Haramların yakısı, helallerin kokusu

94 ruhu söylemi ortalıkta dolaştırılıyor ama ne olduğunu açıklayan yok.

Bildiğimiz ve yaşadığımız kadarı ile biz açıklayalım:

Tam 30 sene oluyor. 1994 yılı Mart ayındayız. Yine bir mahalli idareler seçim süreci işliyor ve biz İstanbul’da harıl harıl çalışıyoruz.

Seçimlere yaklaşık bir hafta kalmış.

Partiler son kozlarını oynuyorlar. Sokaklarda sanki fırtınalar esiyor.

Büyükşehir belediye başkan adayımız bugün cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan.

Finansman işleri ve malzeme sorumluluğu bizim sırtımızda. Ayrıca biz de liste başı meclis üyesi adayıyız.

Acabaların kırk tanesi kafamızın etrafında kol geziyor. Son gayretlerimizi sarf ediyoruz.

Bir akşam Refah Partisi’nin Topkapı’daki İstanbul İl Merkezi’nde oturmuş, durum değerlendirmesi yapıyoruz. Çok dar çerçevede elbette. 4-5 kişi varız. Aytunç Altındal gelmiş, görüşmek istiyor dediler.  

O Altındal ki, derin haber kaynakları var. Söylediklerini ciddiye almak gerek. İçeri buyur ettik. Hoş beşten sonra dedi ki:

-Tayyip Bey! Bütün anketler Refah Partisi’ni göstermeye başladı. Sadece İstanbul’da değil, birçok ilde öndesiniz. Ama bazı sorunlar var. Belediyeleri size teslim edip etmeme konusunda Amerikan derin lobisi ile Avrupa derin lobisi karşı karşıya geliyorlar.

Avrupa lobisi diyor ki:

“Aman bunların belediyeleri kazanmasına fırsat vermeyelim. Ne yapar ederler, elde ettikleri belediyeleri asla geri vermezler. Her oyunu oynayalım, engel olalım!..”

Buna karşılık Amerikan lobisi de diyor ki:

“Bırakın kazansınlar. Müdahale etmeyin. Görmüyor musunuz, belediyeler yıllardır batakta? Binalar mühürlü, makinalar hacizli, işçiler ve memurlar grevde. Aylardır maaş alamıyorlar. Çöpler dağlar gibi. Yollar berbat. Yeşillikler solmuş. Hava kirli, su bitmiş. Gelirler sıfırlanmış, borç gırtlakta… Mevcut belediye gelirleri vurgun ve rüşvet kıskacında, kasaya girmeden haczediliyor veya yağmalanıyor. Alsınlar belediyeleri ve burunları sürtsün. Bir daha da geri gelmemek üzere tarihe karışsınlar.”

Rahmetli Aytunç Altındal’ı yolcu ettik ama durumu da kendi aramızda değerlendirdik:

Bunlar bizi yıldıramaz. Biz hedefimize doğru elimizden gelen gayreti göstererek koşmaya devam edeceğiz.

Sonuç malum. Avrupa lobisinin tüm engellemelerine ve oyunlarına rağmen, Millî Görüş erlerinin gayreti ve Allah’ın yardımı ile Refah Partisi seçimleri kazandı. Lider Erbakan’ın talimatları ve verdiği moral motivasyonu ile ve Millî Görüş erlerinin üstün gayretleri ile yurt sathındaki Millî Görüş kadroları mahalli idarelerde destanlar yazdılar. Böylece Amerika ve Avrupa derin lobileri şaşıp kaldılar.

94 ruhu nedir diye soranlara sadece bunu anlatsak yeterli cevabı almış olurlar.

O gün tek kelime ile “batık” olan belediyeler bugün de vurgun, soygun, rüşvet, israf, faiz ve borç batağı kıskaçlarına sıkıştırılmış durumda.

1994 yılında batık belediyeler, Millî Görüş hareketinin teşhis, tedavi ve gayretleri ve Allah’ın yardımı ile nasıl kurtarılmış ise bugün de yağmalanmış belediyeler aynı pozisyonu ve ruhu içinde barındıran Saadet Partili kadrolarca kurtarılabilecektir.

Peki Saadet Partisi kadrolarının elinde sihirli değnek mi var? Bırakın sihirli değneği, buna inanmanın bile şirk olduğunu bilir bu kadrolar. Peki belediyeleri hangi imkânlarla kurtaracaklar?

İman varsa imkân da vardır. Belediyenin gelirlerini yemeden, yedirmeden, yandaşı kayırmadan, çalmadan, çaldırmadan belediye kasasını akıtarak işin yarısını halletmiş olurlar.

Aynı şekilde biriken bu imkânları israf etmeden, birilerine kaydırmadan, talan ettirmeden, haram yollara sapmadan kılı kırk yaran bir titizlikle, seçilecek gerekli yerlere harcatarak, işin kalan yarısını da böylece halletmiş olurlar.  

Saadet kadroları devralacakları belediye çevresini haramın yakısı ile değil, helalin kokusu ile dolduracaklardır. Her biri seçildiği gün belediyelerin kapısına asacakları büyük bir levha ile RÜŞVET ALAN DA VEREN DE MEL’UNDUR yazacak ve bunu titizlikle uygulayacaklardır.

Hizmet ve yatırım yaparken ayırım yapmayacak, imkânları herkese adaletli bir şekilde dağıtacaklar. Onların yönetiminde ahbap dost kayırımı asla olmayacaktır. Haklı, güçsüz de olsa hakkını alacak, haksız güçlü de olsa asla kayırılmayacaktır. Bu ve benzeri hassasiyetlerle işe başlandığı ve devam ettirildiği sürece, özet olarak Allah’ın rızasına uygun çalışılırsa Allah’ın yardımına mazhar olunacaktır.

Allah’ın yardımı deyince kimse dudak bükmesin. 1994 yılında belediyelerdeki büyük başarıları görenler, İstanbul’un CHP’li önceki belediye başkanı N.Sözen başta olmak üzere rakip partilerin yetkilileri, Millî Görüş kadroları için şu cümleyi kullanmak zorunda kalmışlardı:

“BUNLARIN ALLAH İLE ARALARI ÇOK İYİ OLDUĞU İÇİN BAŞARIYORLAR”

İnşaallah Allah’ın yardımını alabilecek icraatları hayata geçirecek olan Millî Görüş kadroları, kuruluştan beri barındırdıkları ruhları ile işbaşına geliyor.

HAKKANİYET

Edersen Hakk’a niyet,

Bulursun hakkaniyet.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ekrem Şama - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.

01

Bakir - Seversen ALLAH'ın emirlerini,

ALLAH'da sever emir erlerini.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Şubat 09:25


Şehir Markaları

Siz de şehir markaları arasındaki yerinizi mutlaka alın...

+90 (212) 697 10 00
Reklam bilgi

Anket Yeni asgari ücret konusunda umutlu musunuz?