İsrail öylesine bir tavır sergiliyor ki; insan, “Hem suçlu hem güçlü” değerlendirmesi yapmaktan kendini alamıyor. Netanyahu, son açıklamasında Filistin’de yaşananları, “Bu daha başlangıç” şeklinde nitelendirirken, görülen o ki, İsrail akıttığı kanlarla tatmin olmamış. Çünkü sayısı 8 bini geçen Filistinli, İsrail katliamında hayatını kaybetti, yaralananların sayısı ile 20 bine yaklaştı. Kısacası tek taraflı soykırım uygulayan, akıttığı kanları yeterli bulmayan İsrail, öyle anlaşılıyor ki, uluslar bu sessizliklerini sürdürdükleri sürece akan kan azalmadan devam edecek. Bu arada, yapılan gösterilerde uluslararası hukuk Filistin’de yaşananlara karşı kör ve sağır tavrı sergiliyor. Kısacası genellikle Filistin konusunda Haçlı-Siyonist ittifakı ya açıktan İsrail’i destekliyor ya da sessiz kalarak destek vermiş oluyor. Bu arada uluslararası hukuk ne yapıyor diye sormanın da anlamı yok. Çünkü uluslararası hukuku belirleyenler kendilerine göre tanzim etmişler. Söz gelimi Birleşmiş Milletler’in yapısı üzerinde biraz düşündüğümüzde uluslararası hukukun Filistin’de yaşananlara karşı niçin kör ve sağır olduğunu sormanın da anlamı kalmıyor. Çünkü tüm ülkelerin hakkını aramak 5 devletin keyfine bırakılmış. Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin sahip oldukları veto hakkı sebebiyle Birleşmiş Milletler hangi kararı almış olursa olsun, bu 5 üyeden birisi kararı veto edecek olursa karar uygulamaya geçirilemiyor.
Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’in sergilediği soykırıma yönelik eleştirisinin ardından Türkiye’den diplomatlarını çekme kararı almış olması karşısında insan, bunlar hem suçlu hem de güçlü demeden geçemiyor. Çünkü her gün yüzlerce Filistinli İsrail bombardımanında hayatını kaybederken tüm ülkelerin diplomatlarını İsrail’den çekme kararı almaları gerekirken, bir diğer ifadeyle İsrail’in cinayetlerine karşı hiç olmazsa diplomatlarının sınır dışı edilmesi gerekirken bu eylemi İsrail’in koyuyor olmasını insan nitelendirmekte güçlük çekiyor. İsrail bununla da kalmıyor, tüm dünyaya, “Şimdiye kadar işledikleri cinayetlerin daha başlangıç olduğunu söyleme küstahlığını sergiliyor. Buna karşı da dünya üzerinden ciddi bir açıklama gelmediği gibi hâlâ ciddi bir tepki sergileyen ülke maalesef yok. Ülke yok derken Haçlı ittifakını kastediyor değilim. Onlardan zaten İsrail’e yönelik bir tepki beklemek yanlış olur. Haklıya hakkını teslim eden bir uluslararası sistemin olmadığı bilindiğine göre o zaman uluslararası hukukun Filistin’e karşı kör ve sağır olduğunu söylemek fazla bir anlam ifade etmiyor. Söz konusu uygulamaların son bulması için bu hukuk dışı uygulamalardan rahatsız olanların bir araya gelmesi gerekiyor. Bu sağlandıktan sonra güçlülerin hukuku rafa kaldırılarak mazlumların hukuku uygulamaya geçirilebilir. Bu bakımdan sadece lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini bilerek hareket edilmesi gerekiyor. Bunun yolu da öncelikli olarak İslam Birliği’nden, ikinci olarak da uluslararası örgütlerin hakkı esas alan bir yapıya büründürülmesi gerekiyor. Bunlar olmadan, güçlülerin anlayacağı dilden konuşmak için yeryüzünde yeni etkili bir birlik oluşturulması gerekiyor.
Kısacası Netanyahu’nun küstahça ve işledikleri cinayetlere rağmen meydan okuma cesaretini bulamaması gerekiyor. Sahip oldukları güçten cesaret alarak katliamlarını sürdüren, bununla da yetinmeyip katlettikleri 8 bini aşkın Filistinliye rağmen, Netanyahu, “Bu daha başlangıç” deme cesaretini buluyorsa, bu sözlerin hesabının sorulması, zalimlerin meydanı boş görmemesi gerekiyor. Bunun ötesinde hâlâ Gazze’ye gönderilen yardımlar çok az bir seviyede kalmış durumda. Yani bırakın katillere haddini bildirmeyi, masumların yokluğa İsrail tarafından mahkûm edilmiş olmaları bile dünyayı harekete geçirmeye yetmiyorsa sanıyorum sözün bittiği yerdeyiz. Zalimler sadece kendilerine çalışan düzeni sonuna kadar kullanıyor ve küstahlıklarını her geçen gün artırıyorlar.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.