Bismillâhirrahmânirrahîm;
KIBRIS; hem güvenliğimiz, hem de önemli ticaret yolları güzergâhında olması ile Türkiye ve İslâm dünyasının en stratejik adalarından biridir. Salih Turhan Bey’in ifadesiyle, “Türkiye’nin Kıbrıs’tan vazgeçmesi Türkiye ve İslâm dünyasının felâketi olur.”
Kıbrıs Barış Harekâtı’na giden yoldaki asıl problem, 1960’ta 2 toplumlu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla başladı. Rumlar Kıbrıs’ı, Türklerle paylaşmak istemedi. 1791’den beri Kıbrıs’ın ilhakını amaçlayan “Megalo İdea - Büyük Yunanistan” hedefleri sürüyordu. Bu yüzden Türklere karşı baskıyı artırdılar. 1963’te zulmün dozajı arttı. İnönü Hükümeti ABD etkisiyle Kıbrıs’a müdahaleyi göze alamadı. Yalnız, semada uçak gösterileriyle yetindi.
1967’de yine saldırı ve baskılar şiddetlendi. Demirel Hükümeti, askeri İskenderun’a kadar götürdü. Yine Amerika’nın baskısıyla müdahale edilemedi. Asker geri dönmek zorunda kaldı.
1974’te Rumların EOKA terör örgütü başkanı Nikos Sampson, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak amacıyla Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı darbe yaptı. Türklere karşı soykırım noktasına varan saldırı ve zulümler başlattı.
Türkiye’de CHP - MSP koalisyon hükümeti iş başındaydı. Başbakan Ecevit sorunu diplomatik yoldan çözmekten yanaydı. Başbakan Yardımcısı Erbakan, Avrupa’nın olaya yaklaşımını bildiğinden Kıbrıs’ta, olaylara müdahaleden başka çare kalmadığını görüyordu.
Ecevit, konuyu görüşmek için, Kıbrıs’ta garantörlük yetkisi olan İngiltere’ye gitti. Erbakan, Ecevit’i uğurladıktan sonra Başbakan Vekili sıfatıyla, havaalanında Genel Kurmay Başkanı Org. Semih Sancar’la görüştü. Ordunun harekâtı yapabilecek güçte olduğunu öğrendi.
KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI
ERBAKAN, Bakanlar Kurulu’nu topladı. Olayı müzakere etti. Bakanlar Kurulu’ndan da harekâtı başlatma kararı çıktı. Amerika’nın 6. Filo’su harekâta hazır olarak Akdeniz’de bekliyordu. Erbakan, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na gitti. Oradaki 177 pilota gelişmeleri anlatarak şöyle dedi: “Sizden, 6. Filo harekete geçerse, onu infilâk ettirecek 6 yiğit istiyorum” deyince 177 kişi hep birlikte “göreve hazırız” diyerek ayağa kalktı.
Bu mesaj Amerika’ya ulaştı. 6. Filo’yu harekete geçirmeye cesaret edemediler. Asker Kıbrıs’a çıkmak için İskenderun Körfezi’ne gitti. Bu sırada Ecevit sonuç alamamış olarak İngiltere’den döndü. Kararı öğrenince, “Bari Diyanet İşleri Başkanı’nı çağıralım da duasını yapsın!” demek durumunda kaldı.
Askerin morali çok yüksekti. Büyük bir coşku ile Girne’den Kıbrıs’a çıktı. Beşparmak Dağları’nı aştı. Hiçbir direnişle karşılaşmadan ilerledi. Üç günde Kıbrıs’ın üçte birini ele geçirdi. Sonucu fark eden BM “ateşkes” kararı aldı. Ecevit bu karara uydu. Diplomatik temaslar sonunda, Kıbrıs’ın üçte biri üzerinde KKTC; üçte ikisi üzerinde GKRY kuruldu. Böylece Kıbrıs sorunu kökünden çözülmüştü.
1974 öncesi Rumların saldırılarında sağ ve sol hükümetler “Amerika ne der?” anlayışıyla Kıbrıs’a müdahale edememişlerdi. Erbakan Hoca 3 günlük Başbakan Vekilliği süresini çok iyi değerlendirdi. Kıbrıs’ta son noktayı koydu.
Kıbrıs Barış Harekâtı’yla millî irade tecelli etti. Türkiye, Amerikasız da karar verilebileceğini öğrendi. 6. Filo’yu tanımamak bağımsızlığımızın gereği idi.
KIBRIS KIRMIZI ÇİZGİMİZ
KIBRIS’TA Türkler ve Rumlar iki ayrı devlet kurmasına rağmen, Rumlar sonuçtan memnun olmadılar. KKTC’yi hiçbir zaman eşit statüde görmediler. Uluslararası kuruluşları devreye koydular. Toprak tavizi koparmaya çalıştılar. KKTC Başkanı Mustafa Akıncı’nın bazı sözleri Rumları cesaretlendirdi. Diplomatik yönden sonuç almaya giriştiler. Çoğu İsviçre’de olmak üzere 200’den fazla toplantı yapıldı.
ABD, 2004’te BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan aracılığıyla Kıbrıs’ta bir “barış planı” sundu. Plan iki ayrı toplumu yeniden birleştirmeyi amaçlıyordu. Bu, 1974 öncesi şartlara dönmek demekti. Türkiye hükümeti Annan Planı’nı destekledi. Kıbrıs’ta referandum yapıldı. Bereket ki, Rumlar daha çok taviz almak niyetiyle “hayır” oyu kullandı. Annan Planı reddedildi. Bu, Allah’ın Kıbrıs’a büyük yardımıydı.
Rumlar Kıbrıs’ta 3 şey istiyordu: 1. Toprak, 2. Kıbrıs’ta Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması, 3. Türkiye’nin Kıbrıs’tan askerini çekmesi.
Gerek Türkiye, gerekse KKTC yöneticileri Türkiye’nin 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’yla elde ettiği kazanımlardan zerre taviz vermemelidir. Kazanımları korumak iyi bir diplomasi örneğidir.
Saadet Partisi Kıbrıs’ın güvenliği ve statüsünün pekişmesi için 2 şey önerdi: 1. Türkiye’nin Kıbrıs’ta bir hava üssü kurması, 2. Cumhuriyet döneminde toprak kazandığımız tek zafer olan 20 Temmuz’un “millî bayram” ilân edilmesi.
Kıbrıs Barış Harekâtı, şahsiyetli bir dış politika uygulamanın önemini gösterdi. Kıbrıs’taki zafer daha çok Millî Görüş zihniyetinin isabetli çözümünün ürünüdür.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.