Bugünkü dünyanın anatomisini bilenler, düşmanın stratejisini boşa çıkaracak hazırlığı yapmalıdır. Bunun için insanları, “yumuşak lokma” olmamak adına yapması gerekenlere odaklamalıdır. Bu odaklanmanın beklenen sonucu vermesi ise, belirli bir disiplini içermesine bağlıdır. Ancak bu şekilde yaşamımıza, başkalarınca ve önceden verilmiş bir anlamı üstlenmek yerine, kendi bakış açımızla yeniden anlam verebiliriz.
İnsanın yaşamın her safhasında en doğru şekilde düşünebilmesi, en sağlıklı değerlendirmeleri yapabilmesi ve en isabetli kararları alabilmesi, yumuşak lokma olma(ma)sıyla orantılıdır. Yaşadığı coğrafyada bir bilinç gerçekleşecekse, bu tercihle mümkün olacaktır. Bu ufku taşıyan herkes; adaletin sadece vaaz ve irşatla gerçekleşemeyeceğini görür. Bir insanın saadetinin bütün insanlığın saadetinde yattığını keşfeder. Bu ufuk, bilgi ve keşfi sayesinde yaptığı mücadele zamanla müeyyideye dönüşür.
Bu sürecin başı niyettir, zihniyettir, tercihtir. Sevr, bu niyetin perdelendiği, bu zihniyetin gölgelendiği ve bu tercihin örselendiği bir dönemi başlatma girişimiydi. Başta Müslüman coğrafya olmak üzere tüm insanlığı yumuşak lokma yaparak yutma süreciydi. Bu süreci durduran hamle, “1969’da başlayan mücadele”dir. 1970’li yıllarda “ağır sanayi” diyerek niyetini, 1980’lerde adil ekonomik düzen atılımıyla zihniyetini, 1990’larda yeni bir dünya için D-8’i kurarak tercihini ortaya koymuştur. Bugüne kadar Türkiye’de, taş üstüne taş konduysa bu zih-niyet sayesinde olmuştur.
Bu niyetin, zihniyetin ve tercihin 2000 sonrası akamete uğraması düşündürücüdür. Ancak görülüyor ki sistem; kırdığı yerden kırılıyor! Kalan süreyi ilmi koordinasyon, teknolojiden istifade ve ekonomik işbirliği temelinde maddi gücün ezilenlerin eline geçmesini sağlayacak, aileyi koruyup, eğitimi yeniden tanzim edecek uygulamalarla değerlendirmeliyiz. Ve süre dolana kadar (time-up) başarının, çekilen besmelenin kuvvetine bağlı olduğunu bilmeliyiz. 20 Temmuz, tekeden süt-laç üretme zamanıdır.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.