Bismillahirrahmanirrahim; Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamd, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
İnsan; “Kur’an’dan ve kâinat kitabından ne bildin?” denilmesinden dolayı endişe etmenin yanında asıl, “İslam’ca ne amel ettin?” denilmesinden endişe etmelidir. İnsan, ne kadar âlim olursa olsun, itikatta, ahlakta, ibadette, ticarette, siyasette, hak ve hukuka riayette, yerel ve uluslararası ilişkilerde ilmine uygun iş görmezse Allah sadece ilimi karşılığında o insana asla ecir vermez. Hz. Ali’nin şöyle dediği anlatılır: “Hakkı bilip tasdik ettikten sonra sapıklığa dönen bir kimse, Cenab-ı Hakk’ın mağfiretine mazhar olmaktan çok uzak bulunur.” İlim; itikat ve düzen olarak İslâm’ı hayata hâkim kılacak bir birliği ve beraberliği, bir ordu disiplinine sahip hedefe kilitlenmiş tek bir teşkilat olmayı emreder. Bir ilim; Müslümanlar arasında İslam kardeşliğini, akide birliğini, usul ve hedef bütünlüğünü sağlamak için kullanılmıyorsa, israf edilmiştir. Denilmiştir ki: “Kıyamet günü insanların Allah katında makamca en şerlisi, ilminden faydalanmayan âlimdir.” İlim; Allah’ın hak kitaptaki ve kâinattaki ayetleridir. Bu ayetleri okuyup tefekkür eden her insan, İslam’a teslim olur ve onu yaşar. Burada insan için önemli olan Allah’ın rızası ve hükmüdür. Sahip olduğu ilimle dünya malı ve menfaatini tercih ederek haramın, zulmün, şirkin, nifakın, faizin, içkinin, kumarın, zinanın, adaletsizliğin, hukuksuzluğun, israfın yayılmasına katkıda bulunan ilim sahipleri için Allah şöyle buyuruyor. Araf 175, 176: “Onlara, kendisine ayetlerimizi, ilahi kitabın bilgisini ve hikmetini öğrettiğimiz şu kişinin haberini anlat ki, bugünkü Bel’am benzeri bilginleri tanıyıp sakınsınlar. Fakat o, bu ayetlerden, ilimden, ibadet ve zulüm düzeniyle cihat şuurundan sıyrılıp uzaklaşmış; şeytan onu kandırıp kendi peşine takıp sapıklığa sürüklemiş ve sonunda diğer birçokları gibi, o da azgınlardan biri olup çıkmıştı. Eğer dileseydik, elbette onu ayetlerimiz sayesinde en şerefli makama yükseltirdik. Ne var ki o, ihtiras ve tutkularının peşine takılarak şu gelip geçici dünyaya, aşağılığa ve bayağılığa saplanıp kaldı. Onun gibi azgın nankörlerin durumu, tıpkı doyumsuz bir köpeğin haline benzer. Kızıp kovmak için üzerine gitsen dilini çıkarıp hırlar, kendi haline bırakırsan da dilini uzatıp solur. İşte, ayetlerimizi -itikat ve adil düzen esaslarını- yalanlayan kimselerin durumu, aynen böyledir. Ey Müslüman, batıla sapan insanlara bu ibret verici örneği anlat ki belki bu sayede öğüt alıp düşünürler.” Allah’ın helal kıldığı şeyleri haram, haram kıldığı şeyleri helal sayarak kendilerine zulmedenler, tarihin her döneminde zelil ve rezil olmuşlardır. Bugün bütün insanlık olarak yaşadığımız Covid-19 salgını, yaşanılan “iman, ahlak ve düzen” krizi için ilahi bir uyarı değil midir?
