Bismillahirrahmanirrahim;
Alemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamd, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Toplumu yanlıştan doğruya döndürmek telkin ve teklif iledir. Doğru olan düzen Adil Düzen’dir. Adil Düzen; 1-Toplumsal barış, 2-Herkes için adalet, 3-Görevde liyakat, 4-Şeffaf yönetim ve denetlenebilirlik, 5-Üreterek kalkınma ve adil paylaşım, 6-Sanayileşme ve teknoloji, 7-Ahlaki ve manevi değerlerin ihyası, 8-Talim ve terbiyede maneviyatçılık, 9-Şahsiyetli dış politika demektir. Adil Düzen; faizin, haksız kazancın, israfın, zulüm vergilerinin olmadığı bir düzendir. Böyle bir düzeni topluma anlatırken dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlar Kur’an’da; hakkın tebliğ edilmesinde Peygamberimizin uyacağı esaslar olarak zikredilir. Nahl 125: “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Muhakkak Rabbin yolundan sapanları en iyi bilendir. O doğru yola girenleri de en iyi bilendir.” Allah Peygamberimize; “Hikmetle ve güzel nasihatle Rabbinin yoluna çağır ve en güzel söz olan Kur’an’la onlarla mücadele et. Kırıcı olmadan, yüreklerini yaralamadan, şahsiyet yapmadan, mantıklı, ilmi, nakle dayalı, oturaklı ve de ikna edici bir üslupla onlara anlat” diye emrediyor. Kur’an, hakka çağrı konusunda üç önemli metodu hatırlatıyor. Bunlar; 1-Hikmetle çağırmak, 2-Güzel öğütle çağırmak, 3-En güzel bir biçimde mücadele etmektir.
HİKMET
Hikmet ilimdir, ilim ise Kur’an’dır. Adil Düzen’e davet edilecek olanlara karşı ancak kesin delillerle konuşmak doğru olur ki, o kesin delil hikmettir. Hikmetle çağrı; dikkatli olmak, muhatabın durumuna göre hareket etmek, en güzel bir tavrı takınmak, ısındırıcı olmak, etkileyici bir üslup kullanmak, açık ve kesin deliller kullanmak, insanlara fayda sağlayacak, akılları aydınlatacak ve vicdanları harekete geçirecek örneklerle davet etmektir.
GÜZEL ÖĞÜT
Güzel öğüt Kur’an’ın müjdeleri ve uyarıları ile olur. Öğüt yalnızca sözle değil, fiil ve davranışlarla da yapılır. Davranışların bazen sözden daha etkileyici olduğu açıktır. Adil Düzen’e; güzel, tatlı, çekici ve doyurucu bilgilerle davet etmek gerekir. Çünkü bilgisiz, hikmetsiz, sert ve kaba davranışlarla, taassupla yapılan telkinin bir etkisi olmaz. İsra 53:
“Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.” Müminler en güzel sözü söylerler ve en güzel sözünde Allah kelamı olduğunu bilirler. Müminin bana göresi olmaz. Bana göre ile hak ve adil düzen telkin edilemez. Onun için her konuda Allah’ın muradını, emrini, yasağını ve tavsiyesini bilip insanlara aktarmak güzel olandır. Şeytan, bana göreyi süslü ve cazip gösterip kişiyi konuşturur ve Allah kelamı ile kişi arasına girer. Şayet; kişi Allah kelamını anlatırsa, kişi ile muhatabı arasına girer ve konuşmayı çekişmeye döndürmek ister. Şeytana fırsat vermemek emredilmiştir.
GÜZEL MÜCADELE
Müminler mücadele ederken en güzel şeyle mücadele ederler. En güzel mücadele; tebliğ yönteminin en güzel, en mantıklı, en inandırıcı, en çekici ve en ikna edici olması olduğu gibi, tebliğe engel olan unsurlarla en güzel mücadeleyi de içine alır. Mücadelenin günün şartlarını, sosyal yapının özelliklerini, muhatabın tutum ve dayanaklarını dikkate alarak sistemli, seviyeli, şuurlu bir şekilde yapılması gerekir. Güzel mücadele, kin, nefret ve düşmanlıkla değil, sevgi, şefkat ve merhametle yapılmalıdır. Bu üç esasın yanında dikkat edilecek hususlar ise şunlardır:
ŞEFKAT VE MERHAMET
Müminlerin merhametli olması, Kur’an’ın emridir. Adil Düzen’i telkin eden Milli Görüşçünün, herkesten daha çok merhametli olması gerekir. Muhatabına karşı şefkatli ve merhametli olmayanın, onların iyiliğini istemesi zordur. İnsanların cehenneme gitmeleri hoşlanılacak bir şey değildir. Onun için bir Milli Görüşçü, bütün insanlığın dünya ve ahiret saadeti için çalışmayı ibadet sayar. Şefkat ve merhamet bunu gerektirir.
YUMUŞAK SÖZ
Fikir ve inançların değiştirilmesinde insanı etkileyen unsurlardan biri de yumuşak söz ve tatlı dildir. Adil Düzen’i anlatan kimse, herkesten çok muhatabına karşı sözün yumuşak, dilin tatlı olmasına itina göstermelidir. Taha 43-44: “İkiniz (Musa ve Harun) Firavun’a gidin. Çünkü o gerçekten azdı. Ona yumuşak söz söyleyin. Umulur ki öğüt alır veya korkar.”
MÜJDELEMEK VE SAKINDIRMAK
Beşir kelimesi, ayetlerde daima nezir kelimesiyle birlikte kullanılmaktadır. Beşir; müjdelemek, nezir ise; bir şeyin sonundaki tehlikeyi haber verip sakındırmak, uyarmak ve dikkatini çekmek anlamında kullanılır. Ticaret saadettir demek müjdelemek, faiz batırır demek ise uyarmaktır. Adil Düzen’i anlatırken bu iki görevi de dengeli bir şekilde yerine getirmek gerekir. Çünkü bütün peygamberler, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Fatır 24: “Biz seni hak üzere müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki içinde bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.” Adil Düzen ile müjdelerken, faizci kapitalist düzenden sakındırmak birlikte yapılması gereken bir görevdir. Korku ve ümit dengesi gözetilerek yapılan telkin ve teklif sonuç getirir.
MUHTEVA
Adil Düzen’i telkin ve teklif etmek, faizci kapitalizm kötülüğünü iyilikle önlemektir. Fussilet 34-35: “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur. Bu güzel davranışa, bu olgunluğa ancak sabrederek mücadeleye devam edenler, sabrı huy edinenler kavuşturulur, bu olgunluğa büyük lütuflara mazhar olanlar kavuşturulur.” İyilik itikat ve düzen olarak İslam’dır. Kötülük ise itikat ve düzen olarak faizci kapitalizmdir. Tebliğ ve davetin muhtevası ve gayesi kötülüğü iyilikle önlemektir. Selam hidayete tabi olanlara…
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.