Reklamı Kapat

Bugün Değilse Ne Zaman?

İslâm ülkeleri olarak yapamadıklarımızdan ve bir türlü başaramadıklarımızdan dolayı başımıza gelmeyen kalmadı. Bir türlü toparlanamıyoruz. Bir türlü bir olamıyoruz. Kendimize gelemediğimizden dolayı yaşamadığımız felaket kalmadı. Keşmir’den Irak’a, Arakan’dan Afganistan’a, Bosna’dan Filistin’e, Afrika’dan Asya’ya her yer yangın yerine döndü. Rahmetli Erbakan Hocamızın D-8’lerine sahip çıkamadık. Yine ders almadık, en azından Türkiye, Mısır, İran, Irak, Suriye ve Suudi Arabistan bir olabilseydi bugün Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de milyonlarca kardeşimiz katledilir miydi? Amerika ile stratejik iş birliği yapmak yerine Çin ve Rusya ile stratejilerimizi birleştirseydik daha iyi olmaz mıydı?

Düşünün ki, Gazze katliamlarına karşı yürütülen protestolarımız bile üçüncü haftasında yerine oturmaya başladı. Daha ilk günden Cumhurbaşkanlığı külliyesinin, Gazi Meclisimizin, AK Parti il binalarının önlerinde toplanması gereken kalabalıklar, havaya kurusıkı tabanca sıkar gibi eylemler yaptı. Maalesef, her zaman problemleri tam olarak göremiyoruz, teşhislerimiz hatalı oluyor ve dolayısıyla çözümlerimiz de günü birlik, sıradan, geçici ve hamaset dolu oluyor. Romantizmin doruklarında yaşıyoruz. Ezbere işlerde bizden daha iyisi yoktur herhalde. Ezberlerimizin ve belli sınırların dışına çıkamıyoruz. Tarihi okumalarımız yanlış, zamanın ruhundan uzak hareket ediyoruz. Ne zaman, nerede, nasıl konuşacağımızı, hangi eylemlerde bulunmamız gerektiğini bir türlü kestiremiyoruz. Genelde yorgun askerler gibiyiz ama sorarsanız herkes keskin nişancı havasında.

Gazze’nin yiğitleri bile İslâm âleminden umudunu kesmiş durumda. Dillerindeki en büyük dua, Hasbunallah ve ni’mel vekil (Allah bize yeter, O ne güzel vekildir). Ve bir ses yükseliyor Gazze sokaklarından, “Müslüman ülkelere söyleyin, bizim için gıyabi cenaze namazı kılmasınlar. Biz diriyiz, ölü olan kendileri.” Biz daha ne söyleyelim kardeşim. Mücadelenin kralını yapan insanlar bile Müslümanlardan ümidini kesmiş, bizleri yaşayan ölüler olarak nitelendiriyor. Bu sözlerin üstüne daha ne diyebiliriz, daha ne yazabiliriz ki!

İzzeddin El-Kassam Tugayları sözcüsü de aynı şekilde haykırıyor: “Arap ve İslâm dünyasının liderlerine, ekranlardan izledikleri savaşın kalbinden sesleniyorum. Biz sizden ordularınızı harekete geçirerek Gazze’deki çocukları savunmak için savaşmanızı, en kutsal mabedinizi savunmanızı beklemiyoruz. Ancak sınır kapısında bekleyen yardımları hareket ettiremeyecek kadar da mı acizsiniz?” İşte böyle kardeşim. Allah, bize bundan daha rezil ne yaşatabilir ki!

Biz de her vakit namazının ardından dua etmekten başka bir şey yapamıyoruz. Dilerim Rabbimden Gazze’deki kardeşlerimizi katledenlerin bin bir türlü belasını versin. Onları kahr-u perişan eylesin. Yine aynı şekilde, ellerinde güç olduğu halde kılını kıpırdatmayan güç sahiplerini de, İslâm ülkelerinin yöneticilerini de Rabbimize havale ediyoruz. Ey büyük Allah’ım, hikmetinden sual olmaz ama bizler artık bu acılara dayanamıyoruz. Sıcacık yuvalarımızdan yazıp çizdiklerimizden başka bir şey gelmiyor elimizden. Bizleri affet Allah’ım. Bizlere acı, küçücük günahsız yavrularımızın yüzü suyu hürmetine bu acılara bir son ver. Bizleri de affet Allah’ım. Bizler aciz kullarınızız, bizi bağışla Allah’ım.

Ülkemizi neredeyse çeyrek asırdır yönetenlere gelince... Siz ne zaman harekete geçeceksiniz? Siz ne zaman somut adım atacaksınız? İHA’lar, SİHA’lar bugün Gazze için semaya yükselmeyecekse ne zaman yükselecek? Hani siz iktidara geldiğinizde Kudüs bayram yerine dönecekti? Hani siz iktidara geldiğinizde batıl devletler tir tir titreyecekti? Kaçıncı defadır iktidardasınız, hani nerede meydan okumalarınız? Hani nerede seçim zamanlarında meydanlardan kükremeleriniz? Hani nerede İslâm ülkeleri liderliğiniz? Bugün değilse ne zaman bir şey yapacaksınız? Somut tek bir adım atacaksınız? Ne zaman? Bugün değilse ne zaman Allah aşkına?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Fatih Yılmaz - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.



Şehir Markaları

Siz de şehir markaları arasındaki yerinizi mutlaka alın...

+90 (212) 697 10 00
Reklam bilgi

Anket Akaryakıt fiyatları Erdoğan'ın imzası ile zamlandı! ÖTV zam kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tüm anketler