ALINACAK DERS
Allah Teâlâ’nın; kullarına bu kötüdür, haramdır dediği şeylerde insanlar için hiçbir hayır ve saadet yoktur. Günümüzde dünyada insanlık, “şirkin” büyük bir zulüm olduğunu unutarak, “faizci kapitalist düzeni” İslam’ın “adil düzeni” yerine ikame ederek yeryüzünü yaşanmaz hale getirmiştir. İçki, kumar ve şans oyunları gibi kötülükleri, kurdukları “yenidünya sömürü düzeninin” simgesi haline getirmiş, şeytan işi pislik olan içki ve kumarı kullanarak kendileri açısından şatafatlı ve rezil bir dünya inşa etmiştir. Şeytan ve adamları; içki ve kumarı kin ve düşmanlığın, fitne fesadın bir silahı olarak kullanıyorlar. Zina ve eşcinsellik gibi aile hayatını ve nesil emniyetini tahrip eden helak edici çirkin işleri, sanki bir insan hakkıymış gibi görüp, büyük bir manevi ve ahlaki çöküşün zemini yapılmıştır. Kadının anneliği, erkeğin babalığı ve aile reisliği elinden alınmıştır. Hırsızlık, gasp ve işgal gibi yollarla milletlerin mallarına el konulmuştur. Ölçü ve tartı bozulmuş, adalet rafa kaldırılmıştır. Faiz, ticaret ve ekonomiye, vergi, tüketime yamanmış, bu sayede milletler maddi gücü elinde bulunduran küresel çetelerin kölesi haline getirilmiştir. Materyalist ahlak ve eğitimle, milletlerin nesilleri tevhitten, ahlak ve edepten, milli kültür ve kimlikten mahrum bırakılmıştır. Dünyanın bir kesimi çok yemekten şişip çatlarken, diğer bir kesimi ise bir dilim ekmeğe muhtaç, bir deri bir kemik ölüme mahkûm edilmiştir. Bu kötülük ve günahların hepsi yeryüzünde büyük bir zulme ve bozgunculuğu sebep olmuştur. Dünyanın bu kötü gidişatı karşısında direnmesi gereken âlimler, ilim, fikir ve siyaset adamları pastadan pay alma yarışına girip sessiz kalınca, mülkün sahibi olan Allah, yerdeki ve gökteki ordularını harekete geçirmiş ve bütün insanlığa bir kez daha kudretini göstermiştir diyebiliriz. Yasaklanan “faiz” ile Allah ve Resulüne karşı savaş açmış insanlık, görülmeyen bir virüs karşısında acze düşmüştür. Biz Allah’ın kulları olarak, karşılaştığımız bu Covid-19 olayı sebebiyle bir nefis muhasebesi yapmalıyız, tövbe ederek işlediğimiz kötülük ve haramları terk etmeli ve Allah ile aramızı düzeltmeliyiz. Covid-19 Allah’ın bir ayeti olarak bütün insanlığı, itikat ve düzen olarak İslam’ın Adil Düzenine çağırıyor. Tövbe eder, adil düzene dönersek kurtuluruz. İsyana devam edersek Allah hükmünü icra eder.
SAADET DÜZENİ
İtikat ve düzen olarak İslam; yeryüzündeki zulmün her türlüsünü kökten söküp kaldırmak ve onun yerine hakkı ve adaleti ikame etmek için Allah tarafından gönderilmiştir. İslam’ın hedefi zulmü ortadan kaldırmak ve zalimi ıslah etmek iken, Müslüman olduğunu söyleyen ilim adamlarının görevi, zalim yöneticiler ile oturup kalkmak değil “yeni bir saadet dünyasını” kurmanın mücadelesini vermektir. Zaten bu mücadeleyi Milli Görüş=Saadet Partisi yapıyor. Öyleyse âlimler, Milli Görüş tarafından verilen bu mücadelenin içinde yerini almalıdırlar. Bilinmelidir ki ilim, İslam’ı yaşamak ve yaşatmak içindir. Selam hidayete tabi olanlara…
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Muhammed Güney - Allah Sizlerden Razı Olsun Hocam
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.