Bismillâhirrahmânirrahîm;
SAADET Partisi, herkesin takdirini kazanan efsanevî bir seçim kampanyası yürütüyor. Halkın teveccühünün üzerlerinde olması, rakiplerini çılgına çeviriyor. Ne söylediklerini, ne yaptıklarını bilemez hale geliyorlar. Yalan ve iftiralarla durumu kurtaracaklarını sanıyorlar. Ne mümkün? Çünkü Saadet Partisi 1.389 seçim bölgesinin tamamında seçime giriyor; bu adayların istisnasız hepsi YSK tarafından “onaylandı.”
İbni Haldun, “Suyun suya benzediği gibi, gelecek de geçmişe benzer” der. Bugün Saadet Partisi’ne karşı yürütülen yalan ve iftira kampanyasının benzeri 1977 seçimlerinde muhterem Erbakan Hocamıza karşı da yürütülmüştü. O gün, Amerika sempatizanı muhafazakâr bir gruba ihale edilen; “İnsan bu seviyeye düşer mi?” dedirtecek fotomontaj üzerine kurulmuş yalanların benzeri, maalesef bugün hükümet partisi eliyle yürütülüyor. Yalanın bereketi olmaz. Yalancılar unutuldu; fakat Erbakan Hoca hayırla anılıyor.
Saadet Partisi Ankara Gölbaşı Belediye Başkan Adayı Halil Adıgüzel’in seçim kampanyasını yakından takip ettim. Onurlu ve kendinden emin bir duruşu var. Halkın güvenini kazanmış. İlçesinin problemlerini iyi biliyor. Çözümleri isabetli. Yaşadığı şu olay her şeyi anlatmaya yetiyor:
İki ayrı ittifakın adayları bir salonda görüşlerini tartışıyorlar. Anlaşamıyorlar. “Saadet Partisi’ni de çağıralım” diyorlar. Sayın Adıgüzel salona girdiğinde büyük bir gerginlik yaşandığını anlıyor. Bir tarafa soruyor: “Siz, karşınızdaki adayın kazanmasını ister misiniz?” “Hayır!” diyorlar. Diğer taraf da aynı! “Peki, Saadet’in adayının kazanmasını ister misiniz?” dediğinde iki taraf da “Evet!” diyorlar.
AKIL İÇİN YOL BİR
BEREKET ki, halkımız bu seçimlerde oyun’u gördü. Saadet Partisi’nin yapıcı ve çözüm üreten özelliğini; insanları ayrıştırmayan, ötekileştirmeyen “birleştirici” gücünü anlamaya başladı.
Saadet Partisi, bütün siyasî partilerin iyiliğini istiyor. Hepsi hizmet yarışına girsin, çözüm üretsin; Türkiye’yi ayağa kaldırsınlar. İcraatın başı hükümete de uyarıları bu yüzden. Hükümet, Türkiye’ye karşı duydukları sorumluluğun gereği yapılan bu uyarılara ilgisiz kalmamalı.
Saadet Partisi hep haklı çıkıyor. 17 senedir yaptığı uyarılarının benzerini şimdi “vicdan ve insaf sahibi AKP’liler” de yapmaya başladı. AKP İstanbul eski Milletvekili Mehmet Metiner, partisindeki milletvekili ve belediye başkanlarının halktan kopuk oluşlarından yakındı: “Seçildikten sonra vatandaşlarla neredeyse bağını kesenler az değil.” (Star, 21.03.2019)
AKP Ankara eski Milletvekili Aydın Ünal, “Adına Pelikan da denilen gizli bir örgüt Ak Parti’yi sinsice zehirliyor” (04.03.2019) diyerek hükümeti troller konusunda uyardı.
Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, “17 yılda 14 seçim yaşaması AKP’yi yordu” diyerek siyasi argüman yanlışlığına vurgu yaptı: “En büyük tehlike inandırıcılığını kaybetmektir.” (14.03.2019)
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, AKP’nin ciddi hatalar yaparak bir seçim kampanyası yürüttüğünü yazdı: “Bu, ülke için yıpratıcı oldu. Toplum çok gerildi. Bazı söylemler geri tepecek gibi görünüyor.” (23.03.2019)
Teşkilatları içinden hükümete o kadar ciddi eleştiriler var ki!
MİLLÎ GÖRÜŞ REÇETESİ
ÜMİT verici olan şu: Hükümetin icraatlarındaki yanlışlıkları parti içindeki insaf ve vicdan sahiplerinin de sorgulamaya başlaması. “Yerel seçim”e gidiyoruz. İktidar değişmeyecek. Halkın, “yanlışlığı görüyorum” anlamında hükümete güçlü bir mesaj vermesi -bunu dikkate almak zorunda kalacaklarından- şüphesiz Türkiye’nin yararına olacak.
Türkiye alternatifsiz değil. Önümüzde, 1989 ve 1994’te belediyecilikte “marka” olmuş, efsanevî Millî Görüş belediyeciliği var. Pek çok il ve ilçede 2 dönem yerel imkânlar da değerlendirilerek efsanevî hizmetler yapıldı. Su ve ulaşım hizmetleri ucuzladı. Halk kaynaştı. Belediye başkanları fedakârca çalıştı. Görevlerde ehliyet ve liyakat arandı.
İşin doğrusunu konuşmak lâzım! Plansızlık, borç, israf, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvetle anılan belediyelere ancak Millî Görüş reçetesi çözüm olabilir. Çünkü sorumluluk sahibi, maneviyatı güçlü kadrolar Saadet Partisi’nde. Bir başkan ne kadar iyi niyetli olursa olsun; etrafını rantçı, yiyici, menfaatçi insanlar sarmışsa, halkın beklediği bir belediyecilik hizmetini sunamıyor.
Türkiye’nin tutarlı yöneticilere ihtiyacı var. Az iken de, çok iken de sağlam ve doğru çözümden ayrılmayan yöneticilere. İktidarda iken de, muhalefette iken de istikametini bozmayan seçkin kadrolara.
Millî Görüş’ün tek temsilcisi Saadet Partisi’nin liyakatli kadroları Türkiye için büyük bir imkân. Yarım asırdır davalarından vazgeçmediler. Duruş ve söylemleri aynı! İnsan sevgisi, Türkiye sevdası, hizmet aşk ve heyecanları hiç eksilmedi. Türkiye bu fırsatı değerlendirmeli.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.