Rektör atamalarında bugüne kadar uygulanmakta olan kriterlerin değiştirileceğini en yetkili ağızdan öğrenmiş bulunuyoruz?
Peki, bu değişiklik niye?
Sahi, yıllardır iktidarda olan bir parti rektör atamalarında uyguladığı kriterleri değiştirme ihtiyacını niye duyar?
Demek ki önceki kriterler istenen vasıftaki insanların rektör olmasını sağlayamamış olacak ki yeni arayışlar içine giriyorlar.
Bize göre asıl mesele kriter meselesinden çok sağdan soldan gelen telkinlere açık olup olmama meselesidir.
Mesela şöyle bir örnekten söz ediliyor. Daha önce dekan yapılmak istenen ama hakkında oldukça şişkin olumsuz raporlar bulunan ve dekan yapılamayan bir kişi daha sonra rektör olarak atanıyorsa buna yeni tespit edilecek kriterler ne yapabilir?
Bu kişi nasıl rektör olarak atanmış olabilir?
Elbette sağdan soldan gelen telkinler sonucu hakkında olumlu bir kanaat oluşmuş ve kendisi rektör olarak görevlendirilmiştir.
Bu durumda kriterler bir yana konulmuş sağdan soldan gelen telkinlere açık bir politika izlenmiş demektir.
Ya da bir yerlere şirin gözükmek için üniversite yönetiminde kadınlara ağırlık vereceğiz diye idarecilik açısından yeterli olmayan hanım öğretim üyelerinin o makamlara getirilmesine ne demeli!
Sırf hanım öğretim üyeleri adına pozitif ayrımcılık yapacağız diye, “Onların görevini de biz yaparız yeter ki bu sayıyı artıralım” gibi bir anlayışla hareket edilmişse kriter değiştirmek işe yarar mı?
Evet, AKP yönetimi aldığı her yeni karar ile adeta önceki kararlarının bir işe yaramadığını itiraf ediyor.
İktidarın siyasi partiler arasında el değiştirmesi halinde böyle kriter değişikliklerini anlamak mümkün.
Ama yıllardır iktidarda olan bir partinin kriter değişikliği arayışı içine girmesinin izahı oldukça güç.
Daha önce koyduğu kriterlerin bir işe yaramadığını yeni kriter arayışı ile ortaya koymuş olan iktidarın getireceği yeni kriterlerin işe yarayacağını kim garanti edebilir?
Bütün bu gelişmeler neden yaşanıyor? Bu gelişmeler hiç kuşkusuz tecrübesizlikten yaşanıyor.
Şüphesiz iktidarda olanlar iyi şeyler yapmak istiyorlar ama yeterli tecrübeleri olmadığı için “deneme yanılma” metodu ile doğruyu bulmaya çabalıyorlar. O zaman da ortaya böyle tablolar çıkıyor.
Bugün rektör atamaları için yeni kriterler getirenler yarın bu kriterleri de yeterli bulmayıp tekrar kriter arayışı içine girebilirler.
Oysa bir hayli süredir iktidardalar! Bu süre içinde taşların yerine oturması ve işlerin tıkır tıkır yürümesi gerekmez miydi?
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.