Bismillâhirrahmânirrahîm;
Ramazan ayının ilk günündeyiz. Her başlangıç bir ümittir. Hele bu, Kur’an’ın yeryüzüne aydınlatmaya başladığı bir rahmet ayının başlangıcı ise… Ramazan ayı asıl büyüklüğünü yeryüzünü, insanlığı aydınlatan Kur’an’dan almaktadır. “Sözlerin en hayırlısı Allah’ın kelâmıdır.” (Buhari)
Bu mübarek ayı ihya edenler cehennemden kurtuluşla müjdelendiğine göre, ciddi bir tevbe-yi istiğfar ile bu aya başlamalı. İstikamet üzere bir hayat yaşayacağımıza yeniden söz vermeliyiz. Efendimiz (s.a.v.) ve sahabesinin yaşadığı Müslümanlığı kendimize örnek almalıyız. Dünyevileşmeyi bırakıp ulvi değerler uğruna yaşamalıyız.
Yalnız haramlardan değil; şüpheli şeylerden de kaçınmalıyız. Rabbimiz oruç ibadetini “takvaya ulaşmamız için” (Bakara, 183) farz kıldığını bildirir. Takvaya; helâl, haram sınırları konusunda titizlik göstermekle ulaşılır. Salih amel, helâl lokmanın ürünüdür. Bu yüzden büyüklerimiz evlâtlarına, “Yalan deme, haram yeme!” diye öğüt verirlerdi.
Ramazan ayı rahmet deryasının taştığı feyizli bir zaman dilimidir. Oruç, namaz, sahur, iftar, mukabele, zekât, infak, fitre, fidye gibi ibadetlerimizi büyük bir ihlâs ve samimiyetle yerine getirmeliyiz. Adalet, hakkı sahibine teslim etmektir. İster Allah’a karşı, isterse kullara!..
İbadetlerde Allah’ın rızasını gözeteceğiz. Kıyamet günü cennetin Reyyan adlı kapısından ancak Ramazan ayına, oruca değer verenler çağrılacak. Biz, “Yalnız Allah’a ibadet etmekle, dini yalnız Allah’a has yaşamakla, namazlarımızı kılmakla, zekâtlarımızı ödemekle” (Beyyine, 5) emrolunduk. İslâm cemaat halinde yaşandığı için, diğer insanlara karşı da görevlerimiz var.
ALLAH’A ORTAK KOŞMAYIN
Geçmekte olduğumuz musibet döneminde sosyal yapı çok sarsıldı. Zengin ile fakir arasında bir uçurum oluştu. İşini kaybetmiş, işinden çıkarılmış veya önündeki iş ile geçimini sağlayamaz duruma gelmiş o kadar çok insan var ki!.. Geçtiğimiz Cumartesi günü birkaç kardeşimle Denizli’nin Sarayköy ilçesinde sanayi ve çarşı esnafı ve halkla görüşerek bu manzaraya yerinde şahit olduk.
Mademki, rahmet ayındayız; bu bereketin her yere ulaşması gerekmez mi? Allah iyiliklerin, güzelliklerin yayılması için insanları “vesile/sebep” kılmış. Sebeplere sarılacağız; kendimiz için istediğimiz iyilik ve güzellikleri diğer insanlar için de isteyeceğiz. Komşumuz aç yatarken, biz tok yatamayız. Paylaşmayı öğreneceğiz. İslâm dini insanı, insana emanet etmiş. Hepimizin üzerinde 9 sınıf insana karşı yapılması gereken görevler var. Bunları sayalım mı?
Rabbimiz, “Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın!” buyurduktan sonra, şu 9 sınıf insana iyi davranmamızı, yardım etmemizi emretmektedir:
1. Anne, babaya,
2. Akrabaya,
3. Yetimlere,
4. Yoksullara,
5. Yakın komşulara,
6. Uzak komşulara,
7. Yakın arkadaşlara,
8. Yolculara,
9. İşçi, hizmetçi gibi ellerinizin altında bulunanlara!”
Ayet şöyle bitiyor: “Allah kendini beğenen ve daima böbürlenenleri sevmez” (Nisa, 36).
Yukarıda sayılan insanlara karşı iyi davransak, görevlerimizi yapsak ilgiden uzak olan, ihtiyacı giderilmeyen, yalnız ve sahipsiz tek kişi kalır mı?
HAKKI ÜSTÜN TUTALIM
Ramazan ayı tefekkür, insanları uyarma, kaynaşma, yardımlaşma ayı olarak geçmeli. Yalnız bu aya mahsus ibadetler değil, ihtiyacın gerektirdiği görevler de ihmal edilmemeli. Meselâ, hakikatin insanlara ulaştırılması, Allah’ın dininin her yere yayılması anlamındaki cihat terk edilmemeli. Cihat Müslümanları diri tutar. İslâm’ın her yere ulaşmasını sağlar. İnsana yapılabilecek en büyük iyiliktir. Her zaman ve gücümüz yettiği oranda yerine getirilmelidir.
İslâm tarihine göz atınız. Çok önemli fetihler hep Ramazan ayında gerçekleşmiştir. Bedir Zaferi, Mekke’nin Fethi, Tebük Seferi, Yemen’e İslam’ın yayılması, Kadisiye Savaşı, Endülüs ve Rodos adasının fethi bunlar arasındadır. Onlar, Ramazan ayı içinde, üzerlerine düşeni yapmışlar; feyiz ve rahmet yüklü Ramazan ayının bereketiyle İslâm’ı daha geniş alanlara yaymışlar. Bu özelliği ile bu mübarek aya “cihat ayı” da denilmiştir.
Rahmet deryası taşmışken, iyilikler, güzellikler her yere ulaştırılmalıdır. Türkiye’ye ilâveten dünyadaki Müslüman kardeşlerimiz de unutulmamalıdır. Hem kendi akraba, komşu ve mahallemiz insanları, hem de dünyadaki ihtiyaç sahibi kardeşlerimize el atılmalıdır. Cansuyu, Anadolu Gençlik Derneği gibi kurumlarımız eliyle yardım görevlerimizi yapabiliriz.
Mübarek ayda rahmetin herkese ulaşmasına “vesile” olmalıyız. Gayrimüslimlere de. Onlar bizim davetimizin muhatapları. Onların da Müslüman olmasını, dünya ve âhiret saadetlerini kazanmalarını isteriz.
Bütün kardeşlerime ağız tadıyla bir Ramazan ayı geçirmelerini dilerim. Mübarek ayın hayırlara ve uyanışa vesile olmasını niyaz ederim.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.