Ramazan aynı zamanda yardımlaşma demek. Bu faziletli ayda insanlar daha bir aktif yardımda bulunmaktalar. Arkadaşım oturduğu sitede zekâtını verecek fakir bulamadığı için aradı. Sadaka verecek yoksul bulunmadığında, o ideal süreçte; insan infak sevabından fakir düşmekte.
Mahallemizin muhtarını arayıp, on kişilik liste istedik. İlginç olan bu on kişi de kadındı, dul ya da eşi ölmüştü, yalnızdı. Muhtarın kadınlardan oluşmuş listesi de gösterdi ki, toplum annelerine sahip çıkmakta. Fakat çok sarsıcı olaylara tanık olduk. Yardımları uzaklara taşıyorduk lakin yakınımızda olanlardan habersizliğimiz kalbimizi acıttı.
Listenin en başındaki en acil ihtiyaçlı kardeşimiz sokağımızın başında, bir evin giriş katında kiracı idi. Genç kadın ağır hastalığının vücudunu sardığı süreçte hayat arkadaşının onu bırakmasıyla bir daha sarsılmış. Çocukların bakımı, maddi bir gelirinin olmaması, iç organlarının çalışmaması onu iyice çökertmişti.
Arkadaşım torunlarını da getirmişti, her imkâna sahip çocukların yoksulların yaşadığı acıları görmelerini istemişti.
Listedeki ikinci kardeşimiz de aynı ağır hastalıktan mustarip yine eşi tarafından terk edilmiş yine aynı formatta bir evdeydi. Sekizinci haneden dönerken söyleniyordum, mazlumları hep fakirhanelerde buluyoruz, hiç değişmeyen sahne; giriş katları ya da derme çatma yerler. Bu savım da listenin sonunda çürüyecekti. Fakat diğerlerinin bir şansı vardı, eşleri ölmüş ya da ayrılmış olsalar da hastalıkları yoktu.
Ne ki yaşadıkları yoksulluk o kadar barizdi ki, doğal gaz kullanamadıkları, soba yaktıkları, kapı önünde duran bir iki çuval odundan belliydi. Listenin sonunda bizi şaşırtan iki kişi oldu, o hep fakirhanede bulduğumuz acılı hayatlar bu kez başka ortamda çıktı karşımıza. Navigasyon, tripleks bir villanın önüne götürdüğünde, yanlış geldik herhalde ama yine de kapısını çalalım, aradığımız hanım belki villanın meşrutasında yaşıyor diye düşündük.
Kardeşimizle karşılaştığımızda özür diledik, yanlış yere gelmişiz dedik, “Doğru geldiniz, aradığınız benim” dedi. Asalet, çaresizlik, mahcubiyet, hüzün akmaktaydı yüzünden, birkaç cümle ile aktardı ahvalini. O villa aile konutu imiş üst katta kayınvalidesi alt katta kaynı oturmakta imiş.Eşi çok salih bir iş adamıdır, fabrikası vardır, pandemide işler tersine gider iflas eder çok üzülür, etrafa bir sürü borcu vardır, üzüntü ile kötü hastalığa yakalanır ve birkaç ay içinde vefat eder, elde avuçta kalmaz, üç çocuğu ile borçları ödemektedirler. Arkadaşım zarfı uzattığında o asil kadının mahcubiyetini gördüğümde acıdan kan doldu yüreğime. Ne zor şey, varlıklı iken yoksul düşmek.
Listenin sonunda, arabamız yine bir villanın önünde durdu, bu kez kapıyı çok genç nur yüzlü bir genç kız açtı, yine yanlış geldik zannettik fakat o da, “Doğru geldiniz, aradığınız benim, eşim vefat etti, üç çocuğumla buraya kayınpederimin yanına sığındık” dedi. Yine çok asil, temiz, mağdur, çaresiz bir insana yardımı uzatırken aynı mahcubiyeti yaşayıp sarsıldık. Bu yaşta öğreneceğimiz çok şeyler varmış. Öyle evlerin önünden geçerken, “Ooo ne şanslılar bak ne güzel yerde oturmaktalar” söylenmemesi gereken sözler, oralarda ne acılarla yüzleştik.
Dahası yardımların güzelliği arkadaşımı ve birkaç dostumu artık zekâtla ya da Ramazan’la sınırlı bırakmayıp, her ay özellikle listenin en başındaki iki hasta için infaka devam kararı aldırdı.
İnfak mevsimi, senenin tüm zamanlarını kapsamalı. Rabbimiz Hadid Suresi 10. ayetinde ne güzel ikaz etmekte; “Göklerin ve yerin mirası Allah’a ait olduğu halde size ne oluyor da Allah yolunda infakta bulunmuyorsunuz?”
Malının azalacağını düşünenleri de anında restore etmekte; “Kim Allah yolunda Allah rızası için verecek olursa, Allah hemen yerine yenisini verir” (Sebe-39).
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.