Bismillâhirrahmânirrahîm;
GÜÇ ve çoğunluğuna güvenerek çıkarı olan her yere burnunu sokan ABD’yi iyi tanımalıyız. Çünkü sömürgeci bir ülke… Ne zaman, nereye toslayacağı hiç belli değil. Kibir kulelerinden oluşan bu ülkenin haddi bildirilmezse, dünyanın başı belâdan kurtulamaz.
13 İngiliz kolonisinin bağımsızlığını kazanmasından sonra, George Washington tarafından 4 Temmuz 1776’da Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi yayınlandı. Ağırlığı İspanyol, Portekizli, Fransız ve İngilizlerden oluşan 35 kadar ırkın karmasıyla 1783 Paris Antlaşması sonucu resmen kuruldu.
ABD, Atlas Okyanusu’ndan Büyük Okyanus’a kadar 4.500 km.lik bir alanı içine alır. 9.8 milyon kilometrekarelik yüzölçümüyle 50 eyaletten oluşur. Nüfusu 328 milyon. Çin ve Hindistan’dan sonra dünyanın en yüksek nüfuslu 3. ülkesi.
Amerika sömürgeciliğiyle tanınıyor. 1915’te Japonya’nın Nagazaki, Hiroşima bölgelerine atom bombası attı. Her çeşit işkence yöntemlerinin denendiği Guantanamo Hapishanesi ABD’nin utanç tablosu. Ancak, Vietnam hezimeti Amerika’nın yenilmez olmadığının sembolü.
İngiliz kolonileri Amerika’nın temelini oluşturdu. İngilizlerin tarihi sömürgecilik zihniyeti ABD’ye de bulaştı. Amerika kurulurken yerli halk konumundaki Kızılderilileri katletmesi veya topraklarından çıkarması Amerika’nın tıynetini açığa vuruyor. ABD, İngiliz sömürgeciliğinin sistematik ve sinsi özelliğini dünyaya yansıttı.
Afrika, yeraltı kaynaklarıyla dünyanın en zengin kıtası. ABD, 1990’dan itibaren Afrika’yla doğrudan ilgilenmeye başladı. 2001’de İkiz Kuleler’in vurulması bahanesiyle Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) açıkladı. 22 İslâm ülkesinin haritasını değiştireceğini duyurdu.
PROJE İŞLİYOR
ABD’NİN hedefine koyduğu ülkelere dikkat ediniz! Hepsi Arz-ı Mev’ud sınırları içinde. O yüzden BOP’a Büyük İsrail Projesi (BİP) demek yanlış olmaz. ABD ve AB ülkelerinin İsrail’le içli dışlı olmaları ve İsrail’in güvenliğini öncelemeleri her şeyi anlatmaya yetiyor.
Erbakan Hoca, daha 1993’te Saddam sonrası ABD’nin Suriye’yi hedef seçeceğini, gerçek hedefin ise Türkiye olduğunu açıklamıştı. Süreç Erbakan’ın öngördüğü gibi işledi. Türkiye ve Suriye liderlerinin aile olarak Antalya’da birlikte tatil yaptığı, iki ülkenin birleşmesinin konuşulduğu bir atmosferde ABD gidişata müdahale etti. Suriye’de iç çatışma başlattı. Terör üzerinden bölgeyi kontrolünde tutmaya başladı.
Kimse bölgede tek sorumlunun Trump olduğunu sanmasın. ABD’nin BOP’u işlemektedir. Şuradan anlayabilirsiniz: Trump seçim gezilerinde, “ABD’nin Ortadoğu’da ne işi var” diyordu. Başkan seçildikten sonra ABD’nin projesini sürdürdü. Ortadoğu’yu “vazgeçilmez” görmeye başladı. Hatta 55 İslâm ülkesini bir araya getirdi. Onların iç işlerine müdahaleye başladı. Washington’a giden Bahreyn Veliahdı Selman el-Halife’yi, “Bu kadar para size fazla” diyerek azarladı.
ABD’nin ipiyle kuyuya inilmez. Trump, bir sene önce “Suriye’den çekileceğini” açıkladı. Fakat Suriye’de yığınak yapmayı sürdürdü. Ankara’daki antlaşmada teröristlerin 150 saatte Güvenli Bölge’den çıkması kararlaştırılmasına rağmen, hâlâ orada teröristler var. Trump defalarca verdiği sözden döndü. Tutarsız davrandı. Hatta YPG/PKK komutanı Mazlum Kobani’yi arayıp Beyaz Saray’a davet etti. Terör örgütü liderini devlet adamı muamelesi yaptı.
TÜRKİYE’Yİ TEHDİT
ÖNCEKİ ABD başkanları Türkiye’ye karşı daha “sinsi” davranıyorlardı. “Dostluk”, “müttefiklik” ayaklarıyla işi götürüyorlardı. Fakat Trump çok kere açık oynuyor. “Topraklarınızı işgal ederiz” demiyor, ama ona da sıra geleceğini ima ediyor. “Yaptırım uygularız, ekonominizi mahvederiz” türünden tehditler savuruyor.
ABD Temsilciler Meclisi, Türkiye’nin 1915 tehcirinde Ermenilere “soykırım” uyguladığı kararını çıkardı. ABD kendine hiç bakmıyor mu? Kurulurken yerli halk Kızılderililere yaptıklarını, Guantanamo utancını, Japonya’ya atom bombası yağdırdığını, teröristleri örgütlediğini, sömürgeci zihniyetini görmüyor mu? ABD’li Vekil Steve Cohen soykırım oylamasında “evet” demesine rağmen, “kararın siyasi olduğunu” itiraf etti.
Trump 2 kere Cumhurbaşkanı ve Türkiye’yi karalayan mektup gönderdi. İkincisi Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyareti arafesindeydi. Ne demeye gelir bu? Trump’ın küstahlık ve tehditlerine cevap olarak son ABD ziyareti iptal edilmeliydi, diye düşünüyorum.
Trump’a en güzel cevabı, “Bu millete kovboyluk sökmez” diyerek Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Dr. Abdullah Sevim verdi: “Siz, tarihi olmayan bir milletsiniz. Bizim ise şanlı tarihimiz var. Hak’tan, mazlumdan yana olan bir mazimiz var.”
Acilen ekonomimiz dış müdahaleye açıklıktan kurtarılmalıdır. İçte yekvücut olmalıyız. Yerli üretim özendirilmeli; kalkınma seferberliği başlatılmalıdır. İsrafa, yolsuzluğa geçit verilmemelidir. Liderler birbirlerine karşı, “firavun, diktatör, hain, şerefsiz” benzeri “çirkin” sözler kullanmaktan kaçınmalıdır. Trump, Putin, Netenyahu, Macron’la görüştükleri gibi, kendi ülkelerinin insanlarıyla da görüşüp uzlaşabilmelidirler.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.