneği vermişti.
Un, su ve tuzun ekmek yapmak için yeterli olamayacağına dikkat çekmiş ve bunun için aynı zamanda “maya”ya ihtiyaç duyulduğunu hatırlatmıştı. Mayası olmadığı için iktidarın “ekmek” yapamadığını, yönetimde başarısız olduğunu anlatmıştı.
Bu anlamlı konuşmadan yola çıkarak bugün siz okurlarımızla “maya” konusunda biraz hasbihal etmek istiyorum.
Ama öncesinde şunu belirtmek lazım ki; kullandığı örneklere ve kelimelere yüklediği anlamlara bakıldığında Erbakan Hoca’nın siyasal tasavvuru muazzam bir derinlik içeriyor. Zaten tüm engellemelere, küçümsemelere ve yok saymalara rağmen siyasete damga vurması ve dahası yön vermesi Erbakan Hoca’nın bu yönünden ileri geliyor.
“Ekmek” benzetmesi; “icraatı”, yani yapılacak işi tanımlamak için kullanılır. Bu icraat; ülkeyi yöneten iktidarların yaptıklarını da, bir fabrikayı hatta bir aileyi yönetenlerin yaptıklarını da içerebilir.
Mesele o işin nasıl ve niçin yapılacağını belirlemeye geldiğinde ise devreye “maya” girer. Zira maya; yola çıkış gayesini ortaya koyar. O işi yapma amacını hatırlatır. İşin ölçüsünü, sınırını belirler. Bu nedenle maya; işin temel esasıdır.
Ekmek, yapılan işin adıdır. Maya ise o işin ruhudur, aslıdır, özüdür. Maya nasılsa iş de öyle olur. Maya bozuksa, yapılacak iş de bozuk olur. Maya sağlamsa, bozuk iş bile yeniden düzene girer. Çünkü her şey aslına rücu eder.
İsra Sûresi 84. ayette geçen “De ki: Herkes kendi mizaç ve karakterine (şakülüne) göre iş yapar” buyruğu mayanın önemine işaret eder.
Onun için halk dilinde, devamlı kötü/yanlış davranışlar (icraatlar) ortaya koyanlar “sütü bozuk” ya da “mayası bozuk” diye tanımlanır.
Maya, korunması gereken bir kıymettir aynı zamanda. Elindeki mayanın kıymetini bilmeyenler onu kaybeder. Maya dışarıdan veya içeriden etkilerle bozulma tehlikesiyle her zaman karşı karşıyadır. Çünkü sağlam mayanın ortaya çıkardığı icraatlardan memnun olmayanlar, hedefine icraatları değil mayayı alırlar. Bilirler ki, mayası bozulanın icraatı da bozulur.
Onun için olabildiğince farklı metotlarla yüklenirler mayanın üzerine. Onu bozmak, başkalaştırmak için uğraşırlar. Ama bunu yaparken mayayı doğrudan hedef almazlar. Mayanın kıymetini bilenler uyanmasın diye, ufak adımlarla yürürler. Şairin “bize ne oldu ise azar azar oldu” dediği gibi, sahip olunan değerler yavaş yavaş terk edilir.
Bozmak ve başkalaştırmak; dışarıdan müdahaleyi değil içeriden müdahaleyi esas alır. Başkalaştıranlar düşmanlar değil, düşmanlara benzeyenler ya da benzemeye çalışanlardır. Nitekim mayanın korunması bilincinin kaynağı da bu tehlikenin farkında olmaktan kaynaklanır.
Onun için sıklıkla “temel esaslar” vurgusu yapılır. Biz kimiz, niçin ve nasıl çalışıyoruz, hedefimiz nedir soruları ve bu soruların yanıtları bunun için her defasında hatırlatılır.
Siyasette mayayı sağlam tutmak, devamlı teyakkuz halinde olmayı gerektirir. Yola çıkış gayesini, izlenilecek doğru yol ve yöntemleri unutmamayı gerektirir. Daha çok oy almak için değil, bunun öncesinde Allah’ın rızasını kazanmak için çalışılmasını kendisine sürekli hatırlatmayı gerektirir.
Zira bilinir ki, eskilerin tabiriyle “kem aletle kemalat olmaz” denildiği gibi, dünyevi hedeflere ulaşma arzusuyla mayayı bozmaya neden olacak icraatlara yönelmek hem dünyada hem ahirette kaybettirir.
Aliya’nın söylediği gibi “Savaş ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir!”
Onun için “mayayı” korumak gerek. Maya; işin aslı, özü, ruhudur.
Zaten ruhunu kaybeden beden ne kadar yaşayabilir ki?
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Arifasya - İnsanlara gdo lu yiyecekler yedirerek mayalari bozuluyor.helal haram birbirine karistirilip ulke insaninin imani zayiflatiliyor.sonrada ahlaki ve manevi erozyon kacinilmaz oluyor.peki tedbir var mi?maalesef...
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.