ERBAKAN Hoca’mızın vefatından sonra -10 yıldan beri özellikle Şubat/Mart aylarında ve yeri geldikçe diğer aylarda da- yazılan bu yazılar, Prof. Dr. Necmettin Erbakan HOCA’MIZI anma; anmanın ötesinde O’nu anlama, O’nu anlatma ve hayatı boyunca yapmaya çalıştıklarını ve yaptıklarını O’nun bıraktığı yerden devam ettirmemiz gerektiğini hatırlatma yazılarıdır… 28 yazıdır yazmakta olduğumuz “Kapitalizm ve Erbakan metodu ile TEDAVİ” başlıklı yazılar da O’nu anma ve anlatma yazıları olup O’nun TEŞHİS ve TEDAVİ metodu ile yazılan yazılardır; Erbakan metodu ile teşhis ve TEDAVİYE devam…
Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın İran’ın başkenti Tahran’da Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde verdiği konferans ile devam edeceğiz çünkü ziyaret kadar anlatılanlar da önemli…
Kaldığımız yerden devam…
“İran inkılâbı yeni bir dünyaya açılan kapıdır. Türkiye ve İran bir çekirdektir. Bu çekirdeğin etrafında D-8’ler, D-8’in etrafında D’60, 60 tane Müslüman ülke, onun etrafında ezilen yüz ülke. Rusya, Çin, Hindistan, Afrika, Güney Amerika… 5 milyar insanı adil nizam etrafında toplayacağız. İslam dinarına geçeceğiz. Kendi Birleşmiş Milletler’imizi, kendi NATO’muzu kuracağız. Böylece yeni bir dünyayı tesis edeceğiz. İslam Birliği ile…
Cenab-ı Allah İbrahim Suresi 46. ayetinde şöyle buyuruyor: (Vekadmekerûmekrahumve’inda(A)llâhi mekruhum ve-in kâne mekruhum litezûleminhu’l-cibâlu / Şüphesiz onlar düzenlerini kurdular; oysa dağları yerinden oynatacak olsa bile, bu düzenleri hep Allah›ın elindeydi.) Onların dağları yerinden oynatacak kadar kuvvetli organizasyonları olsa bile, bilesiniz ki ancak Allah’ın dediği olur. Siz ihlâsla Allah’ın yolunda çalışırsanız o takdirde ben size yardım ederim. Ancak siz galip gelirsiniz, kimse size karşı galip gelemez.
Ben bundan önce Tahran’a geldim ve D-8’leri kurduk.
Şimdi iki şey için geliyorum.
Birincisi…
İran inkılâbını hedeflerine ulaştırmak.
Bunun için en az iki şeyin süratle yapılması gerekiyor.
İslami İktisadi Nizam’ın kurulması lazım. Faizsiz, Hakk’ı üstün tutan nizam.
İkincisi… Bütün okul kitaplarının değiştirilmesi lazım. Çünkü bu kitaplarda İsrailiyat var, bu kitaplarda ifsat var. Gelişimin ikinci gayesi İranlı kardeşlerimizle beraber yeni bir dünya’yı kurmaya başlamak. Bunun için inşallah ekonomik işbirliğini nasıl yapacağımıza dair müesseseler kuracağız. Teknolojide işbirliğini nasıl yürüteceğimize dair... Kadını, çocuğu, aileyi nasıl koruyacağımıza dair... Yeni bir dünya’yı nasıl kuracağımıza dair... İnanırsanız üstünsünüz. Allah yardım edecek, Türkiye ve İran çekirdeği yeni bir dünya ağacını ortaya koyacak inşallah. Sabırla dinlemek lütfunda bulundunuz, hepinize çok teşekkür ederim.”
***
Bu yazılar yazılıp yayımlanıyorken, Mehmet Emin Saraç Hoca vefat etti; bu vefat vesilesiyle dört yazı yazdık ve Erbakan Hoca ile olan muhabbetlerini de hatırlattık...
Emin Hoca, İran’da bunları anlatan ve son nefesine kadar yapmak için çalışan yani emsallerinden farklı olan Necmettin Erbakan’ın nasıl yetiştiğini anlatıyor…
“Fatih Camii’nde okuduğumuz derslere (1943-1950 arası) zaman zaman gelen biri vardı ki onu rahmetle ve ismini zikretmeden geçmemek lazımdır. O da Necmettin Erbakan Beyefendi’dir. Ayrı bir ilim tahsil etmesine rağmen Fatih Camii’nde şer’i ilimleri okumak için vakit ayırır, bizlerle beraber ders alırdı. Bu, o dönem için çok mühim bir hadisedir. Bugün cemiyet hayatımızda yaşadığımız pek çok müspet kuruluş onun cehdi, gayreti ile olmuştur. Bunu söylemekte fayda vardır. Ali Haydar Efendi ile Ömer Efendi’den başka Gümülcineli Mustafa Efendi, Muhaddis İbrahim Efendi gibi zatlardan da ders okumaya devam ediyorduk...” (Bizim Evimiz Kur’an Medresesiydi, Kitabın Ortası dergisi, Temmuz 2018)
Cenab-ı Allah onlara rahmet etsin ve cümlemizi cennetinde cem eylesin…
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.