7 Ekim, HAMAS’ın zaferinden sonra haberleri ve uzmanların görüşlerini takip etmeye devam ediyoruz. Siyasilerinden sivil toplum kuruluşların açıklamalarına sokakta röportaj yapılan vatandaştan akademisyen uzmanlara neler düşünüyorlar, olaya nasıl bakıyorlar, hangi açıdan ele alıyorlar diye.
İbretlik açıklamalar, olaylara daha derin ve çok yönlü bakması gereken akademisyenlerden geliyor. Sanki başka gezegende yaşıyor gibiler. Neymiş efendim “Batı şimdi insan hakları sınavı veriyormuş. Demokrasinin beşiği olan ülkelerden insanlık adına verilen sınav önemliymiş” -miş, -miş.
Hâlâ Batı’nın ne olduğu konusunda kafalar net değil. Hatta kafaların net olmasından öte zihinlerde yükseltilen bir Batı anlayışına sahipler. Uluslararası konuları bir kenara bırakalım, iç işlerimize dair konularda bile kıstas olarak başvurulan, siyasi alanda herhangi bir iş yapılırken önce “Acaba Batı ne der?” diye düşünülen, dünyaya dair söz söyleme hakkının verildiği tek merci olarak görülen bir Batı.
Uzmanlarımız, akademisyenlerimiz Batı’nın, İsrail’in işgaline karşı tavrını değerlendirirken çoğunun bir şaşkınlık yaşadıklarını görüyoruz. Bir türlü yakıştıramıyorlar Batı’nın işgalciyi destekleyen tavrını. Gözlerinde büyüttükleri Batı algısının çökmesinden rahatsızlar.
Oysa Batı ilk defa bir zulme sessiz kalmış değil. İlk defa eli kanlı katillere destek vermiş değil. Hafızamızı tazeleyelim. 2013’te seçilmiş Mısır cumhurbaşkanı Mursi’ye yapılanlar ve Rabia Meydanı’nda hakkına sahip çıkmaya çalışan Mısırlılara yapılanlara tamamen kör sağır dilsiz kalmıştı başka ülkelere demokrasi ihraç eden Batı. Sözde demokrasi havarileri, darbeci Sisi’ye hiç ses etmemişti. O gün olanları görmelerine ne engeldi akademisyenlerimize?
Tarihi geri sarmaya devam edelim. 11 Eylül 2001 İkiz Kuleler’e uçakların saldırısı ile Amerika tüm Müslüman coğrafyaya karşı Haçlı Seferleri’ni başlattığını ilan etti. 11 Eylül’ün daha yapanı ortaya çıkmadan Afganistan ve Müslüman coğrafyalar hedefe konuldu. Bundan sonra Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra kendini dünyanın jandarması kabul eden Amerika, müttefik kuvvetleri ile başta Afganistan olmak üzere Irak’ı da işgal etti. İşgal etmeye gücü yetmeyen yerlerde kurdurduğu terör örgütleri ile vekalet savaşları çıkarak coğrafyamızı baştan sona kana buladı. O zamanda da bilim adamlarımız “Ne oluyor? Ne yapıyorsunuz?” demedi.
Irak’ın işgalinde, dünya jandarması Amerika tarafından işgale gerekçe olarak sunulan “Saddam’ın elinde nükleer var” yalanını söylediklerini itiraf eden Batı’dan daha nasıl bir insanlık bekleniliyor? Irak’ın başına demokrasi bombaları inerken, tüm dünya olanları canlı yayında izlerken ne yapıyordu bizim akademimiz?
Hele doksanlar dünya tarihinde bağımsızlıklarını bir şekilde kazanıp Batı’nın sömürüsünden kurtulan yerlerde Batı’nın o topraklardan elini çekmek istememesi üzerine birçok olaylar yaşandı. Örneğin Cezayir’de demokratik seçimle iktidara gelen İslami Selamet Cephesi’ne (FİS) yapılan haksızlıklar öylece orta yerde.
Soğuk Savaş’ın bitmesiyle dağılan Yugoslavya’da yani Avrupa’nın göbeğinde yaşanan Boşnakların katledilmesi meselesi. Çağdaş, insan hakları savunucusu Batı, Boşnakları Birleşmiş Milletler gözetiminde Sırp kasaplara teslim edilen sivil savunmasız Boşnaklara gözlerini yumdular. Bosna Hersek’te II. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyada ilk defa toplanma kampları kuruldu. Güneşin altında hakkıyla yer almış lider Aliya İzzetbegoviç, durmadan şunu haykırdı: “Biz sizden hiçbir şekilde yardım istemiyoruz. İnsanî yardım da istemiyoruz. Sadece haksız kim onu söyleyin.” Birleşmiş Milletler Toplantısı’nda milletinin acısını dile getirmeye çalışması BM toplantılarından nadir akılda kalan toplantılarındandır. Orada Batı’nın yüzüne, ne olduklarını söylemişti.
Bu liste uzayıp gider. Biz söyleyelim ki tekrardan Batı insan haklarında sınıfta kalalı çok oldu. Fakat insan düşünmeden duramıyor. Neden başımıza bir şey geldiğinde uluslararası camiaya bakarak bizler yön belirliyoruz? Bizim dünyaya dair söyleyecek sözümüz, çözümümüz yok mu? Batı’dan tepki gelmeden neden insani tepkilerimizi ortaya dökemiyoruz. Zulümleri durdurmak adına biz inisiyatif almıyoruz?
Batı’nın ne olduğunu anlamak için öyle çok gerilere bakmaya gerek yok. Hepimiz şahidiz Batı’nın ikiyüzlü olduğuna. Batı’nın tanımı için Erbakan Hoca’mızın şu sözünü de unutmamak gerek: “Batı, terbiye olmamış aygırdır.”
Annelerinin öpmeye kıyamadığı bebeklerin daha fazla katil işgalci İsrail’in silahları altında parçalanmasına şahit olmamak için “Yeni Bir Dünya”yı kurmanın vakti geldi, geçiyor. Yeni Bir Dünya kurmak için bu toprakların insanlarının Batı’dan insanlık adına öğreneceği bir şey yoktur.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Toprak - Emeğinize yüreğinize sağlık!!!
Toprak - DİRİ AKIL…
Diri akıl; yedi veren has tarla,
Kullanana güneş bakışlı yayla.
Doğru yanlış iki kapı yan yana,
Yol seçimi, bırakılmış insana…
......
Uyanmak ve ÇOOOK çalışmak mecburiyeti , zarurettir!!!
Biz hâlâ uyanAmadık ki!
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.