İşinde dikkatli olanlar, mesleğinde zirveye çıktığını söylediklerinde, “İşimin ilk basamağındayım ama siz öyle görüyorsunuz” diyenler tevazu için söylemezler.
Onun öyle olduğunu bilirler.
“Ben bu konuda zirvedeyim” diyen zırvaladığının da farkında olmayan adamdır.
İnsanlık, Hazreti Adem’le cenneti gördü.
Hepimizde o güzelliği arama gayreti vardır ama kimimiz gülde ararken kimimiz dikende arar, ama arar. Kimimiz haramlarda arar, kimimiz helallerde arar. Güneşin aydınlığı ile gecenin karanlığını bir arada tutmak nasıl mümkin değilse, İmanla inkârı aynı gönülde tutmak da mümkin değil.
Dolunay doğunca yıldızlar kaybolur.
Güneş doğunca dolunay bile görülmez olur.
Mısır Azizi’nin hanımı köle diye satın aldıkları Yusuf aleyhisselama âşık olduğu duyulunca onu ayıplayan Mısırlı kadınları evine davet eder ve sarayın bütün şatafatı içinde onları ağırlarken önlerine seçkin meyveler sunar.
Kadınlar, ellerine bıçaklarını ve meyvelerini aldıklarında Yusuf aleyhisselam salona giriverince meyve yerine ellerini kestiklerini haber verir Kur’an-ı Kerim:
“Kadın, o kadınların tuzaklarını işitince o kadınlara (davetçi) gönderdi ve onlar için yaslanacakları yer hazırladı. Her birine bıçak verdi ve Yusuf’a, ‘Çık karşılarına’ dedi. Kadınlar Yusuf’u görünce O’nu (güzelliğini gözlerinde) büyüttüler ve (meyve yerine) ellerini kestiler. ‘Hâşâ, Allah için, bu bir beşer değildir. Bu ancak güzel bir melektir’ dediler” (Yusuf süresi ayet 12/31).
Ayetten anladığımıza göre Mısır’da o günlerde güzelliğin sembolü meleklermiş.
Karacaoğlan da sevdiği için:
“Bilmem melek misin gökten mi indin
Ben melek görmedim senden ziyade” diyor
Mutfakta dikkatsizlikle elinizi bıçağın kestiğini hatırlayınız.
Dikkatsizlik anınızı hatırlarsanız, o anda sizin eliniz işinizi yaparken göz ve gönlünüz bir başka şeyi düşünmektedir. “Eli işte gözü oynaşta” atasözümüzde olduğu gibi.
Rabbimiz buyurur:
“Allah hiçbir adamın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmadı” (Ahzab süresi ayet 33/4).
Her insanın bir tek gönlü vardır.
O gönlü de gönlü yaratanın kelamıyla süslemek gerekir. Bu ayetten aldığı ilhamla şair Agâh Semerkantlı:
“Bir dilde iki suz’i muhabbet olmaz
Bir fanus içre iki şem’ etmez ca” diyor.
Yani, “Bir gönülde iki aşkın ateşi olmaz.
Bir fener camının içinde iki mum yakılmaz”
Hani, idamlık adamın eline, ağzına kadar su ile dolu bir tas vermişler ve şehrin ana caddesinden meydana çıkıp oradan geriye bir damla su dökmeden gelirse afvedileceği söylenmiş.
İdamlık adam bir damla dökmeden gelmiş.
Kendisine, “Yol kenarında, meydan yerinde herkesin baktığı, durup seyrettiği yerleri gördün mü” diye sormuşlar ve hiçbir yeri görmediğini söylemiş.
Zaten bakıverse su dökülecek.
Hani Mecnun’a meydanda görülenleri teker teker sormuşlar, bu nedir demişler, Mecnun her sorulana Leyla’mın gözleridir, Leyla’mın elleridir, Leyla’mın boyudur, Leyla’mın huyudur gibi cevaplar vermiş.
1300 yıl önce bir Arap şairi de:
“Sen, Leyla’dan başkasını gören bu gözleri, gözyaşıyla yıkamadan, Leyla’yı nasıl göreceksin?” diyor. İslam kültürü için Mevla sevgisinin sembolü Leyla olmuş.
Mevla aşkını Leyla adıyla dillendirmişler.
Fuzuli, Leyla ile Mecnun’un kavuştukları esnada Mecnun, Leyla’sına:
“Öyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedir?
Ben kimem sâki olan kimdir mey-i sahbâ nedir?
Gerçi cânândan dil-i şeydâ için kâm isterem,
Sorsa cânan bilmezem kâm-ı dil-i şeydâ nedir?”
Yani:
“Mevla’nın aşkıyla öyle sarhoşum ki, dünyanın farkında değilim.
Ben kimim, saki kim, bardak nedir bilmezem.
Gerçi ben, Mevla’dan mutluluk isterim ama sorsa bana, mutluluk nedir bilmezem.
Dünyamız, bütün süsüyle, bir gemiye benzer ve bizi geldiğimiz yere doğru götürüyor.”
Dünya gemimiz hiçbir insanın yapamayacağı kadar süslü yapılmış.
Altın, gümüş, inci, mercan, yakut, orman, petrol, gibi kıymetli mallar da koymuş.
Milyarlarca avize asıvermiş tavanına.
İslam’dan önce şiirde yılın birincisi seçilmiş ve şiiri Kâbe’ye asılmış Muallâka sahiplerinden olan Lebid bin Rabia, Sevgili Peygamberimizin yanına gelmiş, onu dinlemiş ve Müslüman olmuş. Ondan sonra şiir yazmamış.
Onun daha önce yazdığı şiirinde:
“Şaşıyorum, kişi ilahına nasıl isyan eder.
Her şey onun bir olduğuna delalet ederken.
Hareket eden ve duran her şey,
Devamlı olarak Allah’a şahitlik yaparken nasıl isyan eder?”
Mevla’mız buyurur:
“Allah, O’ndan başka ilâh olmadığına şahitlik yaptı. Melekler ve adil olan ilim sahipleri de şahittir ki, O’ndan başka ilâh yoktur. O Aziz’dir, Hâkim’dir” (Al-i İmran süresi ayet 2/18).
Biz, gönül gözümüzü, yaratılana çevirirsek bir varil petrol, bir gram altın için, binlerce insanın canına kıyarız, tarih kronolojilerinde görüldüğü gibi.
Ama gönlü, gözü, Leyla’yı, altını, petrolü, yaratana çevirirsek onun bütün yarattıklarını severiz.
“Yaratılanı severiz Yaratan’dan ötürü.”
Ve O’nun mülkünde O’nun koyduğu kurallara göre hareket eder kimsenin özel sınırını aşmadığımız gibi, haram yollarla cebimize indirmeyiz.
Leyla’larımızı ve Mecnun’larımızı, Yaratan’ın kuralları içinde baş göz ederiz.
Geminin yol alması için suyun şart olduğunu, ama o suyu dışında tuttuğunu, içine alırsa batacağını bildiği gibi, biz de dünyadan bizim dikkatimizi kendine çekenlerin her birinden Mevla’mızın kurallarına uygun olarak alırız ama onların sevgisini, Mevla sevgisinin önüne geçirirsek batacağımızı bilmemiz gerekir.
Hem Mevla, hem Leyla.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.