Peygamberimiz (S.A.V.) şöyle buyuruyor: "Çalış! Başkasına güvenme!" Azmi, mücadeleyi bırakıp da falan filana dayanıyorum, deme. Evet, başkasına güvenme, dayanma. Çalış, çalış. Evet, ciddi olarak çalış! Benim şefaatime de güvenme buyuruyor Efendimiz. Evet, ben şefaat edeceğim ama evvela şefaat edinceye kadar kabre varınca sorgu var. Kıyamete kadar kabirdeyiz, kıyametin ne zaman kopacağını bilmiyoruz. Kabir azabı var. Kıyamette bekleme sıkıntısı var. Öyle sıkıntı ki... Tefsirlerde, peygamber hadislerinde beyan ediliyor: Bazıları bekleme sırasında güneşin kendilerini yakmasından dolayı topuğuna kadar terleyecek. Bazısı dizine kadar terleyecek. Bazısı göbeğine kadar. Bazısı göğsüne kadar. Bazısı çenesine kadar. Bazısının boynunu aşacak, ter... Onun için nefes almak için kafasını kaldıracak. O sıcaklık altında devamlı başını kaldıramaz. Öyle sıkıntı görecekler ki, kâfirler diyecekler: "Cehenneme sokacaksan sok bizi, ama bu sıkıntıdan kurtar!" Cehennem onlar için daha kötü ama kâfirler bu bekleme sıkıntısından kurtulmak istedikleri için böyle diyecekler. Ama Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin bu sözlerini duyarsan, hayatında kendine rehber edinirsen; o güzel Peygamberimiz ve sahabeleriyle beraber, kenarda ne sıkıntı var ne dert... Ferah, huzurlu, güzel bir şekilde... Allah bizi o gruba dâhil etsin.

AHİRETTE İLK SORU NAMAZDAN ÇIKACAK

Ehlisünnet velcemaat, salih kişiler işte böyle... Efendimizle beraber bu sıkıntılardan uzak kalacak. Ama inansan bile, inkârcı değilsin ama namaz kılmamışsın... İlk soru namazdan. Peygamber sözü bu. İlk soru namaz. Baraj sorusu! O iyiyse diyor, ötekiler de iyidir. Ama namazda kaybedersen, ötekiler de kötü olur diyor Peygamberimiz. Aman, namazınızı geçirmeyin. Namazınızı kılın. Bir de şunu tavsiye edeceğim: Namazın 12 farzı var. Bunları yerine getirdin mi, namaz geçerli olur. Ama herkes bunu tam yapabiliyor mu? Mesela Kur'an okumak namazın farzlarındandır. Kur’an okumak "tecvid" denilen bir ilme bağlı. Mesela "Hâlık" diyeceksin —Yaradan demek. Ama tecvidsiz okumuşsun, "Hâlık" diyeceğin yere "Hâlik" demişsin. Hâlik traş etmek demek. Hâşâ Allah’ı berber yapıyorsun! Onun için ben size diyorum ki, aramızda sır kalsın: Camiye gidin! Camiye gidin! Camiye gidin! Uyun imama, namazınız garantili. Sorumlusu imam… Senin namazın kabul olacak kusur varsa imam hesap verecek.

CEMAATLE NAMAZDA 27 KAT FAZLA SEVAP ALIYORSUN

İmam 300 kişiye namaz kıldırıyor. Güzel kıldırırsa, sen 1 kişilik sevap alacaksın, o 300 kişilik sevap alacak. Ama yanlış yaptıysa, imam 300 kişinin hesabını verecek. Sen git camiye, imama uy! Namazın garantili! Yanlış yaparsa imam, hesap verecek sen değil. Senin garantili namazın... Cemaate giderken 27 kat fazla sevap alıyorsun. Giderken sevap yazılıyor, günahın siliniyor. Gelirken, giderken... Camiye devamlı giden adam imanla göçüyor. İmansızlıktan kurtuluyor. Ne kadar faziletleri var! Camileri doldurursanız... Tefsirlerde şu var: Allah celle celalühü, emirlerine uymamış, Peygamber sünnetine uymamış bir kavme gazap edecek. Gazap meleklerini çağırır. Azap melekleri azap edecek... Ama camiler doluysa, Allah çok memnun oluyor. Melekler der ki: "Ben bu kavme azap için gelmiştim ama camimi doldurdular, çok hoşuma gitti." Bu azabı kaldırır. Hadis böyle! Onun için hem namazın garantili, baraj sorusunu garantiye alıyorsun; hem de böyle memleketçe belaları önlemiş oluyorsun. Camiye gidip doldurursan çok güzel, önemli bir şey. Onun için namazınızı geçirmeyin. Camide kılmaya devam edin. Ve sanki yarın ölecekmiş gibi aman ihmal etmeyin. Dünya işlerini bırakmayacağız ama "bugün olmasa yarın olur" diyeceğiz. Ahiret işi öyle değil. Ahiret için böyle olacak. Hatırlatalım ne buyurdu Efendimiz: Ben müminlere şefaat edeceğim ama işte kabir sıkıntısı var. Kabir sıkıntısı var, bekleme sıkıntısı var. Cenab-ı Hak "şefaat et" derse Rasulullah Efendimiz o zaman seni kurtaracak. Ama kurtarılanlar arasında girmek de kolay değil... O zamana kadar kabir sıkıntısı var, mahşer sıkıntısı var. Allah izin vermezse, cehennemde günahın kadar yanma cezası var. Biz bunlara inanıyoruz. Onun için ahiret işlerini sıkı tutun! İbadetlerinizi, salih amellerinizi, tövbelerinizi hemen, yarın ölecekmiş gibi çok sağlam yapın!