İsrail ve ABD’nin yaptıkları karşısında söylenecek çok söz varken, gerçeği bulmak için yola çıkanlar bir süre sonra karşılaştıkları karmaşa karşısında sorularına cevap aramaktan vazgeçiyorlar. Söz gelimi Filistin’de ateşkesin gündeme gelmesi ile AB ve ABD, İsrail tarafından öyle cevaplar geliyor ki, insan bu karmaşa içinde gerçeğin bulunmasının zor olacağı sonucuna varıyor. Çünkü söylenenler ile gerçekler arasında ciddi farklılık var. Söylenenlere göre ABD; PKK ve YPG’ye terör örgütü DEAŞ ile mücadele ettikleri için destek veriyor. Hâlbuki bölgede şu anda DEAŞ’a yönelik açık bir mücadele söz konusu değil. Buna karşılık Filistin savaşında ABD, İsrail’e verdiği desteği gizlemeye gerek duymadan safını açıkça ilan etmiş durumda. Böyle olunca ister istemez bölgemizdeki yerel çatışmaların çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Dün bir gazetemizde, “İsrail’in fedaisi PKK olacak” başlığı altında verilen haber aslında bölgemizde çatışmaların gerçek sebebinin araştırılmasında karşımıza mutlaka ABD ve onun desteklediği terör örgütleri çıkıyor. Bunun da şaşıracak bir yanı yok. PKK ortaya İsrail’in fedaisi rolünde mi yoksa, bölgede bağımsız bir terör devleti kurma projesinin parçası olarak mı çıkar net olmamakla birlikte görünen o ki, bölgemizdeki terör örgütleri şimdiye kadar düşman ilan edilmiş olmalarına rağmen, ABD’nin kan kardeşi olarak yer aldılar. Yani bölgemizde çatışmaları değerlendirirken söylenenlerden çok söylenmeyenlerin görülmesi gerekiyor
Çünkü görünen o ki, İsrail Gazze’yi dümdüz edip insansızlaştırmadan kara harekâtını göze alamadığı için ABD vasıtası ile PKK ve DEAŞ’lıları bölgeye taşımaya çalışıyor. Eğer bu taşımanın sonunda söz konusu terör örgütlerinin militanları Gazze’ye taşındıktan sonra bir ABD’li yetkiliden “Bölgeden terör örgütlerini atmak için böyle yapıyoruz” şeklinde bir açıklama gelecek olursa hiç şaşırmamak gerekiyor. ABD ve İsrail için hedefe giden yolda her türlü yalan, yalan sayılmıyor. Çünkü inançlarını bile soykırım yapmak için kullananlardan her türlü sahtekârlık beklenebilir.
Özellikle İsrail’in kendilerinden başkasını insandan saymamak gibi bir anlayışları söz konusu. Bunun içindir ki, Gazze’de hayatını kaybedenlerin sayısı 7 bini aşmış iken Avrupa Birliği’nden yapılan açıklamada henüz ateşkese gerek yok denilmesini insan anlamakta güçlük çekiyor. Zaten sağlıklı bir kimsenin de bu yaklaşımı anlaması mümkün değildir. Çünkü söylenen söz Gazze’de ABD ve yandaşlarının henüz istedikleri hedefe ulaşmadıklarını gösteriyor. Şimdiye kadar hayatını kaybedenlerin sayısı 8 bine yaklaşmış olmakla birlikte Siyonistleri tatmin etmediği anlaşılıyor. Çünkü hedefleri Gazze ve Filistin’i insansızlaştırmak. Bir diğer ifadeyle soykırım uygulamak olduğu hususunda bir tereddüt olmadığını gösteriyor. Böyle olunca da artık daha fazla beklemek, İsrail’in uygulamaya koyduğu soykırıma destek anlamına gelecektir ki, bunun sorumluluğu da fazladır.
Eğer beklemeye devam edilecek olursa Gazze’de gözyaşının dinmesi için canlı kalmamış olacaktır. Bunun içindir ki İsrail’e ABD cenahından gelen, “Gazze’yi dümdüz et” çağrıları devam ediyor. Kısacası öldürenler kendileri ama adeta masumları suçlu gösterme gayreti içindeler. Bu bakımdan bu İsrail ve destekçilerinden dünyaya zarardan başka bir şey gelmez. Buna rağmen nedendir bilinmez kısa süre sonra İsrail’in cinayetleri unutulmaya terk ediliyor. Çünkü olayların üstünün kapatılmasını Haçlı-Siyonist ittifakı iyi biliyor. Bunun için harekete geçmek, özellikle AB ülkelerine enerji sevkini durdurmak gerekiyor.
Bu arada yazımı son bir haber ile kapatmak istiyorum. Haberde, “ABD, PKK’ya hava savunma eğitimi veriyor” deniliyordu. Bu durumun ülkemizin de ABD’nin hedefi olduğunun açık ifadesi olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.