1 “Ey gökler, dinleyin ve ey yer, kulak ver; çünkü RAB söyledi: Oğullar besledim ve büyüttüm, ve bana âsi oldular.
3 Öküz kendi sahibini, eşek de efendisinin yemliğini bilir; fakat İsrail bilmiyor, kavmim kulak asmıyor.
4 Ah, ey suçlu millet, haksızlığı yüklenmiş olan kavm, kötülük işliyenlerin zürriyeti, baştan çıkmış çocuklar!
RABBİ bıraktılar, İsrail’in Kuddûsunu hor gördüler, yabancılaştılar ve gerilediler.
5 Niçin sapıklığı artırarak yine vurulmak istiyorsunuz? baş büsbütün hasta, yürek büsbütün baygın.
6 Ayağın tabanından tepeye kadar da kendisinde sağlık yok...”
Bu cümleler, kime ait olabilir?
Veya bu cümlelere kim bugün muhatap olmayı hak ediyor?
Bu cümleler, Kitabı Mukaddes şirketinin, 1969 yılında yayınladığı “Kitabı Mukaddes Eski ve Yeni Ahit, Tevrat ve İncil” kitabının 673’üncü sayfasında, Yahudilere ve Hıristiyanlara göre peygamber kabul edilen, milattan önce 800’lü yıllarda yaşayan İşa’ya peygamberin İsrail’e konuşmasındandır. (İşa’ya, 1/1-6)
Peygamber olarak kabul ettikleri bu İşa’ya, 13/15’de İsraililere:
15- “Ele geçen her adamın gövdesi delik deşik edilecek ve tutulan her adam kılıçla düşecek.
16- Yavruları da, gözleri önünde yere çalınacak; evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek” diyor.
İslam dinine göre hiçbir peygamberin mübarek ağzından böylesine bir hadis çıkmamıştır.
Yirmi beş peygamberin hayatından bize örnek olacak bazı söz ve davranışlar, Kur’an-i Kerim’de bildirilir ama böyle gaddar söz hiç birinden çıkmamıştır.
Hatta gelmiş geçmiş en katmerli kafir olan Firavuna, tebliğ için giderken Musa ve Harun Aleyhisselamlara, “Ona en yumşak kelimelerle konuşun” anlamında:
“İkiniz Firavun'a gidin, çünkü O, azdı."
“Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır veya korkar” buyurur Rabbimiz Allah Celle Celalüh. (Ta-Ha Süresi, Ayet 20/43-44)
Sevgili Peygamberimiz de, ashabını harbe gönderirken, harbe katılmayan çocuklara, kadınlara, ihtiyarlara, papaz ve hahamlara, zirai mahsullere, arı kovanlarına... Zarar verilmemesini tembih edermiş.
(Buhari, Sahih, K. Cihad, bab 148, Müslim, Sahih, K. Cihad, bab 8)
Abdullah bin Abbas’dan, “Allah’ın Rasülü, orduyu gönderirken ‘Allah’ın adıyla (Bismillah diyerek) kafirlerle Allah yolunda savaş için çıkın. Gaddarlık/ihanet yapmayın, hazineye ait mallara el sürmeyin, düşmana işkence etmeyin, çocukları ve kilisesinde/havrasındaki din adamlarını öldürmeyin” (Ahmet, Müsned, Abdullah bin Abbas Hadisi)
Ashab-i kiramdan Esved bin Seri’ anlatıyor: “Allah’ın elçisine geldim ve onunla gazveye katıldım, sırtımdan yara aldım. İnsanlar öldürüyorlardı, hatta çocukları da öldürdüler. Durum Allah’ın elçisine iletilince şöyle buyurdu, ‘Bu topluma ne oluyor da bu gün çocukları da öldürüyorlar’ dedi.
Bir adam, ‘Ey Allah’ın Rasülü, onlar, müşriklerin çocuklarıdır’ dedi.
Allah’ın Rasülü şöyle cevap verdi, ‘Dikkat et, sizin en hayırlılarınız bile müşriklerin çocuklarıydı” dedikten sonra şöyle devam etti, ‘Dikkat ediniz, çocukları öldürmeyiniz, Dikkat ediniz, çocukları öldürmeyiniz” dedikten sonra şöyle devam etti, ‘Her çocuk (İslam) fıtrat üzere doğar ve dilini konuşuncaya kadar bu devam eder. Sonra anne ve babası onu ya Yahudi ya Hristiyan yapar” buyurdu. (Ahmet, Müsned, Esved bin Seri’ Hadisi)
“Neden ‘Anne ve babası onu Müslüman yapar’ demedi?’ derseniz, ayet ve hadislerin işaret ettiği manaya göre, dünyamızda doğan her çocuk, İslam fıtratı üzerine doğar. Bu hadis de ona işaret etmekte.
Yine Tevrat’ın İşa’ya bölümünde 60/16 da, yine o peygamber diye iddia ettikleri İşa’ya:
16 “Ve milletlerin sütünü emeceksin ve kralların memelerini emeceksin ve bileceksin ki, seni kurtaran ve fidye ile Kurtarıcın olan, Yakubun Kadiri, RAB benim.”
Günümüzde öyle bir inek bulmuşlar ki, batıl üzerine kurulmuş Batılı kapitalist ülkeler, sağılmak için kendi Cumhurbaşkanlarını gönderiyorlar.
Netanyahu, İşa’ya’nın 60. babından kendilerine pay çıkararak İşa’ya’nın kehanetinden dem vurmuş ama 59’uncu babı okumamış.
59’uncu babda İsraililerin kötü özelliklerini saymış, buyurun okuyun:
“İŞTE, RABBİN eli kısalmadı ki, kurtaramasın ve kulağı ağırlaşmadı ki, işitemesin;
2 Ancak sizinle Allah’ınız arasına fesatlarınız ayrılık koydu ve suçlarınız onun yüzünü sizden gizledi de sizi işitmiyor.
5 Çünkü elleriniz kanla ve parmaklarınız fesatla kirlendi; dudaklarınız yalan söylediler, diliniz kötülük homurduyor.
4 Doğrulukla dava açan yok ve hakikatle dava güden yok; boşluğa güveniyorlar ve yalan söylüyorlar; kötülüğe gebe kalıyorlar ve fesat doğuruyorlar.
5 Zehirli yılan yumurtalarından yavru çıkarıyorlar ve örümcek ağı dokuyorlar; onların yumurtalarından yiyen ölür ve kırılan yumurtadan engerek çıkar.
6 Ağlarından esvap olmaz ve işledikleriyle insan örtünmez; yaptıkları fesat işleridir ve ellerinde zorbalık işi var.
7 Ayakları kötülüğe koşarlar ve suçsuz kanı dökmeğe acele ederler; düşünceleri fesat düşünceleridir; soygun ve kırgın onların yollarında.
8 Selâmet yolunu bilmezler ve izlerinde adalet yoktur; kendilerine iğri yollar yaptılar; o yolda yürüyenlerin hiç biri selâmet bilmez.
9 Bundan ötürü adalet bizden uzak.” (Ahdi Atik, İşa’ya, 59/1-9)
Tevrat’ı tahrif ettiğiniz gibi, tahrif ettiğiniz kitabı da kötü kullanıyorsunuz.
Allah’ın kitabını tahrif edenler, Allah’ın yarattığı insan, hayvan, toprak, hava, deniz, su, bitki… leri de tahrip ederler.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.