Siyonistlerle her kıtaya serpiştirilmiş ülkelerin yönetimleri, güç ve iktidar sahipleri arasında cereyan eder. Ülkelerin iç dizaynında nasıl suyun başı tutulmuşsa beynelmilel alanda da aynı hal söz konusudur. Halkların hareket kabiliyeti, ekonomik güç ve iktidar sahipleri tarafından itina ile yok edilir. Gizli ve aleni anlaşmalar, kişisel ve inançsal menfaatler bugün ulaşılan durumu doğurur. Tüm anlaşmalar, iş birlikleri, baskılar, sınırlar, haksızlıklar ve halkların içinde kıvrandığı zulüm, çeşitlendirilebilir ticari faaliyetlere dayanır. Bu hiç de kısır olmayan, aksine fena halde mümbit olan döngünün rızıkla, insanlıkla, vicdan ve ahlakla alakası bulunmaz. Ticarettir.
İnsanlığın ve ahlakın serhaddi seyredilen şu günlerde, çağın en başarılı muhterislerinin pek popüler ‘ben ekonomistim’ tiradını anlamak ve gerçeklik ihtimalini yeniden gözden geçirmek gerekir. Nitekim ‘Yahu her seçimden, her olaydan, her savaştan, her gündemden, her şeyden mi kârlı çıkılır?’ diye sormaya mecali kalmamış insanların peşinen alacağı yanıt ‘evet’ olur. Hakkı teslim edilmelidir. Evet. Ekonomisttir. Tacirdir. Satmakta ve kazanmaktadır.
Marketlerin fırsatçılık, toptancının üçkâğıtçılık yaptığı çok yakın geçmişte, halk ufaktan mağduriyetinin farkına varmaya başlamışken Siyonistlerin vahşileşme mevsimi imdada yetişir. Yolsuzlukları sebebine adamakıllı sıkışmış, devrilmek üzere olan Siyonist liderinin aşkına ıstırabına bir anda çare bulması gibi… Siyonist bir teröristbaşı için kudurmak, saldırganlaşmak, kana doğru koşmak olağandır. İlginç olan, bu kana susamışlık ortamından iş birlikçilerin de rahatlıkla faydalanmasıdır. Gayrı yolsuzluk için de yoksulluk ve yoksunluk için de etraf süt liman, vicdan taşıyanlar içinse ölünecek zamandır.
Zamanın ticareti, çaresizlikle cebelleşen toplulukların gazını almaktan ibaret kalmaz. Yanlış yerde biriken topluluklara biber gazı sıkmak gibi de olmaz. Akdeniz’den çıkarılan doğal gaz ve petrolü Avrupa’ya nakletmek için anlaşmak, iş birliği yapmak, metin imzalamak gibi olabilir. Kamuoyu bundan ancak iptal edildiği söylenince haberdar olur. Eskimiş bir iş birliği girişimi olsa neyse, bugünden tam 40 gün evveline tekabül eder. Yani yapılan anlaşmanın daha kırkı dolmamıştır ki, o kadarcık menfaatten feragat etmek zorunda kalınır. O dahi yalandır. Yarın atlarla, bayraklarla bir resmi tören düzenlenip aynı dostluğun sağlanmama garantisi yoktur. Anlık imaj için bile olsa birtakım anlaşmaları askıya aldığını söylemek ne kadar da acıdır! Hatta kadın, erkek, genç, ihtiyar, bebek, çocuk ayırt etmeksizin insanların katledilişinden daha acı gelmiş olmalı ki ikidir ‘bizim size borcumuz yok, borcu olanlar sizi destekliyor’ yaygarası koparılır. Demek bu hayatta kişisel menfaatten gayrı bir dava tanımayınca, maddi kazançtan başka emel gütmeyince böyle olur. Şişin ve kebabın yanmaması için kitleler bir meydanda toplanır; sloganlar atılır, bayraklar sallanır, bağırıp çağırıp meskun, müsterih, olaysız dağıtılır. Böylece ateşkes ilan edilip ateş hattındaki insanlar selamete ermese de iç ve dış piyasada şahsi selametini dert eden işbirlikçiler, tüm sorumlulukları üstünden atıp ferahlamış olur. Biraz da aynı çakallığı yapamayan memleketleri suçlayınca mesele kalmaz.
19 Ekim 2023 tarihinde Siyonistler diplomatlarını geri çeker. Gerekçe güvenliktir. Çünkü o dokunulmaz zannedilen konsolosluklarının kapısına kadar erişip cam kıran, intifada niyetine taş atan insanlar bulunur. Gerilimin yükselmesi, sokakların karışması, Siyonistlere yönelik halk tepkisi hep kazanç kapısıdır. ‘HAMAS terör örgütü değildir dedim ya İsrail çok rahatsız oldu’ beyanı, bir istihbarat raporu değildir. Demek dostlardan sitem işitilir yahut böyle konuşulması istenir. 28 Ekim 2023 tarihinde Siyonistlerin dışişleriyle oynayan Eli Cohen şöyle söyler: “Türkiye’den gelen sert açıklamalar karşısında, İsrail-Türkiye ilişkilerinin yeniden değerlendirilmesi amacıyla Türkiye’deki diplomatik temsilcilerin geri dönmesi talimatını verdim.” Dokuz gün önce zaten çekilmiş diplomatlar için Siyonist dışişlerine böyle bir açıklama yaptırtmak da ticarete dahildir.
Devreleri yakmasa da anlamlandırmaya çalışan insanın beynini dumura uğratacak, hep kârlı, hep zeytinyağlı, hep suyun üstünde kalan bir ticarettir yaşatılan. Dinelip durulabilen der ki; demek Siyonistlerle iş tutan hep kârlı çıkar! Hayır, Yahudi milletinin ticaretten anladığına dair tevatürden kaynaklı değil, ekonomist olmak ya da ekonomi batırmaktan değil, zulmetmek yahut zulüm kopyalamaktan değil; nasıl bir liyakat yeminiyse onun gereğini yerine getirmek ve rolünü iyi oynamak dolayısıyla kârlı çıkar. O kâr, Siyonistler ve iş birlikçilerinin ne dünyasını kurtarır ne ahiretini… Va’dedilen, kaçınılmaz olan hesap günü mutlaka gelir.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Misafir - Adil gelir dağılımı ve liyakat. Eğer bir ülkede adil gelir dağılımına ve liyakate onem verilmiyor ise o ülkenin durumu aynen yazarın anlattığı gibidir. Siyonist olmak için illa yahudi olmak gerekmiyor. O ülkeyi siyonist ahlakina sahip kişiler yönetiyor demektir.
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.