Süleyman Arif Emre’yi ilk defa Millî Selamet Partisi Genel Başkanı olarak 1972 yılında yani partiyi İzmir ve Ege Bölgesi’nde kurma çalışmalarımızı yaptığımızda tanıdım...
Dünya gözüyle ilk görüşüp tanışmam da, 1973 yılı seçimleri için MSP İzmir teşkilatı olarak partimizin Isparta Mitingi için katkıda bulunmak üzere oraya gittiğimizde nasip oldu…
MSP Genel Başkanı Süleyman Arif Emre’nin miting konuşmasını o zaman yayınlamakta olduğumuz TEK YOL dergimizde yayımladık; daha sonra da birkaç şiirini birkaç dergi sayımızda yayınladığımızı ayrıca bir şiir sever olarak ‘özellikle’ hatırlıyorum…
O yıllarda Süleyman Karagülle MSP İzmir İl Başkanı ve bendeniz de MSP İzmir Gençlik Başkanı ama biz teşkilat olarak bütün Ege Bölgesi’ne ve civar illere de teşkilatlanma katkılarında bulunuyoruz; fırsat ve imkân buldukça bütün Türkiye’yi de dolaşıyoruz…
Önceki yazımda da ifade ettiğim üzere; Süleyman Arif Emre de bütün bu çalışmalarımızda bizi daima desteklemiştir ve özellikle ilk yıllarda bizim birçok önerimizi Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a kabul ettiren kişi daima Süleyman Arif Emre’dir...
Malum olduğu üzere, her işin başarıya ulaşmasında başlangıç çok önemlidir ve daha sonra ADİL DÜZEN çalışmalarına dönüşecek ve sadece Türkiye değil dünya çapında etkili olan Erbakan Hoca ile yapılan çalışmalara Süleyman Arif Emre’nin katkısı unutulmamalı…
Süleyman Arif Emre ile ilgili yazılan her yazıyı takip edip okumaya gayret ettim ama en fazla Karar’dan D. Mehmet Doğan’ın yazısından etkilendiğimi ifade etmeliyim. Neden?
- Mehmet Doğan, tam da Süleyman Arif Emre’yi anmaya ve anlatmaya çalıştığım ‘Millî Görüş İnkılâbı’ açısından anlaşılabilecek yönüyle anlatmış, mezkûr yazısında.
Yazar yazısına şöyle başlamış: “Süleyman Arif Emre’ye ‘cumhuriyet nesli’ndendi demek câiz midir? 1923’te doğduğuna göre, cuk oturur herhâlde! Fakat kendini ‘cumhuriyet kuşağı’ sayanlar ve onların peşinden gidenler Arif Emre’yi cumhuriyet neslinden sayarlar mı? / Süleyman Arif Emre, cumhuriyeti doğru eksene yerleştirmeye çalışan, yani yönetimi gerçekten halklaştırmak isteyen siyaset akımındandı. Hangi partide olursa olsun, fikri zikri, istikameti belli bir siyasetçi olarak uzun süre milletvekilliği ve bakanlık yaptı. Galiba en yaşlı üye olarak geçici bir Meclis Başkanlığı da var. / Nesli tükenmiş bir siyasetçi kuşağının mensubu olarak, bir asra yaklaşan ömrünü tamamladı, Allah rahmet etsin. Süleyman Arif Emre nesli siyasetçiler, edebiyatla, fikirle, sanatla iç içe idi. Kültür hamuleleri zengindi. Bu konularda konuşmaktan imtina etmez, vücut bulduğu zemini başarıya ulaştıktan sonra önemsiz görmezdi. Şiir yazar, edebiyatçılarla düşer kalkar, hatta daha ötesi fikir mücadelesinin belâlı isimleri olan Osman Yüksel Serdengeçti’nin, Necip Fazıl’ın avukatlığını yapar ve bila ücret yapar… Onun avukatlığa başlaması nasıl bir iddia sonucu değilse, siyasete atılması da şartların sevkiyledir. Siyasetin bazıları için hizmet mesleği olduğu zamanlar; yani bir zamanlar! / Osman Yüksel, namı diğer ‘Serdengeçti’ ile ahbap olan Süleyman Bey, avukatlığa başlama fikrini ona açtığında, olumlu bir karşılık bulmaz. Bu dürüst ve mahcup gencin başarısızlığından korkmaktadır Osman Yüksel. Arif Emre’nin cevabı yeterince açıklayıcıdır: Sırf sizin davaları takip etsem, hiç boş kalmam!”Yazı bu minval üzere devam ediyor, tamamı okunmalı…
https://www.karar.com/yazarlar/d-mehmet-dogan/toprak-verimsizlesiyor-goc-zamani-10836
- Mehmet Doğan, Süleyman Arif Emre ile ilgili yazısının sonlarında şu önemli bilgiyi de yazmayı ihmal etmemiş: “Süleyman Arif Emre, 45. yıldönümünü kutladığımız Kıbrıs Harekâtı sırasında bakandı, yani hadisenin akışını en yüksek seviyede takip etmişti. Hatıralarında bu konu ile ilgili birinci elden malumat var. Kıbrıs Harekâtı’nda Necmettin Erbakan’ın ihmal edilen önemli rolünü bu hatıralar bize açıkça gösteriyor.”
Doğan’ın yazısı şöyle bitiyor: “Süleyman Arif Emre ile zaman zaman telefonlaşırdık. Serdengeçti ile ve Necip Fazıl’la olduğu kadar, Nurettin Topçu ile de ilgiliydi. Topçu ile ilgili yazılarımız bu konuşmaların esasını teşkil ederdi. Bir dönemin şahidi, siyaset adamlığı yanında şairliği de elden bırakmayan Süleyman Arif Emre’ye tekrar rahmetler diliyorum.”
Merhum Süleyman Arif Emre ağabeyimize Cenab-ı Allah’tan tekrar rahmet diliyoruz.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.