Bismillahirrahmanirrahim;
Hamdımız âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Cenab-ı Allah’adır. Salâtımız ve selamımız ise Peygamberimiz, âli ve sahabeleri içindir.
İslam tasavvufunda “ölmeden önce ölmek” esası önemlidir. Bu, insan ölünce geride bırakacağı ne varsa, ölmeden önce bunların hepsini zihninde önemsiz bir şey haline dönüştürmektir. Bir insana Allah, zenginlik verirse, zenginlik ile şımarmalıdır. İktidar verirse, iktidarı ile azgınlaşmamalıdır. Şehvetler; kadınlara, oğullara, biriktirilmiş altın ve gümüşe, ata ve arabaya, hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insan olmanın gereğidir. Bunları, dünya hayatının geçici menfaatleri görüp önemsiz şeyler olarak değerlendirmek ölmeden önce ölmektir. Bunu sağlamanın en güzel yolu ise İslam’ın ruhuna ve şekline teslim olmaktır. Bu da ancak İslam’ca düşünmek ve yaşamak ile olur. Bunun dışında insan ve toplumları saadete taşıyacak başka bir yol yoktur. Elde edilecek güzel şey, Allah’ın rızasıdır. İslam insana; edepli olmayı, yaratılanı yaratandan dolayı sevmeyi, mütevazı olmayı, faydalı ve adil siyaseti, kul hakkı yememeyi, yalan konuşmamayı, ölürken de Müslüman olarak ölmenin yollarını gösterir. Kur’an’ı ve sünneti dikkate almadan yaşanan hayattan, yapılan siyasetten hayır gelmez. Allah’ı razı edeceksek, şeytanı kızdırmak gerekir. İkisini de aynı anda razı etmek mümkün olmaz.
AKIL VE İSLAM
Akıl, bir işin sonunu düşünmektir. Akıl; bunlar doğru ise, şunlar da yanlıştır şeklinde bir karşılaştırma ve karar verme kabiliyetidir. İslamsız akıl, tek başına ilk ve mutlak doğruları bilemez, hayır ve şerri tayin edemez. Akıl; bir temyiz, hakkı batıldan ayırma yeteneğidir. Akıl; imanın ve İslam’ın emrinde en büyük nimet, nefsin ve şeytanın elinde ise, sebebi felâkettir. Düşmanlar ve canavarlarla dolu ıssız ve karanlık bir ormandan kurtulmak için; 1-Tehlike bölgelerini ve güvenlik yollarını gösteren bir haritaya, 2-Doğru yön tayinine yarayan bir pusulaya, 3-Ve de çevremizi aydınlatacak bir ışığa ihtiyaç vardır. İşte, haksızlık ve şeytanlıklarla kaplı bir dünyada, saadet yolunu bulmak için de, Kur’an bir harita, akıl bir pusula, iman ise önümüzü aydınlatan bir fener hükmündedir. Bunlardan biri olmadan diğeri bir işe yaramaz ve kurtuluşa ulaştıramaz. Bunun için şu dünya imtihanını başarabilmek için, üç tane temel ve birbirini tamamlayan esas vardır. 1-Her şeyden önce İslam’ı öğrenmek, İslam’ın her konudaki emrini bilmek. 2-Öğrendiğimiz İslâmi esaslara göre yaşamak, Kur’an’ın hükmünü hayatımıza tatbik etmek. 3-Her yerde, her halde ve her meselede, mutlaka İslam’a göre, yani İslam’ca düşünmek. İslam’ca düşünmenin de üç temel esası vardır: 1-Dünya hayatı, çok önemli bir imtihandır. Ahiret ise, dünya hayatının hesabı ve imtihandaki artı ve eksi puanların karşılığıdır. Nefeslerimiz sayılıdır, bunlar Allah yolunda harcanmalıdır. Çünkü ölüm bize, çok yakındır. 2-İslâm dini, Allah yapısıdır. Bunun için mükemmeldir ve tamamdır. Hâşâ, zerre kadar noksanı, fazlası ve hatası bulunmamaktadır. 3-İslâm dini, bir bütündür. Ona bir şey katılamaz ve ondan bir şey çıkarılamaz. Baştan sona haktır, hayırdır ve hepsi, herkes için ve her yerde lazımdır. Çünkü İslâm, dünya ve ahiret saadetinin tek ilacıdır. İnandığımız Adil Düzen ortamının oluşmasında ve gelişmesinde Müslümanların üç ayrı safhada, takınacağı, üç ayrı tavır vardır. 1-Önce emredilen ve yapılması gereken cihatta, takatimizin sonuna kadar gayret ve her türlü esbaba tevessül etmek. 2-Olayın meydana gelişi sırasında, korku ve telâşa kapılmadan Allah’a teslim olmak ve tevekkül etmek. 3-Sonunda ise, takdire rıza ve ortaya çıkan neticenin hakkımızdaki en hayırlı durum olduğunu kabul etmek gereklidir. Sayılan bu prensiplere göre hareket eden her kimse mutlaka Milli Görüşçü olur, Saadet Partisi’ne intisap ederek hakkın ve hayrın hâkim olması, batılın ve şerrin zail olması için mücadele edenler ile birlikte cihat eder. Allah her insana bunu idrak edecek kadar bir fıkıh ihsan etsin.
PASAPORT
Cumhur İttifakı lider ve sözcülerinin, “şer ve zillet ittifakı” olarak tanımladıkları muhaliflerin fişlendiği ortaya çıkmıştır. Bakan Soylu’nun “terörle işbirliği yaptı, vatanı sattı” diye itham ettiği Saadet Partisi Lideri Sayın Karamollaoğlu’nun isminin önüne “terör” ibaresi yazılmıştır. Bu yüzden ilgililer tarafından kendisine pasaport verilemeyeceği söylenmiştir. Sonra bir dava büyüğümüz tarafından etkin yetkililer aranmış ve bu ibare kaldırıldıktan sonra Temel beye pasaport verilmiştir. Temel bey bu olayı, tam bir yıl sonra katıldığı bir televizyon programında açıkladı. Bu açıklama, devlet yönetiminde, keyfi uygulamalara işaret etmek için yapılmıştır. Bu açıklama üzerine bakan Soylu’nun takındığı tavır, garipsenmiştir. Olayı çarpıtmanın gereği de yoktur. Dürüstlük, soylu kimseler için en büyük edeptir.
KİRAZ HOCA
Erbakan Hocamızı aralarında İGMG Genel Başkanı Kemal Ergün’ün de bulunduğu bir heyet ziyarete gelmişti. Konuşmalar esnasında bir ara Kiraz Hoca gündem edildi. Erbakan Hocamız onunla ilgili olarak; “Kiraz Hoca çok farklı bir zat idi, onun gibi insan çok az bulunur” demişti. Kiraz Hoca, başından beri, takatinin sonuna kadar Milli Görüş davasına destek vermiş mücahit bir zat idi. 1977 yılında Korgan’da 77 yaşında MSP’nin ilçe başkanlığını üstlenmiş olması, önemli bir duruştur. Kendisini, “Hem hoca, hem de siyaset yapıyor” diyerek eleştirenler için; “Onlar bizim gördüğümüz manayı görmüş olsalardı, bu işi bize bırakmazlardı” dediğini biliyorum. 1900 (1316) yılında başlayan ömrünü 16 Haziran 1997’de bir Pazartesi günü saat 11.45’te ruhunu Allah’a teslim ederek tamamlamıştır. Vefatının 22. yılında Kiraz Hocamızı rahmet ve minnetle anıyoruz. Derecesi âli, mekânı cennet olsun. Selam hidayete tabi olanlar…
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.