Reklamı Kapat

Yarım Asırda Neredeydik? Bir Asırda Neredeyiz?

Yıl 1974…

Kıbrıslı Türkler, uzun yıllardır, Rumlar tarafından baskılara, zulümlere maruz kalıyorlardı. Öyle ki bu zulümler artık katliam boyutuna ulaşmıştı. Türkiye’nin, Kıbrıs üzerinde garantörlük hakkı olmasına, Türk askerleri çıkarma için hazır beklemesine rağmen yöneticilerimizin “Amerika ne der?” korkusu yüzünden Kıbrıs’a bir türlü çıkarma yapılamıyor, Kıbrıslı kardeşlerimize yapılan zulme engel olamıyorduk.

Türk siyasi tarihi boyunca yöneticilerimiz arasında eylem ve söylemleri ile “Bana ne Amerika’dan?” diyebilme cesaretini gösterebilen tek lider olarak tarihe kazınan Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, “başkan vekili” sıfatıyla Kıbrıs Barış Harekâtı için gerekli hazırlıklı başlatmış, iktidar ortağı Bülent Ecevit’i çıkarma için ikna etmişti. 

20 Temmuz 1974 tarihinde başlayan şanlı harekâttan sadece altı gün sonra Bakanlar Kurulu’nda alınan kararla birlikte İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk’ün talimatıyla Amerikan Üssü İncirlik kapatılmış ve üsteki Amerikan bayrağı indirilerek yerine Türk bayrağı asılmıştı.

İçişleri Bakanı Asiltürk’ün üslere el konulmasıyla ilgili, “Türkiye’de ikili anlaşmalarla faaliyet gösteren üsler Türk denetimine ve kumandasına alınmıştır. İncirlik de buna dâhildir. İkili anlaşmalar geçerliliğini kaybetmiştir” sözleri, tarihe altın harflerle yazılacaktı. 

Türk Silahlı Kuvvetleri’nden yapılan açıklamada da, “TSK, Bakanlar Kurulu kararına uyarak Türkiye’deki bütün üs ve tesislere el koymuştur. Buralardaki yönetimin başına yüksek rütbeli Türk subayları getirilmiştir” ifadeleri kullanılmıştı. Asiltürk’ün içişleri bakanı olduğu dönemde alınan bu önemli ve asil karar, Amerika Birleşik Devletleri’nin şımarıklığına karşı hakikatli bir cevap olmuş, dünyada bir başka benzeri olmayan böylesi bir tavır Millî Görüş iktidarına ve Oğuzhan Asiltürk’e nasip olmuştu.

Yıl 2023…

Uzun yıllardır Filistin halkı, İsrail tarafından işkencelere, baskılara ve katliamlara maruz kalıyorlar. 7 Ekim günü gerçekleşen Aksa Tufanı sonrasında İsrail’in zulümleri soykırım derecesine ulaşmış durumda.

Türkiye’nin yapabildiği ise kuruluşunun 100. yılına ulaştığı günlerde sadece miting yapabilmek… “Dünya lideri”, “Türkiye Yüzyılı” gibi şaşaalı cümleler kurarken yöneticilerimizin de sivil halk gibi miting düzenlemesini nasıl değerlendirmeli?

Filistin halkı kurtuluş mücadelesi verirken, kurtuluşunun yüzüncü yılını kutlayan bizlerin Filistin’in yanında olması gerekmez mi? Kaldı ki Filistin’in mücadelesine destek vermeyi sadece Müslümanların imani meselesi olarak görmemek lazım. Filistin’in özgürlüğü, bizim istikbalimizi ilgilendiren önemli bir mevzudur. “Biz düşersek Gazze düşer” söyleminin aksine, “Gazze düşerse biz düşeriz”… Zira Siyonistler gözlerini sadece Filistin’in topraklarına değil, bizim topraklarımıza da dikmiş durumdalar… Bu yaşananları Filistin ve İsrail arasında değerlendirmemek lazım. Siyonist İsrail, büyük İsrail’i kurana kadar dünyada dökmedik kan, yapmadık zulüm bırakmayacak. Bu nedenle yaşananları İsrail ve insanlık arasında değerlendirmeli ve insanlığın yanında olunacak önemli adımlar atılmalı…

Yüzüncü yılımıza ulaştığımız şu günlerde şu önemli ayrımı tekrar dikkatlerinize sunmak istiyorum;

Bir tarafta yarım asırlık bir ülkenin iktidar ortağı iken Millî Görüş’ün Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlatması, İncirlik Üssü’nü kapatması…

Bir tarafta bir asra ulaşmış ülkenin tek başına 20 yıldır iktidarında olanların sadece miting yapmakla, kınama mesajları ile yetinmesi…

Kimse Filistin’e çıkarma yapılmasını beklemiyor. Çünkü bunu yapabilmek için “Bana ne Amerika’dan” diyebilecek bir cesarete sahip olmak lazım. Fakat hiç değilse İsrail’e ticari ve askeri yaptırım uygulayabilseydiler…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Selime Sümeyye Abatay - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.

01

saim - osmanlı meleklerin bacaklarını seyrediyorlar diye rasathaneyi yıkıp,sarayda kadınefendi ,cariye,halayık,odalık,gözde ,ikbal diye kadın ordusuna yetişmek için çabalamak yerine İSLAMIN İLK EMRİ OKU nun gereğini yerine getirip ermeni rum yerine saraya Türk vezir bürokrat alsaydı bunlar olmazdı.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 31 Ekim 15:04


Şehir Markaları

Siz de şehir markaları arasındaki yerinizi mutlaka alın...

+90 (212) 697 10 00
Reklam bilgi

Anket Akaryakıt fiyatları Erdoğan'ın imzası ile zamlandı! ÖTV zam kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tüm anketler