Aslına bakılırsa Lavrov’un bu açıklaması bilinenin ilanından ibaret. Eğer, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov bu gerçeği Suriye’deki petrolleri korumak için ABD’nin harekete geçmesi ile görmüş ise geç kalmış bir değerlendirme. Çünkü Irak, İran, Suriye ve Türkiye’yi kapsayan ve geçmişi yüz yıl öncesine dayanan bu plan ilk önce Saddam’ın devrilip idam edilmesinin arkasından oluşturulan bir kukla yönetime dayatma ile gerçekleşti. Yaklaşık 9 yıldan beri de ikinci adımı gerçekleştirmek için Suriye karıştırılıyor. Bu hatırlatmanın ardından Lavrov’un açıklamasında eksik kalan bir başka hususa, yani ABD’nin Suriye’yi parçalama planının tek hedefi petrol olmayıp, İsrail’in güvenliğini sağlamak için Siyonistlerin daha İsrail kurulmadan gündemlerine aldıkları adına ister özerk, ister bağımsız bir devlet oluşturmanın peşinde olduklarını unutmamak gerekiyor.
Kısacası, bölgemizde küresel güçler özellikle de İsrail’in kuklası bir yapı oluşturularak bölge ülkelerini bununla meşgul etmek istiyorlar. Biz buna İsrail’in güvenliğini sağlama projesi diyoruz. Hemen belirteyim ki, Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un bu gerçeği bilmediğini düşünmek saflık olur. ABD’nin bugün adeta ilan ettiği hedefinden haberdar olmaması mümkün değil. Sadece, gelinen noktada ABD öylesine fütursuz ve açıktan oynuyor ki, artık görmek istemeyenler de görüyor, gördükleri halde bugüne kadar itiraftan çekinenlerde bu gerçeği dile getiriyorlar. Kaldı ki, daha geçen hafta İsrailli bir bakan terör örgütü PKK/YPG’ye destek verdiklerini açıkladı. Bu çabaların detaylarına girecek değilim. Ancak kendilerine biraz olsun kafa tutan Müslüman liderler söz konusu olduğunda oralarda hemen darbeler yaptırdıkları da kimsenin meçhulü değil. Yani, meselenin bilinmeyen gizli bir yanı kalmadı. Buna rağmen Lavrov’un açıklaması önemini kaybetmez. Çünkü küresel güçler sadece bölgemiz ülkelerini karıştırmanın peşinde değiller. Müslümanların birlik oluşturmalarını engellemek için de yoğun bir gayretin içindeler.
Aslında bizler Lavrov’un bugün dile getirdiği hususa yıllardan beri dikkat çekiyor, İslam ülkelerinin daha küçük parçalara bölünmesinin engellenmesi için İslam Birliği’nin gerçekleşmesine ihtiyaç olduğuna dikkat çekiyoruz. Elbette bölge ülkelerini daha küçük parçalara ayırmayı kendilerine gaye edinmiş olan Haçlı-Siyonist ittifakı bugün de birlikte hareket etmektedir. Önemi sebebiyle Lavrov’un açıklamasının bir bölümünü aktarmak istiyorum:
“ABD Fırat’ın doğu kıyısında bir sözde devlet kurmak için her şeyi yapıyor ve Suriye’nin bu bölümünü koparma ve petrol yataklarını kontrol altına alma amacıyla orada Demokratik Suriye Güçleri (DSG), YPG ve diğer Kürt güçler eliyle bir yerel yönetim kurulması için Körfez ülkelerinden büyük yatırımlar yapmalarını talep ediyor.”
Lavrov’un değerlendirmesinin ardından kısa bir süre önce Pentagon’dan yapılan açıklamada Suriye’deki petrol gelirlerini PKK/YPG terör örgütüne vereceklerinin dünyaya duyurulduğu da düşünüldüğünde olay netlik kazanacaktır. Bu arada Suriye’deki terör örgütlerinden söz ederken Kürt gruplar şeklinde nitelendirilmesi de bu ayrılıkçılara Rusya’nın da destek verdiği anlamına gelir ki, sanıyorum daha önce birkaç kez ifade ettiğimiz gibi bölgemizde ABD ve Rusya çok farklı konumlarda durmuyorlar. Olaya bu bütünlük içinde bakıldığında İslam dünyası için İslam Birliği’nin şart olduğunu söylemeye bile gerek kalmaz.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.