Rabbimiz (c.c.), biz kullarına iki yurt hazırlamış. Biri bu dünya, diğeri âhiret yurdu. Biz bu dünyada imtihandayız ve misafiriz, yolcuyuz. Sayılı günlerde burada duracağız. Günümüz bitti mi bizi burada durdurmazlar. Ondan sonra ebediyen var olacağımız “âhiret yurdu”na doğru yola çıkacağız. Bu yolculuğun başlangıcına “ölüm” deniliyor. Ölüm yokluk değil, yeni bir hayatın başlangıcıdır. Kıyametin kopuş anına kadar geçecek o âleme “berzah âlemi” diyoruz.
Son zamanlarda dostlarımızın, ahbaplarımızın, akrabalarımızın peş peşe işte o berzah âlemine gidişine şahit olduk. Bu isimlerden bazılarını duaya vesile olması için yâd etmek istiyorum:
Mehmet Özhan: Kadim dost. Millî Gazete’nin sadık okuyucularından. Arkadaşlarımız Ali ve Mücahit’in babası. Vefatından az önce telefonla aramış Batman AGD olarak Bediüzzaman’la ilgili bir toplantı tertipleyeceklerini söylemiş ve bizi de konuşmacı olarak davet etmişti. Kendilerine mazeretimi bildirdim ve başka bir zaman inşallah beraber olacağımızı söyledim. Daha sonra da vefat haberini aldım.
Yunus Keskin: 43 sene önce Güngören’de başlayan dostluğumuz, arkadaşlığımız hiç ara vermeksizin devam etti. Son derece halim selim, muttaki biri idi. Rabbimin “manevî şehitlik” verdiği bir hastalığa yakalanmıştı. Sabretti, şükretti. Ağzından tek kelime şikâyet sözcüğü çıkmadı. Vefatından kısa müddet önce telefonla görüştük, vedalaştık, kendisinden dua istedik. Vefatından bir gün önce ziyaretine giden arkadaşlar anlattı. Birkaç günden beri konuşmadan yatıyorken, Yasin-i Şerif okunduğunu işitince uyanmış, okunan Yasin-i Şerif’e iştirak etmiş. Daha sonra da konuşmamış ve vefat etmiş.
İslâm Seçen: Kendilerini yıllar önce tanımıştım. Cilt sanatı üzerine bir röportaj yapmıştık. O tanışıklıktan sonra ahbap olduk. Hem mahir bir sanatkâr, hem de eşine az rastlanır zarif bir İstanbul beyefendisi idi. Asırlık nadide eserlerin, eşine az rastlanır Kur’an-ı Kerim’lerin ciltlerini asıllarına uygun şekilde yapar, çürümeye yüz tutmuş nadide eserleri tamir ederdi. Yeri zor doldurulacak bir sanat erbabıydı.
Hafız Taha Hoca: Tillo’nun pek değerli simalarındandı. Hafızdı, âlimdi, muttaki bir sima idi. Kendileriyle 1972 yılında tanışmıştım. 12 Mart muhtırasından sonra Gaziantep’e sürgün gelmişti. Çınarlı Camii müezzini idi. Şehitliğin hemen bitişiğindeki hücrede, tek odalık yerde kalırdı. Banyo yok, tuvalet yok, mutfak yok. Ailesini memlekette bırakmıştı. Biz arkadaşlarla giderdik, namazı müteakip sohbetini dinlerdik. Hadis, tefsir ve fıkıh derslerinden istifade ederdik. Küçük tüpün üzerinde bize çay demler, bizim yapmamıza izin vermezdi. “Seyyidü’l kavmi hâdimuhum” (Bir kavmin efendisi, onlara hizmet edendir) hadis-i şerifinin canlı misaliydi. Arkadaşım Sadık Eraslan’la zaman zaman bisikletle pikniğe gider, daha sonra soluğu Hafız Taha hocamızın yanında alır, yaşadıklarımızı anlatırdık. Başpınar’a, Oğuzeli’ne gidişimizi saf saf anlatır, o ise gerçekten tehlikeli olan o yollardan gitmemizin doğru olmadığını, dikkatli olmamız gerektiğini nazik bir şekilde bize hatırlatırdı.
Hüseyin Şerif: Ninemin kardeşi Şerif dayımızın oğlu Hüseyin de beka âlemine göçenlerden. Suriye’de yüzbaşı rütbesindeyken, kendi isteğiyle emekliye ayrılmış, ondan sonra bütün vaktini ibadete ve İslâmî ilimlere ayırmıştı. Muttaki biriydi. Halep’te ikamet etmekteydi. Suriye’deki kargaşa başlayınca, Halep harap olunca yurdumuza hicret etmişti. Suriye’de yaşayan bütün akrabaların ve neredeyse bütün Suriyelilerin temel özelliği olan sessizlik, suskunluk, onda da vardı. Yıllarca öylesine dehşetli bir baskı rejimi altında yaşamışlar, en yakınlarında bile ajanların bulunabileceğini acı tecrübelerle öğrenmişlerdi ki ağızlarını bıçak açmaz olmuştu.
Dostlar, ahbaplar, akrabalar birer birer gidiyor. Bizler de onları fatihalarla, dualarla yâd ediyoruz. Vefat eden bütün müminlere ve müminelere Rabbimizden rahmet niyaz ediyoruz. “Evvel giden ahbaplara selâm olsun erenler…”
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.