Başlık tuhafınıza gitti değil mi? Aslına bakarsanız ben de tuhaf olduğu için attım bu başlığı. Ne zaman ki İslam hayattan koparıldı, o muhteşem bütünle de bir alâkası kalmadı. “İslam’da Kadın” gibi bir başlık hiçbir zaman kimseye tuhaf gelmediği halde “İslam’da Erkek” başlığına şaşırıp kalıyorsak ortada bir sorun var demektir. İslam bütüncül olarak hayatımıza girmiş olsaydı “İslam’da Kadın” diye bir başlık da olmayacaktı. Problemleri teker teker bütünden koparıp bir başlık altında ele alma biçimi modern zamanlara ait parçalı din anlayışının bir neticesidir. Bütüncül İslam algısında hakikat cinsiyetçi söylemlerle değişmez. Kadını bir problem anlatısına dâhil edip erkeği dışında tutmak dünya üzerinde çağlar boyu “erkek” sorunu diye bir sorun yaşanmadı anlamına gelmiyorsa ne anlamına geliyor acaba? (Bildiğim kadarıyla bu başlıkta sadece Emine Şenlikoğlu imzalı ezber bozan bir kitap yer almakta, lakin aynı adla yayınlanmış bir kitap veya konferans ya da sempozyum mevcut değil.)
İnsanda unutmak
“İnsanın anımsadıkları unuttuklarının milyonda biri etmez.” Bu sözü bir hakikati dikkatlere sunmak için aktarmadım. Hakikat olup olmadığı da tartışılır üstelik. Fakat bir gerçekten bahsettiği inkâr edilemez. Latife Tekin’in Unutma Bahçesi adlı romanında Şeref’e izafe edilen bir cümle bu. Hafızamız delik bir kova gibi, eve dönünceye kadar kovada bir avuç su kalmıyor. Belki de eve götürmemiz gereken o bir avuca bile sığmayacak bir yudumluk sudur. Evden kastımızın dünya sonrası gideceğimiz ana yurdumuzdan başkası değil elbette. Boşuna dememişler, “İnsan nisyan ile maluldür” diye. Elest Bezmi’nden bugüne hep hatırlatıcılar yardımıyla ışığa doğru yürüyoruz. Kutsal kitaplar, kevni ayetler, peygamberler, âlimler, zahitler ve salih kullar insana hep unuttuğunu hatırlatmak üzere görev ifa ederler. Hatırlamak ışığı kapatan kalabalıkları yolumuzun önünden kaldırmayı başarabilmektir. Daha öz bir ifadeyle bilmek hatırlayabilmektir.
Yazalım, yazılalım, dünya kimseye kalmaz!
Tarih boyunca çeşitli sebeplerden dolayı kadınlarla kalem arasındaki mesafe hep alabildiğine açık olmuştur. Diğer bir tabirle yazmakla arası açık olmuştur kadınların. Erkeklerin lehine kadınların aleyhine olan bu durum kültürün şekillendirilmesinde kadının etkisini ne yazık ki kırmıştır. Hâlbuki kültürün asıl şekillendiricisi eve, çocuğa ve terbiyeye daha bir hâkim olan kadınlardır. Buna rağmen kadınlardan bugüne gelen -müellifi kadın olan- eser sayısı yok denecek nispettedir. Bugün de aradaki açık tam kapanmış değildir. Edebi, felsefi, dini, ilmi özelliğe sahip kitaplarda daha fazla kadın yazarların imzasını görmeliyiz. Mutlaka kız çocuklarına küçük yaşlardan itibaren yazı yazma terbiyesi verilmelidir. Genç kızlar yazma hususunda cesaretlendirilmeli, herhangi bir resmi eğitimden geçmemiş ablalarımız, teyzelerimiz, annelerimiz de duygu ve düşüncelerini aktarabilmeleri için kâğıtla ve kalemle tanıştırılmalıdır. Yazma eyleminin illa bir yazar olma heves ve hedefine dayanması gerekmez. Okumayı ve düşünmeyi sağlama alma yöntemlerinden biri okuduğunu geliştirmek ve çoğaltmak için notlar almaktır. Her gün ansızın avuçlarımızdan kayıp gidiyor. Yaşanmış bir dünün yaşanmakta olan bugüne ve yaşanacak olan yarına vereceği çok şeyler vardır. Öyleyse yaşanan günleri tutanaklara geçmek lazımdır. Bunun bir yolu da günlük tutmaktır. Keşke kadınlarımız öğle kuşağı televizyon programlarına takılıp kalmaktansa o saatleri günlük tutarak geçirmiş olsalar, hiç fena olmazdı.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Eylül - Harika bir yazı, afiş olarak bastırılıp asılmalı...
Serkan - Allah razı olsun Allah'a emanet olun inşallah
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.