Bir şairi tanımak isterseniz öncelikle ne yaparsınız? Şiirlerini okursunuz elbette. Fakat bu bir yere kadardır. Bir adım daha öteye geçebilmek için o şairin hayatında şiirinin ne kadar izi olduğunu görmek lazımdır. Şair bunu göstermeyebilir, okuyucu kendi dikkat ve de rikkatiyle görebilmelidir şiirin hayata yansıyan izini.
Çok yazar ve şairle dostluk kurdum, arkadaş oldum, ahbaplık ettim; her biri bir hikâye ile hatıra defterime kaydoldular. Bugün kendisini sahiden dost-kardeş bildiğim Mustafa Uçurum’dan bahsetmek istiyorum. Önce Mustafa’dan belleğimde kalan sözcükleri sıralayayım; Martı, Polemik, Yitik Düşler, Adapazarı, Sivas, Tokat… İyi bir şair olmanın kişiliğine kattığı iyilik, iyi bir öykücü olmanın hayatına kattığı devinim ve çok çalışkan bir kalem olmanın yazarlık serüvenine kattığı çeşitlilik Mustafa Uçurum portresinin tamamlayıcı unsurları arasındadır.
İyi bir şairdir; zira “yorumlansa rüyalar solmayacak çiçekler / sussam aydınlık olur bitmek bilmez geceler / adım seçilmiş benim geri kalan uçurum / her aşk kavuşmak değil usulca gidiyorum” diyen bir şair isminin işaret ettiği dünyanın farkında olan iyi bir şairdir. Mesela Konuştukça Memleket ne güzel bir şiir kitabıdır, Dünya Telaşı da öyle. Tenhalayın Kalbimi isimli şiir kitabından sonra nerede Mustafa Uçurum imzalı bir metin görsem okurum.
Hikâye, deneme ve şiiri bir daire içerisinde aynı halkada buluşturup ortak bir sese dönüştürebilmek gerçekten marifetli kalemlere özgü bir maharettir. Mustafa’nın şiirle yoğrulmuş olan karakterinde en beğendiğim birkaç özellikten biri kolay kolay küsüp gönül koymamasıdır. Geniş yürekli insanlara özgü bu haslet onun yazdıklarından kolayca anlaşılabilir. Şairlerde çok yaygın olarak görülen yanlış anlama Mustafa’da yanlışı tashih etmeye dönük bir reflekstir.
Elimde şu an Mustafa’nın yeni bir hikâye kitabı var dönüp dolaşıp okuduğum: Uçurumda Bir Gömü. İsim yuvarlanmış kapağını bulmuş gibi yazarın serüveni ile örtüşüyor. Kitaptaki hikâyeler yoğunluklu olarak kent hayatı içerisinde birinci ve üçüncü tekil şahıs tedirginliklerini işliyor. Sıradan olayların insanın dünyasındaki yansımalarını yalın bir dille anlatıyor Uçurum. Öykülerin içerisinde yer yer metinler arası yolculuğa da rastlıyoruz. Sofinin Dünyası, Tavşanın Randevusu gibi daha birçok eser ve yazardan atıflar öyküye “güncel okuyucu” profili sunuyor.
Bi’Polar Alabilir miyim başlıklı öyküde bipolar bozukluk ile bir polar arasında gidip gelen garsonun psikolojik çıkmazdan kurtuluşu anlatılıyor. Günlük hayat içerisinde psişik sorunlarının farkında olmadan yaşayan bireylerin eğreti duruşları onları merkeze oturtmadan ikincil bir bakışla resmediliyor. Aynı özelliği Bol Tebessümlü Psikoloji öyküsünde de görebiliyoruz. Anarşist Domates başlıklı öyküde 12 Eylül görmüş bir çocuğun yaşadığı travma trajikomik biçimde ele alınıyor.
Sıcağı sıcağına okuduğum kitapla ilgili aceleci bir tespitte bulunacak olursam şunu söyleyebilirim: Hüzün, kaygı, mutluluk, ümit ve tutku gibi duyguların birbirine geçişlilik sağlayacak derecede iç içe olduğu öykülerden oluşuyor Uçurumda Bir Gömü. Kitabı kapağından ve de isminden okumayı denersek şöyle de diyebiliriz rahatlıkla: Bir şairin yüreğinde yıllar önce saklanmış gömülü bir hazinenin kazdıkça ortaya çıkmış şeklidir bu hikâyeler. Ben okudum, kendimi buldum, siz de okuyun kendinizi, çocukluğunuzu bulun. Ali Bal’ın söylediği gibi: “Her hikâye kitabı bir insandan çok insana yapılan bir çağrıdır.” Mübarek olsun!
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Nihan G. - "Bana sevdiğin şâiri söyle sana kim olduğunu söyleyim ;)) "
Hüseyin Akın uçurumda bir gömü bulup bizlere de ganimet vermek istemektedir..
Şair Ağabeyimiz bilgisini ve ilgisini okurlarıyla paylaşmaktadır ki ben istifade ettim ey okurlarım;
"Siz de işaret ettiğim yere bakınız lutfen" diyerek yine abiliğini yapmıştır. ?
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.