Adına ister Batı, ister Haçlı, ister Haçlı-Siyonist ittifakı diyelim onların yanında yer almak ülkemize hep kaybettiriyor. Onlardan gelen her yeni teklif ya da proje ülkemizde birer özgürlük meşalesi gibi takdim ediliyor ama hepsinin ardından özelde Türkiye genelde İslam dünyası kaybediyor, zarar görüyor. Bir zamanlar Tunus’ta başlayan daha sonra İslam dünyasında yayılan bir iç hareketlenme Arap Baharı olarak takdim edildi ve Türkiye’de bu takdim bir genel kabul gördü. Sonuçta Mısır’da darbe oldu, Libya ve Suriye karıştı, Yemen tam bir felaket ile karşı karşıya kaldı. Özelliklede Suriye’deki iç karışıklıkların ülkemize yansıması 4 milyonu aşkın mültecinin ülkemize sığınması ve Türkiye düşmanı terör örgütlerinin orada yerleşmesi neticesini doğurdu. Mısır’daki darbenin sonuçlarını görüyor ve yaşıyoruz. Yemen ise İslam dünyasının karşı karşıya geldiği bir yer haline geldi.
Ardından ABD kaynaklı bir Büyük Ortadoğu Projesi gündemimize sürüldü ve Türkiye de bu projede eşbaşkan olarak görev üstlendi. Gelinen noktada görüyoruz ki, Büyük Ortadoğu Projesi diye takdim edilen bu projenin Büyük İsrail Projesi’nin maskelenmiş hali olduğu ortaya çıktı. Böyle olmasaydı Trump Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan edebilir, işgal altındaki Golan Tepeleri’nin işgalci İsrail’e ait olduğunu açıklayabilir miydi? Bu arada ortaya çıktı ki, Büyük Ortadoğu ya da Büyük İsrail Projesi ABD tarafından Yüzyılın Anlaşması adı altında İslam dünyasına ve özellikle de Filistinlilere dayatılan anlaşma Filistin Devleti’ni ortadan kaldırıyor, Büyük İsrail’e giden yolu açıyor. Bu bakımdan diyebiliriz ki, Batı’nın İslam dünyasına yönelik attığı tüm adımlar hangi kılıfa sarılmış olursa olsun İslam dünyasının aleyhine olduğu gibi, Türkiye olarak bu projelere ne kadar destek verirsek o ölçüde aleyhimize sonuçlar veriyor.
Tüm bunlar gösteriyor ki, Türkiye’nin Haçlı ittifakı ile birlikteliği yarar getirmediği gibi ağır zararlar doğruyor. Bu gerçeği görmek için çok fazla araştırmaya gere yok. Sadece Suriye bazında olaya baktığımızda Suriye’yi Arap Baharı’na dâhil eden Haçlı ittifakı başlangıçta hedefin Esad olduğu ve onun da en fazla bir ay içinde düşürüleceğini ülkemize telkin ettiler ama aradan geçen bunca zamanın sonunda Haçlılar istedikleri sonucu elde ettiler ama Türkiye tam bir bataklığa saplandı, sapladılar. Bu arada Arap Baharı olarak ilan edilen aslında Arap dünyasının karıştırılması olan proje İslam dünyasının petrol gelirlerini bir takım vaatler soncu başta ABD olmak üzere Haçlı ittifakına akıtılması sonucunu doğurdu. Türkiye’nin ise bırakın maddi bir menfaat elde etmesini büyük kayıplarına yol açtı. Ülkemize mülteci akınının sonucu olarak vermeyi vaat ettikleri parayı da Haçlı ittifakı bugüne kadar vermedi. Yani, attıkları imzaya sahip çıkmayarak yalan söylediler.
Sonuç olarak diyorum ki, Türkiye’nin artık Batı’ya benzeme gayretini ve onlara duyduğu karşılıksız aşkı terk etmesi gerekiyor. Çünkü bu karşılıksız aşk istismar edilmemize, zalimlere hizmet etmemize vesile oluyor. Bu da bizi bir yandan İslam dünyasından uzaklaştırırken, öbür yandan da Haçlı ittifakının dayatmalarını sineye çekmek zorunda bırakıyor. Bu yanlış yoldan dönmeden Haçlıların bir takım tatlı sözlerine bakarak belirleyici ülke olmamızın mümkün olmadığını görmek durumundayız. Bu gerçeği ne kadar çabuk görürsek zarardan o ölçüde kurtulma ihtimalimiz var. Çünkü Haçlı-Siyonist ittifakının hedefinin İslam dünyasını bölüp parçalamak olduğu net bir şekilde görülüyor. Elbette görmek isteyenlere, arsız âşıklıktan kurtulabilenlere.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.