Reklamı Kapat

Siz Kurtulursunuz Ama Ya Biz

Yüz yıllık direniş tecrübeleri, bugünkü davranışlarının İslam’a uygun olanları bütün dünya Müslümanlarına örnek olacaktır inşallah.

Gökten füzelerle evler başlarına yıkılırken, fosfor bombalarıyla derileri kavrulurken, yavrusunun yanık yüzüne bakarak kucağında hastahaneye koşarken, hastahanenin bombalandığını görüp çaresizlik içinde kaldığında bile, Rabbinden başka kimseye minnet etmeden her hareketinin İslam’a uygunluğuna dikkat eden bu çağın Filistinli kahramanları, gelecek nesillere örnek olacaklardır inşaallah.

Şair Baki’nin dediği gibi,

“Etrafa edüp figan sirayet

Her kuşede koptu kıyamet”

Bugüne kadar İslami direniş hareketlerini karalamak için Hollywood filmlerinden kestikleri cinayet, yakma, yıkma, asma, kesme… karelerle Müslüman direnişçileri karalamaya çalışanlar,

Filistinli Mücahitlerin, esirlerine iyi baktıklarını, serbest bıraktıkları  İsrailli 79 yaşındaki Nurit Cooper ile 85 yaşındaki Yocheved Lifschitz isimli kadınların dilinden “Yediklerinden yedirdiler, banyomuzu yaptırdılar, dostça davrandılar…” gibi sözlerini dünya duyunca şaşkına döndüler.

Hatta Siyonist düşmanlığının şiddetini anlatmak için bana, “Hocam, doğru mu bunu yapmaları. Onlar Müslüman esirlere ne yaparlarsa biz de onu yapmamız gerekmez mi?” diyen bile oldu.

Sen de onun gibi yaparsan, onun gibi olursun. Neden kavga ediyorsunuz?

İslam’a uygun olmayan aşırı nefret de, düşmanının hallerinin sana sirayet etmesine sebep olur.

“Biz de aynısını yapalım” sözü, onları kudurma haline getiren kuduz hastalığının sana da sirayet belirtisidir.

Biz, kinle değil, din ile hareket edeceğiz.

Dinimiz, esirlere nasıl davranılacağını, hem de İnsan Süresi’nde,

“Sevmelerine rağmen, yemeklerini fakire, yetime ve esire yedirirler.

Biz ancak Allah rızası için yediririz, sizden bir karşılık ve teşekkür istemeyiz" (derler)” (İnsan Süresi, Ayet 76/8-19) diye haber veriyor.

Mehmet Akif Ersoy merhumun sanki bugünlerin geleceğini haber verir gibi,

“Garb'ın (Batı’nın) âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar;

Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,

“Medeniyyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?” demiş.

ABD, AB, İngiltere, bütün güçleriyle işgalci İsrail’in havasını çelik kubbeyle korumaya aldığı, MOSSAD, CIA, SIS, MI6 gibi havada yüzeni, karada gezeni, denizde uçanı gördüğüne inanıldığı bir zamanda ve mekanda İsrailli işgalci askerleri ve askeri araçlarını tere yağından kıl çeker gibi, alıp esir eden, kaçırdığı düşmanının esir olduğuna karar verdiği anda hemen İslam’a göre esir hukukunu uygulayan bu kahramanlar, bu yüz yılın en namlı yiğitleri olarak anılacaklardır.

İşgalci kudurganlar, kendi ellerindeki Müslüman esirlere nasıl davrandığını bir göstersinler.

Birleşmiş Milletler Temsilcilerine bile göstermiyorlar.

Kudurganların, eskiden nasıl davrandığını görmek için evinden sağlam alınan bir ay, veya beş… sene  sonra sakat ve hasta olarak bırakılan Filistinlilerin sayısı, on binleri aşar.

Siz, sakın bizden akıl almayın.

Bütün insanların aklını yaratanın Kitabından ve O’nun elçisinin örnek hayatından ayrılmayın.

Çok yakın bir zamanda siz, dünya şirk şirketinin zulmünden kurtulursunuz da, bu gidişle bizim esaretimiz devam eder.

İnşaallah bize de bir el atarsınız.

Sakın bizim aklımızla hareket etmeyiniz.

Çok yakında bizden görünen bazı aklı evveller, size teslim teklifi getirebilirler.

Sakın kabul etmeyin.

Bizim aklımız, fikrimiz, mantığımız, davranışımız, bakışımız, hatta kullandığımız kelimeler bile laiklikle lekelidir.

ABD, AB, İngiltere hakkında şu günlerde hepsinin bir olup, işgal ordusunu desteklediğini, devletlerin başkanları olarak açıkça söylemelerine, biz hepimiz kızıyoruz ama altmış yıldır AB kapısında yatıp-kalkıp her kapı açılışında girmeye çalışıyoruz fakat bizi ayak ucuyla iteleyiveriyorlar.

Biz, lekeliyiz.

Size de sirayet edebilir.

Bu hafta boyu şu ayetlerin tefsirini okuyuverin:

“Sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ettiklerini iddia edenlerin, Tağut (put adamlar) önünde muhakeme olmalarını istediklerini görmedin mi? Halbuki, onları inkâr etmekle emr olunmuşlardı. Şeytan onları uzak bir sapıklığa düşürmek ister.

Onlara: ‘Allah'ın indirdiğine ve Rasülüne gelin’ dendiği zaman, münâfıkların senden tamamen uzaklaştığını görürsün.

Hayır, öyle değil. Rabbine yemin olsun ki, onlar aralarındaki çekişmede seni hakem tayin etmedikçe ve senin verdiğin hükme yüreklerinde sıkıntı duymadan teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.” (Nisa Süresi, Ayet 4/60-65)

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mahmut Toptaş - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.



Şehir Markaları

Siz de şehir markaları arasındaki yerinizi mutlaka alın...

+90 (212) 697 10 00
Reklam bilgi

Anket Akaryakıt fiyatları Erdoğan'ın imzası ile zamlandı! ÖTV zam kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tüm anketler